Yoonginin ağzından;
Sırt çantamı gelişi güzel sıraya fırlatmış Ardından Mark'ın yanına oturmuştum. Gece geç yattığım ve de sabah erken kalkmak zorunda kaldığım için acayip uykum vardı. Bu yüzden kafamı marka doğru dönmüş kafamı sıraya yaslamıştım. Kollarımın üstüne yattığımda ilk önce Mark'ın yüzüne bakmış onunda resmen ayakta uyuduğunu görünce gülmüştüm.
Kafası sağa sola sallanıyor hala daha uyanmıyordu. En sonunda kafası yan tarafa düşmüş, düşmesiyle birlikte kafasını pencerenin kenarına vurması bir olmuştu. Bağırarak ve elini kafasına götürerek bir anda ayağa kalkmış, sızlanmaya başlamıştı. Ben ona gülerken içeriye sıra arkadaşım moonbin ve onun arkasından changbin ve seungmin girmişti. Ben hala Mark'a gülüyordum ve o'da kafasını tutarak bana kızıyor gülmememi söylüyordu.Evet onu kesinlikle dinlemiyor hatta daha sesli gülmeye devam ediyordum.
Changbin ve seungmin arkamızda ki sıraya yerleşmişlerdi."Noldu lan neye gülüyonuz, ne kaçırdık"
Ben tekrar Mark'a bakarak kahkaha atmış Mark'ın sinirli bir şekilde yanıma oturmasına sebep olmuştum.
"Enayi, ayakta uyurken kafasını cam kenarina vurdu"
"Enayi"
Mark'ı sinir etmek kadar eğlenceli bir şey yoktu şu dünyada. Sinirlenince suratı çok komik oluyor bizim daha da gülmemize neden oluyordu.
Bir süre sonra farklı konular hakkında konuşmaya başlamıştık. Bu süre içinde çoğu kişi gelmiş sınıf dolmuştu. Çok geçmeden zil çalmış bende dahil herkes kendi yerine geçmişti. İlk dersimiz matematikti ve yeni öğretmen gelecekti. Yeni gelen kişiyi merak ediyordum ama bir o kadar gelmesini de istemiyordum.
Önceki matematik hocamız homofobikti sırf ben etek giyiyorum diye bana kafayı takmıştı. Derste hiç bir şey yapmamama rağmen bana kızar bağırırdı. Hatta bir keresinde beni müdürün odasına göndermişti. Neyse ki müdürümüz bu aptal hoca gibi homofobik değildi. Bana bir şey dememiş sınıfa geri göndermişti.Yanımdaki moonbin horlamış bakışlarımın ona dönmesini sağlamıştı. Horladığı an bir anda uyanmış kafasını sıradan kaldırmıştı aniden. Kıkırdama mı tutamamış moonbinin bakışlarının bana dönmesine sebep olmuştum. Uykulu gözleri ile bana bakmış, kafasını sallamıştı ne oldu manasında.
"Zil çaldımı ya?"
Ağzının içinde mırıldanarak söylediği kelimelere gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırmış ardından cevap vermiştim moonbine.
"Evet az önce çaldı, birazdan da hoca gelir"
"Lan bizim hoca ölmedi mi amınakoyim?"
"Maalesef yeni hoca atanmış"
Dudaklarımı büzerek üzgünmüş gibi söylemiştim. Moonbin oflayarak arkasına yaslanmış o sırada da sınıfın kapısı açılmıştı.
Herkesin gözü kapıya dönmüştü, mutsuz bir şekilde kapıya bakmış, gözlerimi büyüterek kimin geldiğine bakmıştım.Yaşlı, sakalları beyazlamış, bunak birisini beklerken içeriye atomun bir parçasının gireceğini düşünmemiştim.
Herkesin içeriye giren uzun boylu adama dibi düşerken changbin arkamdan beni dürtmüş ardından arkama dönmüştüm."Erkeğin özütü amınakoyim bu ne!?"
Changbinin dediğine kısık sesle gülmüş ardından changbini katılan seungmini dinlemeye başlamıştım.
"Cidden lan bu erkekse biz neyiz at kılı falan mı?"
Kahkaha atmamaya çalışarak kısık sesle tekrardan gülmüş sonra önüme dönmüştüm.
Bakışlarım yanımdaki moonbine dönmüş içeriye giren kişiyle asla ilgilenmediğini farketmiştim. Bu sırada içeriye giren kişi elindeki defteri masaya bırakmış, sonra bize dönerek kendini tanıtmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Long Hair \yoonmin\
Fiksi Penggemar"Hey! küçük kız hemen şimdi saçlarını bağla" "Bay park.. Ben kız değilim"