Sabah yağmur sesi ile uyandığımda yavaşça yattığım yataktan kalkıp cam kenarına doğru yürümeye başladığım da aklımda hâlâ o vardı. Şu an ne yapıyor, nasıl bir hayatı var diye düşünüp duruyorum. O da beni düşünüyor mu diye aklıma gelince sol gözümden bir damla yaş düştü. Hızlıca gözyaşımı silip perdeyi açıp kısa bir süre yağan yağmura baktım. Ardından cam kenarındaki küçük koltuğa oturup dışarıyı izlemeye devam ettim.
Onunla en son konuştuğumuz aramızda o kadar da iyi bir konuşma geçmediği aklıma gelince derin bir nefes aldım. Şimdi bütün bunları neden düşünüyorum. İşte bunu bende bilmiyorum. Bu bilinmezlik için de yaşamak o kadar zor ki, bunla nasıl başa çıkacağımı bilmiyorum.
Yağan yağmura bakarken onunla Nisan yağmurun da karşılaştığımız o gün aklıma gelince içimde tarifsiz bir duygu oldu. O gün öğleden sonra yağmurlu havada eve gitmeye çalıştığım da acele ettiğim için ona çarpmıştım.
İlk anı düşününce yüzümde büyük bir gülümseme oldu. Bugün bile o zaman ki kadar utanıyorum. Dikkatsizliğim yüzünden yağmur sularına düşmemize sebep oldum. Onun üzerine düştüğüm zaman kendimi çok kötü hissetmiştim.
Oturduğum yerden yavaşça kalkıp dış kapıya kadar yürümeye başladığım an da o da yağmur yağdığı zaman ilk tanıştığımız gün aklına geliyor mu diye düşünmeden edemedim. Kimse görmeden evden dışarı çıkıp, aynı o gün gibi yağmurun altında ıslanmak istedim.
Annem beni bu şekilde görse çok kızar ve bir an evvel eve girmem için baskı yapardı. Her yağmur yağdığı zaman yağmurun altında ıslanıp hasta olduğun için haklı olarak tepki gösteriyordu.
Kısa bir süre sonra annem beni fark edip hızlıca yanıma gelip zorda olsa içeri girmemi sağladı. Şimdi her zaman yaptığı gibi bana nutuk çekecek ve ben o an orada olmak istemediğim için hızlıca odama gitmek için hazırlanıyordum.
Annemin de arkamdan geldiğini bildiğim için hızlı hareket etmeye çalışıyordum. Ben hızlı davrandıkça annem de aynı şekilde hızlı bir şekilde arkamdan gelmeye çalışıyordu. Odanın önüne geldiğim de derin bir nefes alıp arkamı dönüp anneme baktım.
"Kızım Handan buna bir son versen diyorum. Ne zamana kadar böyle yapacaksın merak ediyorum. Bu halin beni çok üzüyor biliyor musun? Ne olur böyle yapma."
Annemin bu sözlerini duysam da bir şey demeden odama girip kapıyı arkamdan kapatıp derin bir nefes aldım. Annemin kapının önünden gitmediği bildiğim için kapının önüne oturup onun gitmesini bekledim. Kısa bir süre durduktan sonra annem kapıyı çalıp kapının önünden çekilmemi istedi.
Onunla aynı şeyleri konuşmak istemediğim için onun bir an evvel buradan gitmesini bekliyor, bunun kolay olmayacağını düşününce kendimi çok kötü hissettim. Bu kötü düşünceler ile başa çıkmanın bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.
"Kızım, şu kapının önünden çekil ve gel konuşalım. Sen böyle yapınca kendimi çok kötü hissediyorum. Bir anne olarak ne kadar üzülüyorum biliyor musun?"
Onun benim yüzümden üzüldüğünü görünce kendimi çok kötü hissettim. Bir an yerin dibine girip yok olmak olmak istedim. Daha fazla onu üzmemek için onun bir an evvel buradan gitmesini çok istedim.
Onu yeteri kadar üzdüğümü ve bundan sonra daha fazla üzülmesin diye elimden geleni yapacağım. Mutlu olsun diye uğraşacağım ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyorum. Benim bu ruh halim düzelmeden, onun da mutlu ve iyi olmayacağını çok iyi biliyorum. Onun için de kendimi çok çaresiz ve bitkin hissediyorum.
Benimle konuşmadan gitmeyeceğini bilmeme rağmen onu buradan gitmeye ikna etmeye çalışıyordum. Başarısız olsam da yine de onu ikna etmeye çalışacağım. Benim için zor olsa da, yine de bunu yapmayı çok istiyorum.
"Anne şimdi seninle konuşmak istemiyorum. Ne olur beni anla, olur mu? Seni çok iyi anlıyorum ve bütün bunlar beni de çok üzüyor. Lütfen anne bana biraz zaman ver. Bunlar benim için hiç kolay değil."
Bütün bunların benim için hiç kolay olmadığını düşünürken bile kendimi yorgun ve bitkin hissediyorum. Son kez de olsa kendim için bir şey yapmak istiyorum. Nereden ve nasıl başlayacağımı bilmiyorum. Bu bilinmezlik ile başa çıkmanın bu kadar zor olacağını düşünmemiştim.
"Senin için bunların hiç kolay olmadığı çok iyi biliyorum. Yine de bir anne olarak senin için çok endişe ediyorum. Onun için dışarı çıkta nasıl olduğunu göreyim. "
Her zaman olduğu gibi annem bu sefer de benim ne hissettiğimi anlamıştı. Peki bunu nasıl yapıyor diye düşünmeden edemiyorum. Bazen onun özel bir gücü olduğunu bile düşünüyorum.
Gözyaşımı silip pencerenin oraya doğru baktığım da, bir kuşun koyduğum ekmek kırıntılarını yediğini fark edince yüzümde büyük bir gülümseme oldu. Bazen yüzümü güldürecek şeyler de oluyordu. Yağmur kesilince tabak içinde emek ıslatıp koymuştum. Bu yağmuru havada yiyecek bir şey bulamazlar diye düşündüm. Tam da benim düşündüğüm gibi olmuştu.
"Tamam biraz sonra çıkacağım. Ne olur şimdi sen içeri git, olur mu? Ben kendime geldikten sonra sana söz veriyorum. Dışarı çıkıp, senin yanına geleceğim."
Benim bu sözlerimden sonra annemin derin bir nefes aldığını duyunca dönüp kapıya baktım. Sanki annem ile göz göze gelecek gibi, neden böyle bir şeyi yaptığımı hiç bilmiyorum. Bunu kabul eder mi diye düşünürken annem söze girdi. Ne söyleyeceğini merak ettiğim için hemen dinlemeye başladım.
"Tamam o zaman ben şimdi gidiyorum, sen de geç kalma olur mu? İçeride seni bekliyor olacağım. Biraz konuşmak bizim için daha iyi olacak."
Annem gitmeden önce benimle konuşmak istediğini söyleyince yavaşça oturduğum yerden kalkıp kısa bir süre de olsa kuşları izledim. Onları izleyince kendimi daha iyi ve huzurlu hissettim. Cama konan kuşları izlediğim zaman kendi daha huzurlu hissediyorum.
Gözyaşları silip odadan çıkarı çıkıp banyoya girip elmi yüzümü yıkadım. Başımı kaldırıp ayna da kendime baktığım da ne kadar bitkin olduğunu fark ettim. Bu halim beni çok korkuyor ama yine de ayakta kalmaya çalışıyorum.
Bir kaç gündür doğru dürüst uyuyamadığım için kendimi aşırı yorgun hissediyorum. Bu şekilde nasıl ayakta kaldığımı düşününce, kendime inanıyorum. Annem benim uykusuz olduğumu fark etti mi diye düşünürken annemin yanına geldiğimi bile fark etmedim.
"Kaç gündür uyumuyor musun?" Annemin bu sözünden sonra kısa bir süre düşündükten sonra her gün bir kaç saatlik uyku ile ayakta kaldığımı düşünüp durdum. Annem benim günlerdir uykusuz kaldığımı mı falan mı düşünüyor?
"Her gün bir kaç saat uyuyorum." diye cevap verdiğim de annemin bana ciddi bir ifade ile baktığını görünce derin bir nefes aldım. Annemin bu halini görünce ne konuşmak istediğini tahmin etmeye başladım.
"Benimle bunu mu konuşacaktın?" diye sorduğum an da bana kısa bir bakış attı. Ardından, "Evet" diye cevap verince bir an evvel buradan gitmek istedim. Şimdi bana neden uyumadığımı soracak ve benim ona verecek bir cevabım yoktu.
"Anne neden bana ısrarla aynı şeyleri soruyorsun? Ne olur bunu yapma olur mu? Bu konuyu konuşmak benim için çok zor anlıyor musun?"
Benim bu sözlerimden sonra kısa bir süre de olsa gözlerimin içine baktı. O zaman itiraz kabul etmediğini anlayıp istemeden de olsa onun yanına oturdum. Bu konuşmanın nasıl geçeceğini düşünüp duruyorum.