autumn

112 12 59
                                    

Derin bir nefes aldı Tilda. Aynadaki yansımasından kendine bakıp makyajını silerken aynı zamanda arkasındaki yatakta uzanmış kitabını okuyan sevgilisini de görebiliyordu. Günün mental yorgunluğu omuzlarındaydı ve bunu nasıl atacağını da bilmiyordu.

"Sanırım ailen benden pek hoşlanmadı." diye mırıldandı yavaşça. Elindeki pamuğu kenara bıraktıktan sonra tüm dikkatini sevgilisinin aynadaki yansımasına vermişti. Gözlerinde ufak korku kırıntıları varken Pedro'nun bunu görmesini istemiyordu.

"Saçmalama Tilda." dedi adam. Kitabını komodinine bıraktıktan sonra sevgilisine çevirmişti bakışlarını. Kendi tişörtlerinden birini sevgilisinin üzerinde görmeyi seviyordu, zaten kadın da her ne kadar orada kendi kıyafetlerinden olsa bile sevgilisininkileri daha çok seviyordu.

"Ablam klasik bir Latin kadını, pozitif duygularını belli etmeyi sevmez ama ben onu tanıyorum. Javiera da tüm ailem de senden hoşlandı. Hem yeğenlerime video oyunu hediye etmen çok şirindi. Hepsi seni sevdi, inan bana."

"Bilmiyorum José..." diye söylendi kadın. Oturduğu yerden kalktığı sırada Afrika örgüsü saçlarını düzelterek yatağa doğru atmıştı adımlarını.

"Sana inanıyorum ama ya hoşlanmadılarsa?"

"Hoşlanmadılarsa da boşver." dedi Pedro. Yanına doğru gelen sevgilisine elini uzattıktan sonra onu kucağına doğru çekmişti.

"Seninle bir hayat yaşayacak olan benim, onlar değil. Buna saygı duyacaklardır."

Yüzüne yerleşen gülümsemeyle birlikte sevgilisine baktı Mariam Tilda. Onun dizlerine oturmuş halde onu izlerken ve söyledikleri kalbinin ısınmasını sağlarken mevsim sonbahar olsa da mutlu hissediyordu.

"Benimle bir hayat mı yaşayacaksın yani?" diye sordu parmakları Pedro'nun sakallarında dolaşırken. Omuzlarındaki o yük artık yoktu.

"Eğer sen de benimle bir hayat yaşamak istiyorsan, tüm hayatımı yanında geçirmek güzel olur." dedi adam. Yanağında dolaşan parmakların onu sakinleştirmesine o kadar alışmıştı ki bunsuz bir hayat hayal edemiyordu.

"Benimle bir hayat yaşamayı istemez misin?" diye sordu ellerini sevgilisinin beline yerleştirirken.

Yavaşça başını salladı kadın. Pedro onun gözlerine bakarken cevabını çoktan verdiğini biliyordu, dudaklarında bir 'evet' dökülmesine ihtiyacı yoktu. Sakince sevgilisine yaklaştı Tilda. Artık onu öperken cesaretini toplamasına gerek kalmadığı için her fırsatını değerlendiriyordu.

🍂

"Tilda, hey!" diye mırıldandı genç adam. Elini iş arkadaşının gözü önünde hafifçe sallamasa belki de dikkatini hâlâ çekememiş olacaktı.

"Sen iyi misin? Tüm gün ağzını bıçak açmadı. Beni duymuyorsun bile."

"Pardon, dalmışım." dedi genç kız. Derin bir nefes alıp kendini toparlamaya çalışsa da pek başarılı olamamıştı. Bütün gün zihnini işgal eden düşüncelerden kurtulamamıştı bir türlü. Derslerine önem veren o genç kız gitmişti, müşterileri bile zor duyuyordu sanki.

Koluna değen eli hissettiğinde bakışlarını José'ye çevirdi gülümsemeye çalışarak. İyi olduğunu söylüyor olsa da José Pedro'yu buna inandıracak kadar iyi bir oyuncu olmadığını biliyordu.

"Senin için endişeleniyorum." dedi José Pedro. Tezgaha yaslanmayı bırakmış ve arkadaşının önünde dikilerek elleriyle kollarını tutmuştu. Her zaman gülümseyen ve ifadesiz yüzüyle baksa bile insana tebessüm ettiren genç adamın gözlerinde gerçekten de endişe vardı.

seasons|pedro pascalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin