Ep 2

343 44 37
                                    

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen fikirleriniz benim için önemli<3

"Bebeğim?" Kafamı kaldırdığımda Soobin ile göz göze geldim ama o bu durumu çokta önemsemedi.

"Efendim bebeğim?" Diyip kollarını Yeonjun'un beline sardı abim. Yeonjun da ona yaslandı.

"Cumartesi pazar bizim arkadaş grubu sahile gidicek Minho'nun ailesinin orda bi yazlık evi var orda kalıcaz iki gün sende gelirsin demi?"

Ben Abim Yeonjun tepenin en güzel kafesindeydik.

Benim burda ne işim vardı bende bilmiyordum.

Anahtarımı unuttuğum için kapıda kalınca abimi aramıştım oda Yeonjunla tepede olduklarını söylemiş ve oraya gelmemi dile getirmişti.

Tepeden bütün kasaba görünüyordu fazla güzeldi. Daha çok ergen aşıklar vardı ama olsun.

Tekrar soruyorum benim burda ne işim vardı.

Geldikten sonra Soobin onlarla durabiliceğimi sonra beraber inebiliceğimizi söylemişti.

Ve tam tamına yarım saattir onların flörtleşip birbirine cinsel şaka yapmalarını izliyordum.

Bu zaman diliminde Yeonjunla sadece ilk geldiğim zaman bir hoşgeldin karşılaşmasından başka konuşmamıştık.

Bana bakmıyordu.

Gözlerini Soobin'den alamıyordu.

"Umm bilemiyorum bebeğim."

Soobin'inin cevabıyla ona döndüm. Bilemiyorum mu? Düşünüyor muydu cidden. Benimle o kadını yalnız bırakmayı düşünmek acımasızdı.

Ama yinede bunu kendisinin fark etmesi gerektiğini düşünerek ona 'ciddi misin?' Diye bağırarak bakmak yerine gözlerimi yarım saattir yaptığım gibi telefonuma çevirdim.

Yeonjun bakışlarımı fark etmiş gibi önce bana kısa bile denmeyecek kadar kısa bir bakış atıp abime döndü.

"Sıkıntı oluyorsa kardeşini de getirebilirsin?"

Bu sözler ile oturduğum yerde ciddi manada donduğumu hissettim. Cam kenarından gelen rüzgarı ilk defa o zaman hissetmiştim.

Mutlu mu olsam üzülsem mi anlayamamıştım.

Daha önce hiç abimin arladaşlarıyla bir buluşmaya hele de yatılı gitmemiştim. Aramızda sadece 2 yaş olmasına rağmen Soobin beni arkadaşlarıyla beraber görmekten hoşlanmazdı. -daha önce gördüğü söylenemezdi ama neyse- önceden ona gelmek istediğimi söyledğimde bana kendi çevremi yapmamı kendi arkadaşlarını boşvermemi isterdi.

Zaten bu 15 yaşındayken falandı. Şuan arkadaş grubu hakkında dikkatimi çeken tek kişi Yeonjundu.

Üzüldüğüm şeyse bana adımla bile seslenemiyordu.

Kardeşin?

Gözlerimi telefondan kaldırmadım ikisininde bakışlarını üzerimde hissediyordum ama bana karşı bir konuşmada bulunmadıkları sürece onlara dönmemekte kararlıydım.

"Sence nasıl olur Beom?"

Şaşırarak abime döndüm. Kabul edeceğini asla düşünmezdim. Her zaman uzak durmamı isterken sırf Yeonjun gelebilir dediği için mi istiyordu?

"Beom burda mısınız?"

Bir şeyler düşünürken etrafa boş bakışlar attığımı fark ederek içimden silkelenip abime döndüm.

"Ah şey evet burdayım. Bana fark etmez, sen karar verebilirsin."

Onunda kabul ettiği başta bunu bana sormasından belliydi.

"Ah harika o zaman ikinizide cuma günü bekliyorum."

Yeonjun sevindiği için ellerini çırptı. Ben dışa karşı hiçbir tepki vermesemde daha demin buz tutan kalbim iki saniyede eridi.

Abim ise benim gibi değildi.

"Çok tatlısın." diyip dudaklarına yapıştı.

Bu ani olayla gözlerimi hemen onlardan kaçırıp kafenin etrafını taradı. Bunu onları gören olur mu diye yapmadım, burası zaten böyle şeylere alışık olan bir mekandı. Sadece onlara bir saniye bile daha fazla bakmak istemedim.

Bir süre geçtikten sonra hava esmesine rağmen ortam boğmaya başlayınca tshirtümü salladım. Onlar hala birbirini yemekle meşguldu.

Daha fazla dayanamayacağımı düşünüp ayaklandım. Oturduğum koltuğun arkasına astığım sırt çantamıda alıp abime dikkatını vermesi için dik dik baktım.

İkiside ayaklandığımı fark etmiş olucak ki bana döndü. Yeonjun sadece samimi bir gülümseme verip telefonla ilgilenmeye başladı.

Yanakları kızarmıştı.

Göz devirmemek için gözlerimi 2-3 saniye kapatıp tekrar açtım.

Ciddi olamazdı demi? Yeonjun'un gerçekte gayet arsız bir pislik olduğunu biliyordum.

Sırf onlara öpüşürken dik dik baktığım için utanmış mıydı?

"Ben çıkıyorum artık bunalttı burası biraz. Sende geliyor musun gelmiyorsan ben evin ordaki parkta beklerim."

Soobin bir bana birde Yeonjun'a baktı. Yeonjun da kafasını ona çevirince onun arkasında kaldığım için ne yaptığını görmedim.

Ama bir şeyler yapmıştı ki,

"Beom ya sen geç ben çok bekletmeden gelirim olmadı Taehyun'u ara beraber ben geleseğe kadar takılırsınız."

Bu sefer göz devirmemi tutamamıştım. Ama ikisininde görmediğine emindim.
Siyah şortumun cebine koyduğum telefonu alıp kısa bir sürede baktım.

17.54

"Tamam ben iniyorum. Çok bekletme."

-

01.28

Oflayarak telefonumu soğuktan titreyen bacaklarımın üzerine koydum.

Soobin'den hala iz yoktu.

Parka ilk geldiğimde biraz bekledikten sonra Taehyun'u çağırıp biraz konuşmuştuk. Ama o da saat geç olmaya başladığı uykusu geldiği bahanesiyle gitti. Tam bir tavuktu.

Saat artık 12 yi geçmeye başladığında parktan kalkıp evin önüne gelmiştim soğuktan donduğum için.

Her ne kadar yaza yeni girmiş olsakta geceleri soğuktu helede şort giyen biri için. Abimi en az 5 kere aramıştım bir saat arayla ama açan olmamıştı. En geç 7 de gelir diye düşünüyordum ama düşündüğüm gibi olmamıştı.

Annemin tek başarısı dışarı çıktığında haber vermesiydi. Bu gün arkadaşında kalacağını söylediği zaman abimle ikimizde onaylamaktan başka bir şey yapamamıştık.

Evin önünde de geçen bir buçuk saatlik bekleyişin ardından belki annem fikrini değiştirmiştir diye düşünerek kapıyı uzun uzun çaldım.

Kapı açılınca mutluluktan soğuktan hareket edememe rağmen zıplayacaktım.

Ta ki Üzerinde hiçbir şey olmayan altına da yeni geçirdiği belli olan ipleri bağlanmamış eşorfmanla, saçları dağılmış, dudakları şişen bir Soobin görene kadar. Gördüğüm manzara beni yerin dibine gömmüştü.

Arkadan gelen ses ise yerin dibine gömmüş gibi hissettirmeyi geçip beni direk yerin altına sokmuştu.

"Soob kim gelmiş?"

Yeonjun'un sesi.

Bu bölümü de atayım dedim ilk bölüm fazla kısa çünkü

Görüşürüzz

West Coast, BeomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin