spring

258 14 75
                                    

"Afiyet olsun yine bekleriz."

Verdiği kahvenin ardından bakışlarını sakin kafede dolaştırdı genç kız. Mesaisinin kaçıncı saatinde olduğunu bilmiyordu ama kesinlikle yorulmuştu. Eğer seçme şansı olsaydı, kapalı kafenin sıcak ve boğucu kahve tezgahında değil baharın güzelleştirdiği New York sokaklarında olmayı tercih ederdi.

Gerçi seçme şansı vardı ve o çalışmayı reddedip açlıktan ölmemeyi tercih etmişti ama baharın ilk günlerinde çalışırken boğulduğunu hissediyordu.

"Matilda! Yeni iş arkadaşınla tanış." diyen sesi duyduğunda bakışlarını tezgahın önünde beliren patronuna çevirdi.

Abed Tanvar, New York'taki birçok işletmenin aksine iyi patronlardandı. Orta yaşlı, sevimli bir Hintliydi ve Mariam Tilda ona gerçekten minnettardı.

"Siz tanışın, benim yukarıda işlerim var." dedi Abed. Yanındaki genç çocuğun sırtına birkaç kez vurduktan sonra tekrar kaybolmuştu ortalıktan.

"Ben José Pedro, istersen Peter diyebilirsin tabii. Sanırım sen de Matilda'sın." dedi çocuk. Nereden baksan en fazla yirmi beş yaşındaydı, bu da onu Mariam Tilda'dan en az yedi yaş büyük yapıyordu.

Yine de şirindi, zayıf bir yüzü olmasına rağmen kahverengi iri gözleri onu tatlı gösteriyordu. Sakalsız yüzü gülümsediğinde Mariam Tilda onun yirmi beşten de genç olabileceğini düşünmüştü.

"Eğer adın Peter değilse demeyi tercih etmem." dedi genç kız. Hâlâ tezgahın dışında duran yeni iş arkadaşının barın arkasına geçebilmesi için kapıyı açmış ve askıdaki kullanılmayan önlüğü ona uzatmıştı.

"Ve adım Matilda değil. Mariam Tilda. Yalnızca Abed bana Matilda der. Sen Mariam ya da Tilda, istediğini kullanabilirsin."

"Pekala Tilda." dedi çocuk. Yeşil önlüğü alıp taktıktan sonra heyecanla ellerin birbirine sürtmüştü.
"Ben baristalık yapmayı bilmiyorum. Bay Tanvar senin öğretebileceğini söyledi. Yani bu durumda sen benim Yoda'm oluyorsun, ben de..."

"Pekala genç Luke Skywalker, öğren bir an önce yapmayı kahve." dedi genç kız. Yoda taklidi başarısız olsa bile yeni iş arkadaşının gülmesi, rezil olmadığı için hoşuna gitmişti.

🍃

"Bayan Saleh, iyi misiniz dalgın gözüküyorsunuz?"

Gözlerini kırpıştırarak kendisini toparladı kadın. Zihninin içinde dönüp duran anıya anlam vermeye çalışmak yerine onunla konuşan asistanına vermişti dikkatini.

"İyiyim Lizzie, sadece yorucu bir gündü." dedi yumuşak bir ses tonuyla. Bakışlarını duvardaki saate çevirdiğinde mesai saatinin çoktan bittiğini fark etti.

"Çekim alanı hazır mı? Biliyorsun bugün Craig ve ekibini ağırlayacaktık." dedi Mariam Tilda.

Oturduğu yerden kalktığında bakışlarını önce güneşin batarak gökyüzünü turuncuya boyadığı manzaraya çevirmişti. Bir gökdelenin en üst katında ofisi olmasını en çok bu yüzden sevdiğini kabul edebilirdi.

Yıllarını yazılıma, oyun yaratıcılığına vermiş ve tırnaklarıyla kazıya kazıya ceo'luğa yükselmiş olabilirdi ama orada çalışmanın en güzel yanı cam duvardan mevsimlerin manzaralarını izleyebiliyor olmaktı.

seasons|pedro pascalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin