75

2.2K 154 69
                                    

Şeytan azapta gerek.

Ediz.

Kapıyı açar açmaz gördüğüm beden, heyecanımı sanki ilk kez görüyormuşum gibi arttırsa da soğuk ifademi korumaya devam ettim.

Bedeni, heybeti ve yakışıklılığından bir nebze bile kaybetmemiş olsada yorgun olduğunu hissedebiliyordum ,iyi olduğuna içimden şükredip hasretle bana bakan gözlerine karşılık vermeyerek kenara çekildim. Soğuk tutmaya çalıştığım sesimle..

"girsene"

İçeri girip kapıyı kapattığım an ellerini yüzüme sarıp kendine çektiği gibi dudaklarımın üstüne uzun bir öpücük bastırdı.

"güzelim benim "

Gözlerime bakıp -

"iyi misin ?"

Elimi göğsüne bastırıp nazikce geri ittirdim.

"Kurt yapma"

Bu defa alnıma uzanıp öptü.

"Kurt yapma,lütfen, kızgınım"

"konuşucaz yavrum "

Geri çekilip yüzümü serbest bıraktı,cidden çok yorgun görünüyordu, bu görüntü bir an içimi sızlatsa da ardından zihnime doluşan o dans görüntüsü ile kıskançlık öfkemi bir tamam yerine iade etti.

Üstü başı hala dün geceki kıyafetlerleydi ve bu aklıma türlü türlü şeyler getirmişti.

"Hira uyuyor mu?"

Başımla onayladım, bütün gece uyumuş hala da uyanmamıştı. Uykuyu çok seviyordu. Bir çok bebeğin aksine bizi nerdeyse hiç uyandırmazdı geceleri.

İçeri yönelip odaya girdiğinde ben de arkasından adımladım, o Hira'yı severken kapının girişine yaslanıp onları izledim.

Hira henüz beş aylıktı ve korunaklı büyük bir yatağın içinde yatıyordu.

İkisini izlemek şu hayattan alabileceğim en büyük zevklerden biriydi.

Şu an aramızdaki bu mesele olmasa çoktan ikisini birlikte kucaklayıp öpücüklere boğmuştum. Sessizce iç çekip Kurt'un kızımıza mırıldanmalarını izledim.

'' Küçük kuzum, uyansa da bir öpüp koklasam, babasının minik prensesi "

Eğilip yavaşca alnını öptü, parmakları ile yanaklarını hafifçe sıkıştırıp çenesini, yanağını küçük küçük öpmeye devam etti.

" oh mis mis, babası gibi mis kokuyor benim güzel kızım"

Dediğinde ciddi ifadesine bakıp dudağımı ısırdım, yüzüme dağılan gülücüğe engel olamamıştım ama neyseki Kurt bunu göremeyecek kadar kızımıza odaklanmıştı. Sonunda üstünü örtüp yavaşça kalktı ve sessizce arkasını dönüp bana doğru yürüdü.

Gözlerimiz birleştiğinde ifademi soğutup gözlerimi ondan çektim ve arkamı dönüp mutfağa yürüdüm.

"yorgun görünüyorsun Kurt, bir duş al bir şeyler hazırlıyım sana, aç mısın?"

Ağzını açmasına fırsat vermeden önce.

"gerçi sabaha kadar yemişsindir sen yiyeceğini ama" deyip gergince adımlarımı hızlandırdım.

Hala dün geceki kıyafetleri giyiyor olması gece eve gitmediğinin bir kanıtıydı ve Kurt gibi bir adam öyle bir mekandan eve gitmediyse geceyi nerde geçirmişti, kimin koynunda...

Zeyneb'in evde olduğunu  hatırladım bir anda ama  sesi çıkmıyordu, muhtemelen sesizce çıkıp gitmişti. Her kes aramız düzelsin diye uğraşıyordu ama ben sakinleşemiyordum işte.

Anlaşma {Mpreg}  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin