Annem sabah beni mutlulukla uyandırmıştı.Ağrı'dan İstanbul'a gelmek çok yorucuydu. Hemen okuluma başvuru yapmıştık. Onuncu sınıfımı farklı okulda okuyacaktım. Hemde burslu bir şekilde. Bende heyecanlıydım elbette. Yeni kişiler yeni ortam ve yeni bir yaşam. Bu liseye gelmemi annem istemişti. Özel bir kolejdi. Ben yüzde doksan burs ile gidiyordum. Annem kapıyı araladı. Benim uyandığımı anlamıştı.
-Hayrun annecim hadi kalk.
İsmimi pek sevdiğim söylenemez. Ama ne yapayım ismimin böyle olmasına ben karar vermiyorum.
Normalde uyanırken hep söylenirim. Ama bugün ayrıcalıklı bir gün. Hiç itiraz etmeden kalktım.
Evimiz biraz küçüktü. Hatta bayağı bir küçüktü. Ama bu bize yetiyordu. Babam gece geç saatte gelmişti anlaşılan. Hâlâ yatıyordu. Neyseki annem kahvaltıyı hazırlamış. En sevdiğim yiyecekleri koymuş sofraya. Ayrıca sucuklu yumurta yapmış (!)(Sanırım annem okulda ağzımın kokmasını istiyor anlaşılan)
-Anneee! Neden sucuklu yumurta yaptın? Ben yemezsem dayanamam. Ama okula gideceğim.
-Bugün mutlu başlasın istedim. Hem dişlerini fırçalarsın ve hiç bir şey olmaz.
Annem ne derse o olur benim için. Babam uyanmıştı. Her zamanki gibi gece işleri vardı. Annem bu duruma çok sinirleniyordu. Annem gece gündüz demeden çalışıyordu. Evimizin tek geçim kaynağı annemdi. Ağabeyim desen zaten sokaktan eve gelmiyordu. Sokak onun evi olmuştu resmen. Ama ne yapayım bu aileyi ben kendim seçmedim ki?
Yemeğimi yedim ve okula gitmek için sabırsızlanıyordum. Aslında kendim gidecektim fakat babam sarhoş halde salonun ortasına geçip kendisinin beni okuluma götüreceğini söyledi.
-Baba ben kendim giderim. Ayrıca sen bu halde mi götüreceksin?
-Ne varmış halimde?
Annem söze karıştı ve hayatımı kurtardı.
-Kemal bırak kız kendi başına gidebilir. Ayrıca sen halini görmüyorsun herhalde. Bu halde sokağa çıksan anında araba çarpar.
Babam ikna olmadı.
-Sevim bırak sen karışma kızımı ben götüreceğim. Hadi Hayrun hazırsan gidelim.
Neyseki yeni okulumda ki ilk günü mutluluğumu kimse bozamazdı.
_____________________•___________________
Okulum kocamandı. Eğer burslu gitmeseydim tüm bunlar ne kadar da pahalıya mâl olurdu. Okula girdik. Babam illaki çantamı taşımak istedi. Ne garip (!) Sınıfımı biliyordum. Hemen ikinci kattaydı. Babamdan çantamı istedim. Israr etti. Neymiş sınıfıma kadar bırakacakmış. Saçmalık. Vermiyordu. Tüm okula beni rezil ediyordu. Elinden hızlıca çektim. Bir anda bıraktı. Az kalsın yere kapaklanıyordum. Ama keşke kapaklansaydım. Çünkü erkek bir çocuğun üstüne düştüm. Dakika bir gol bir derken okuldaki en rezil anımın bu olmasını diledim. Çocuktan özür diledim. Bana çok garip bakıyordu. Elini uzattı.-Merhaba ben Çağan. İyisin değil mi?
Babamın yanında çok utandım.
-M-merhaba bende...
Konuşmayı mı unuttum acaba?
-Benim ismim de Hayrun. İyiyim teşekkür ederim.-Tanıştığıma memnun oldum. Hangi sınıftasın?
Ben hemen oradan uzaklaşmak isterken bana hâlâ soru soruyordu. Ama kalbimin hızlı atması normal miydi?
-Bende memnun oldum. 10-A sınıfındayım ben.
-Aa ne büyük tesadüf ki bende 10-A sınıfındayım. Sanırım okulumuza yeni geldin.
Kalbim küt küt atıyordu.Kimse karşısında bu şekilde olmamıştım daha önce. A dur bekle. Ortaokulda sevdiğim bir çocuğa karşı da böyle heyecanlanmıştım. Ama bu seferki o zamanınkinden 10 kat daha fazlaydı. Hayır yoksa ben. Ben aşık mı olmuştum. Daha ilk günden daha neler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüzünü Gizleme [Yeni] [Devam ediyor]
JugendliteraturGerçekte Hayrun'um. Ama değiştim..