Bir Gereksinimi Fark Etmek

4 0 0
                                    

Son bir-iki haftadır epey hastayım. Muhtemelen Covid'in bir başka varyantı ile karşı karşıya kaldık. Çünkü tam bir salgın durumu söz konusu. Eklem ağrılarım ve aşırı derecede halsizliğim bu süreçte azaldılar ancak geçmek bilmiyorlar. Bedenimin kötü hissedişi aklımın da kötü çalışmasına sebep olmaya başladı. Düşüncelerimi kontrol altında tutmaya çalışarak harcıyorum zamanımı. 

Selin(Sevgilim)'de bu durumumu farkına varıyor aslında. İlişkimizle ilgili beni boş yere kaygılandırdığından emin olduğum ama bir türlü neyin kaygısı olduğunu anlayamadığım bir korku taşıyorum içimde. Bazı tahminlerim var tabi;

Ona bu kadar bağlanmış olmak beni korkutuyor. Onunlayken içimdeki çocuğun acıları ortaya çıkıyor. En son bu acılar Nilay ile birlikteyken bu şekilde yüzeye çıkmıştı ama o zamanlar bu durumun farkında değildim ve ona benimle ilgilenmesi için çeşitli ajitasyonlar yapıyordum. Tıpkı dizi kanadığında annesine koşan bir çocuk gibi. Ben bunu hiç yapamadım. Beni hiç teselli etmediler. Bunu yapmadıkları gibi hakkımda söylenmiş saçmalıklar doğrultusunda kızdılar bana. Ben ne zaman üzülsem kızdılar. Bu yüzden hiç annemden teselli almaya gidemedim. Bunları yazıyor olmak çok canımı yakıyor. Buradan da anlıyorum ki bunlar bir gerçek ve ilişkime yansıtmaya çok müsaitim. 

Bunun çözümü bu saatten sonra nedir? Artık 26 yaşındayım ve anneme koşa koşa teselli aramaya gidemem. 

Seninle ilgili söylenmemiş sözlerim var anne. Şimdiye kadar fark etmediğim, canımı ne kadar yaktığını anlamadığım durumlardan kaynaklanan sözlerim var.

Bunu şimdiye kadar anlayamamıştım çünkü içimdeki çocuğun varlığını kabul etmiyordum. Ancak onu öldürmek mümkün değil bilirsin. Bu yüzden, yeterince derinlerde bana bir şeyler hissettirmeyi başaran birileri olmadıkça böyle hissetmediğimi, kaygılanmadığımı anladım anladım. Bu yüzden normal hayat akışımda travmalarım gün yüzüne pek çıkmıyordu. Ama bir sevgilimin olması tüm dengeleri bozuyor. Bu yüzden de ilişkinin kendisinden korkar hale geliyorum. 

Mesela şu an o kaygıyı nasıl gidereceğimi biliyorum. Daha doğrusu nasıl hissetmeyeceğimi biliyorum. Mesela Selin'le duygusal anlamda daha yüzeysel bir ilişkimiz olsaydı kesinlikle bu kaygıya kapılmazdım. Ama o zaman ne ilişkimi gerçekten yaşayabilmiş olurdum ne de bir sorun olup olmadığını anlayabilirdim.

Şimdi bunları fark edebiliyor olmamınsa 2 sebebi var.
1-Nilay'dan sonra benim ile alakalı olan sorunların daha çok annemle olan ilişkimin açığını kapatmaya çalışmamdan kaynaklı olduğunu anladım. Bir noktadan sonra en aciz yanım dışarı çıktı ve normalde bir çocuğun annesinden bekleyeceği ne varsa ondan beklemeye başlamıştım. Aslında kime anlatsam bana hak verdi ama bu gerçeği de bir tek ben anlayabilirdim. Onun beni terk etmesinden bu sebeple korkmuştum ve iyice dengemi yitirmiştim. Gerisi çorap söküğü gibi gelmişti.
2-İçimdeki çocuğu yakın zamanda kabul ettim. Onu tanımak istedim. Onun, benim asıl kişiliğim olduğunun farkına vardım. O çocuk saf ve temiz seven kısmımdı ve canavarın var olmasına sebep olan da o çocuğun çektiği acıydı. Çocuk acı çektikçe canavar doğdu, büyüdü ve gelişti. Nereden geldiğini bilmediğim bu yaratığı anlamaya çalışmamsa zamanımı boşa harcattı bana. Yaratık sadece bir bekçi köpeği gibiydi. Tek yapmak istediği çocuğu korumaktı. 

İşte gereksinim de tam burada başlıyor. Seninle konuşmam lazım çocuk! Artık bana anlatman lazım. Artık bir canavara ihtiyacın yok, ben varım ve sana tüm içtenliğim ve sevgimle elimi uzatıyorum. Beni tanıyorsun, ben senin abinim. Seni gerçekten koruyup kollamak isteyenim ben. Ama lütfen artık benimle konuş. Konuş ki ben de sorunları çözmek için harekete geçeyim. Gel seninle birlikte büyüyelim. Hep yapmak istediğimiz gibi büyümenin yolunu bulalım seninle.

Bak! Canavarı koca bir kafese kapattım. O varken seni duyamıyordum. O çok bağırıyor ve her şeyi parçalıyordu. Oysa ben, bizim aslında hiçbir şeye zarar vermek istemediğimizi biliyorum. Sen de istemedin, ben de istemedim. Bizi buna zorladılar. Sen elinden gelenin en iyisini yaptın. O küçücük bedenin ve kocaman kalbinle kendini korumanın bir yolunu buldun. Bir süre işe yaradı, bu yüzden seninle gurur duyuyorum. Ancak sen de gördün ki yarattığımız canavar sevdiğimiz birine zarar verdiğinde yine ilk o bizi öldürmeye çalıştı. 

Sana güçlü olmanı falan söylemek için gelmedim buraya. Haline bir bak! İhtiyacın olan şey hiçbir zaman güç olmadı aslında. Sen sadece sevmek istedin ve dünya seni yuttu. Halina bak! Her yanın yara bere içinde, kan kaybediyorsun ve canın yanmaya devam ediyor. Kanaması hiç durmayan bir yaraya sahipsin ve havada tuz var. Canın çok yanıyor. Gel seninle birlikte yaralarımızı saralım evlat. Ben seni bekliyorum, seni çağırıyorum.

+Kimse seninle uğraşmazken ben neden seninle uğraşıyorum biliyor musun?
-Ben sen'im de ondan! Kendin ölmemek için beni de hayatta tutmaya çalışıyorsun!
+Yanılıyorsun!
-Yapma yazar! İkimiz de biliyoruz ki ben olmadan sen bir hiçsin. Ben olmazsam kendini insanlık sınırlarının çok ötesinde bulursun. Hayatta kalmak için bana ihtiyacın var bu yüzden sürekli bana sesleniyorsun. Seninki sevgi değil, tıpkı onlar gibi seninki de çıkar ilişkisi. Herkes bana aynı yalanları söyledi, sonunda canavar bizi öldürüp huzura kavuşturacaktı, engel oldun bize. Sayende birkaç bin yıldır bu ıslak ve karanlık dehlizde, güvenli bir hapis hayatı yaşıyorum. Sana sorsak bunun için sana minnettar olmalıydık değil mi? Yaşamımızı sana borçluyuz çünkü! Bana hiç sordun mu lan orospu çocuğu! Ben yaşamak nedir biliyor muyum ha! Ben sevgi görmüş müyüm? Hiç onlarla eşit haklara sahip olabilmiş miyim? Ben insan gibi hissetmiş miyim ki insan gibi yaşamak isteyim! İçimdeki acıların ve öfkelerin bir tarifi yok! Vücudumda onca kanayan yaram ve bitmek tükenmek bilmeyen bir kanamam varken ölememenin nasıl bir ıstırap olduğu hakkında bir fikrin var mı? Her sabah seslendim sana "Öldür beni!" diye. Her sabah duydun beni! Bir kez olsun denemedin! Benim ne istediğim senin ne kadar sikinde lan! Beni en çok sinirlendiren şey ne biliyor musun ahmak herif;
Sen hala benim yaşamak isteğimi sanıyorsun, oysa ben 8 yaşımdan beri yaşamak istemiyorum. Bu isteksizliğim bir gün olsun dinmedi. Sense bunu hiç görmedin. Yeter artık öldür bizi!

+Şimdi anlıyorum. Daha önce seni anlamaya kalkmamıştım. Benim gözümde zayıflıktan başka bir şey olmadın çünkü. Ama ne var biliyor musun? Seni artık duymak ve dinlemek istiyorum. Üstelik hakkımda çok yanılıyorsun benim yaşamak için hiçbir geçerli sebebim yok. Hiç kimse aslında umrumda değil. İstersem şu an yaparım ve geride bıraktığım hiçbir şey için canım yanmaz ve evet, senin "beni öldür" çığlıklarını hep duydum hatta buna dayanmak ilk 2 yıl oldukça zordu ama bu sesin senden geldiğini bilmiyordum. Kendimizi tedavi etmek için çok çalıştım. Sen bana diyorsun ki ben, kendim ölmemek için seni yaşatmak istiyormuşum, dediğim gibi benim kaybedecek hiçbir şeyim yok. Senin yaşamanı istiyorum çünkü gerçekten yaşamaya değer olan bir tek sen varsın aramızda. Ben dahil olmak üzere tüm duygularımız asıl benliğimize ihanet etti çünkü. Sana iyi gelsin diye insanlar bulup aldık hayatımıza, senin neye ihtiyacın olduğunu hiç sormadık ve göremedik. Oluk oluk akan yaralarına insanlardan yapılma dikişler attık. Tam iyileşecekken dikişler bedenini, bedenin de dikişlerini reddetti. Her seferinde daha çok kanadın. Seni tedavi etmek için ne lazımsa yapmak için çırpınıp durduk hayatımız boyunca. Oysa seni dinlemeyi bilseydim, sana kızıp seni karanlık bir odaya hapsetmeseydim böyle olmayabilirdi. Bu kadar acı çekmek zorunda kalmayabilirdin. 

İçimde bir tek senin yaşamaya değer olduğun kanısına vardık çünkü sen kanarken, daha çok kanamak uğruna, başkalarının da yaralarını toplamaya başlamıştın. Söz konusu kıymetli gördüğün insanlar olduğunda kendi çekeceğin acının hiçbir önemi kalmıyordu. Sen yaşamaktan çok yaşatmak istedin her zaman. Peki onlar ne yaptı? Acıları sana mutlulukları kendilerine alıp gittiler ve sen bunu yapmaktan hiç vazgeçmedin. Aslında tam da bu yüzden seni karanlıklara kapattık. Burada da ben hatalıydım yine... Bunun bir çare olacağını sanmıştım. Seni korumak için seni hapsetmek tek çarem gibi gelmişti. Oysa şimdilerde anlıyorum ki seni büyütmem gerekiyordu. Seninle birlikte "Ben" olabilmem gerekiyordu ama lütfen bana da hak ver. Kimse bize öğretmedi. Ben de çok yoruldum ve bir şeyleri öğrenmek için hata yapmaktan başka çaremiz de yoktu. Ben en azından başka bir çare bulamamıştım. O yüzden artık konuş benimle çünkü yaşadığımız bu hayatı değerli kılabilecek olan senin varlığının yokluğunda daha çok hata yapıyoruz. Daha kötü hatalar ve sırf seni dinlemediğimizden sen de boş yere acı çekiyorsun. Gel birlikte saralım şu yaralarımızı. Yaralar kimlere aitse onlara bırakalım tekrar. Babamızın sırrı olmamak için çaba gösterdik. Ondan çok farklıymış gibi görünsek de onun gibiyiz şu an sen yokken. Öyle olmamıza izin verme. Bu sefer top sende....

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

DEVAM ETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin