"Uyan artık uykucu! " dedi Deniz uyumadığımı bilmiyorken. "Neredeyiz?" dedim. "Alaçatı 'ya gelmek üzereyiz. Tuvalete gitmek ister misin ?" dedi. Arabadan inip tuvalete doğru yürümeye başladım arkamdan geldiğini bilerek. Kadınlar tuvaletinin kapısını açtığımda içeride kimse yoktu.
Tuvalet kabininden çıkıp ellerimi yıkarken küçük pencereyi gözüme çarptı. Önünde bulunan sensörlü kağıt makinesine baktım. Kaçabilirdim. Kolay olmayacaktı ama kaçacaktım. Makinenin üstüne ayağımı atmaya çalıştım ama olmadı. Ellerimi makinenin üstüne koyup kendimi yukarıya çektim. Makinenin üstüne basıp pencerenin oyuntusuna tutundum. Kendimi pencereye doğru ittiğimde tuvaletin kapısı açıldı. İçeriye yaşlı bir kadın girip "Kızım ne yapıyorsun sen ?" dedi. "Şey, ben, şey yapıyorum, telefonum pencereye kaçtı da." dedim ve atladım. Koşar adım lavabodan çıktığımda karşımda duvara yaslanmış olan Deniz'i gördüm. "Biraz daha gelmeseydin girecektim içeriye." dedi yürümeye başladığında. "Artık sıkıldım yolculuktan." dedim. "Az kaldı sabret biraz." dedi.
Arabayı park ettikten sonra bana döndü ve "Geldik." dedi. "Buradan kaçabilirim." dedim. "Kaçabilirsin ama kaçmayacaksın." dedi emniyet kemerini çözerken. "Nerden biliyorsun?" dedim mavi gözlerine bakarken. "Sonuçları kötü olur." dedi ve kilitleri açtı. Ben de hemen kapıyı açıp koşmaya başladım. Koşmaya devam ederken arkama baktığımda koşmadığını, ellerini bağlayıp durduğunu gördüm. Ona bakarken ayağım lanet bir taşa takıldı ve düştüm. Dizlerimin üstüne düşmüştüm. Hemen kendimi düzeltmeye çalıştım ama iki dizim de kanıyordu. Deniz de hızla yürüyerek yanıma geldi. "Kalk bakalım yaramaz." dedi bana elini uzatırken. Elini tutmayıp kendi çabalarımla ayağa kalktım. "Neden peşimden gelmedin?" dedim. "Düşeceğini biliyordum." dedi bir otelin kapısından içeriye girerken. Daha fazla uzatıp onunla muhattap olmak istemediğimden sustum ve topallayarak arkasından otele girdim.
Resepsiyondaki kadına "Tek kişilik iki oda istiyorum mümkünse." dedi. "Bildiğiniz üzere tam tatil zamanı olduğundan maalesef odalarımız dolu." dedi kadın Deniz'in ağzının içine düşerken. "Teşekkürler." deyip otelden çıkarken kadın "Rezerve bir odamız var ama üç gün sonra gelecekler, isterseniz üç gün için size ayarlayabilirim." dedi. "Ama sadece bir tane onun için olmaz." dedim. "Ama diğer otellerde de yer bulmanız çok zor." dedi kadın. "Tamam o zaman alalım biz odayı." dedi Deniz.
Merdivenlerden yine topallayarak çıkarken "Ya ben seninle aynı atmosferde nefes almaya tahammül edemiyorum nasıl aynı odada kalabilirim, nasıl kabul ediyorsun ki, çok saçma. " diye söylenmeye devam ediyordum. "Sus artık sus!" diye bağırdı. O bağırdığı an merdivene oturdum. Beni gördüğünde "Ne yapıyorsun şimdi, niye oturdun? " dedi. "Dizlerim ağrıyor, yürüyemiyorum." dedim. Bacaklarımdan ve sırtımdan tutup beni omzuna attı. "İmdaat, yardım edin, pis bir sapık beni odasına götürüyor. Yardım edin!" diye bağırıyordum. "Sus başımın belası, sus! " dedi sakince.
