episode one.

31 4 20
                                    

herkese merhaba, umarım beğenirsiniz!

eğer başladığınız tarihi yazmak isterseniz. 》》》


şarkı önerisi; cherry, lana rey. 13 beaches, lana rey.

Bölüm 1: Şemsiyenin Getirdiği Neşe

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm 1: Şemsiyenin Getirdiği Neşe.

Eksiklik'in verdiği buhranlardan geçenler hep tamamlanmayı ummuşlardır. Bu buhranlarının istediği en acı ve delici ilaç tamamlanmaktır. Kalbin bir parçası yokmuş gibi hissettirirdi bu buhranlar, hep öyle hissettirirdi. Ve ruhun sessiz derinliklerinde boş, karanlık, tek bir lambanın bile yanmadığı, sadece Ay'ın ve yıldızların aydınlattığı herhangi geniş bir sokaktan tek başına geçiyormuş hissi uyandırırdı insanın yüreğinde. Bu sokaktan güven duyduğu biriyle yürümeyi tercih ederdi, eksiklik duyan. Çünkü tek iken güvensizliğin kol gezdiği bu geniş ve boş sokak, birlikte iken mehtabın verdiği bu parlak ve aydınlıkta tamamlayan ile huzur bulurdu.

Saye'de bunu ummuştu, bu huzuru. Çok fazla eksiklik duyuyordu. Bir şeylerin tam olmadığı hissine kapılıyordu, ve bu his herhangi bir çarşı kafesinde arkadaşlarıyla buluşup sohbetin en koyu anında kalbine soğuk ve ıslak bir tahtakazık gibi saplanıveriyordu. Bir anda heyecanlı bir şekilde artan ses tonu düşüyor, sisli bir denizi andıran parıltılı mavi gözleri soluyor, sandalyesine doğru küçülüyordu.

Çok genç olmasına karşın çok yorgun duruyordu bakışları, hayatının en deli çağlarını bu hırçın mutsuzlukla eriyip gidiverişine izin veriyordu. Acı, tek hissettiği vurguydu kalbinde. Neden olduğuna anlam veremiyordu, usanmıştı ve yorulmuştu artık yüreğinin acı yası altında. Acı, onun içinde değildi. O, acının içindeydi. Eksiklik ise bu acının kaynağıydı elbette.

Okuldan yürüyerek dönerken-hiçbir zaman ait hissetmediği fakat buna rağmen çabaladığı
yerden dönerken- sadece düşünürdü. Her şeyi düşünürdü; yoldaki, sararmış ağacın yaprağının yere düşüşünden evrenin uçsuz bucaksız bir yerinde bir kara deliğin içinde kaybolmayı düşünen kelebeklerin var olup olmadığına kadar. Yinede, düşünmek hoşuna gitsede bazen-hatta çoğu zaman bu yoruyordu onu. Hayatını etkileyen bir durumdu, ders dinlerken, müzik dinlerken, arkadaşlarıyla konuşurken, su içmeye giderken, öylece sessizce otururken, uyumaya çalışırken, her yaptığı şeyde(kitap okumak hariç, kitaplarla özel bir bağı vardı sanki. onları okuduğunda kayboluyor gibiydi onların içinde, ve kendinde kaybolmadığı tek zaman dilimleriydi okuduğu zamanlar.) yoğun bir şekilde düşünürken bulurdu kendini.

Yine bir gün ilkbahar aylarında, okuldan döndüğü zamanların birinden, talihi onu yine kötü bir şekilde-ki en azından o öyle düşünüyordu-kollarıyla sımsıkı sarmıştı. Okulun bahçesinden daha çıkmamışken yağmur sımsıkı bastırmıştı. Yağmur, toprak ile buluşurken damlaların soğukluğu Saye'nin sarı, uzun ve soluk görünümlü saçını okşuyor, okul çantasındaki defterlerde yazan önemli notlarını ıslatıyor, içindeki yazıları dağıtıyordu. Yağmur devam ederken, okulun geniş bahçesinden hızlı ve koşar adımlarla dışarı çıkmıştı. On dokuzuncu adımında, geri döndü ve okulun küçük ama çatısının altında ıslanmayacağını bildiği beyaz güvenlik kulübesine sığındı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 15, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

❝görünmez ip❞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin