Sabahın 06.00' da alarm sesiyle uyandım. bu gün 8. Sınıf olmuştum ve ilk gündü garip hissediyordum içimde kötü ile iyinin karışımı bir his vardı. Hemen yataktan kalktım annem babam ve iki kardeşimle birlikte yaşıyordum ve hepsi uyuyordu. Hemen elimi yüzümü yıkayıp üzerime bir şeyler giyindim bu günü özel kılan arkadaşlarımı aylar sonra tekrar görecek olmamdı. Zaman geçmiyordu kulaklığım kulağımdaydı müzik dinliyordum mutlu gibiydim lakin içimdeki o karmaşık his artarak devam ediyordu, karamsarlık ve mutluluk, insan nasıl bunları bir arada yaşar ki diye düşündüm. Sonra birden duygusal bir şarkı çalmaya başladı. O an ağlamaya başladım neler oluyordu bana, ben ne hissediyordum hissettiğim duygunun bir adı var mıydı? Ayağa kalkıp o kadar da büyük olmasa da büyük salonda dolandım resmen hıçkırarak ağlıyordum canım yanıyordu ama neden okulun ilk günü neden böyle saçma sapan duygular içerisindeydim. Saat daha zar zor 07.12 olmuştu çantamı aldım omuzlarıma. içerisinde krem ve kalemlerimden başka bir şey olmamasına rağmen ağır geliyordu. ne yaşıyordum ben şu an. Annemi dürtüp çıktığımı haber verdim. elim titriyordu o halli anneme bir not yazdım uyku sersemi hatırlamaz diye. Hâlâ ağlıyordum biliyordum bir şey için üzülmüyordum ama ağlamak geliyordu içimden bu şekilde hızlı hızlı okula koştum. Koşsam ne olurmuş bu şekilde okula girebilirmiymişim? Okulun karşısındaki parka geçtim hâlâ ağlar vaziyetteydim. O an okulun arkasındaki rampa dan arkadaşım Atike ve Esra nın hızlı hızlı geldiğini gördüm heyecanlıydılar ve ben bu Halle büyük ihtimalle tüm bu heyecanı yok edecektim. Sonra bir anda ağlamam kesildi, birden bire. içimdeki hisler devam etmesine rağmen ağlamam kesilmişti. Buradan şunu anlamıştım ki ağlamamın sebebi kesinlikle ama kesinlikle hissettiklerim değildi. Esra ve Atike nin yanına elimi yüzümü toplamadan gitmek istemiyordum ama istesem de istemesem de beni fark etmişlerdi ve yanıma geliyorlardı. Benim ağlamış olduğumu fark ettiklerinde hızlandılar.
Atike; lan sana ne oldu.
Esra; oha oğlum ne oldu lan.
Bir anda sarılmaya ilgi göstermeye başladılar. Tamam bu çok normaldi ama arkadaşlarımın bana öylesine ilgi göstermesi çok hoşuma gitmişti. O an mutluluk denen duyguyu gerçekten hissetmiştim. Bir yandanda anlatmaya başladım...
Esra; abi yalnız bu çok saçma boşu boşuna ağlayamazsın.
Atike; belki de okulun ilk günü fazla heyecan yaptın.
Esra; yani bence de öyle çünkü yani insan durduk yere ağlayamaz.
Fadime (ben); ama bakın ben şu an da aynı hisler içerisindeyim hatta daha karmaşık ama ağlamıyorum.
Onların dediğinin aksine beni ağlatan başka bir şeydi ve ben bundan emindim hayal gücü geniş olan birisi olarak saçma sapan şeyler düşünmeye başlamıştım. Mesela en gariplerinden biri; beni ağlatan acaba periler miydi?
Ay yok artık dedirttim. Biz okulun bahçesinden içeri girerken Meryem de gelmişti.
Mereyem; aşkımm (aşkım dediği ben oluyorum) seni çok özledim.
O kadar sıkı sarılmıştı ki ölecektim neredeyse. Sohbet muhabbet derken ona da anlattım her şeyi.
Meryem; sanki bir rüya gibi, acaba bi anlamı mı var.
Esra; eğer öyleyse iyiye işaret olmadığı kesin.
Atike; ağzınızı hayra açın, beni de korkutmayın. hem ne olabilir ki?
Meryem; tabiki de bir şey olmaz salak mısınız?
Esra; yav yoktur öyle bir şey bu mal kesin bir şeye üzüldü ya.
Atike; bak Fadimee...
Fadime; umarım kötü bir şey olmaz...
Okula girmeden önce sıraya girip istiklal marşı okumamız gerekiyordu. Şimdi tüm sınıf beraberdik bende bu olayı sıradan bir şeymiş gibi unutmak istiyordum güne berbat bir şekilde başlamış olsam da güzel geçeceğine inanıyordum şimdi 7/D nin 8/D oluşunun tadını çıkartmak istiyordum.