...Haketmiyorum...

110 16 10
                                    

Yolda hızlı adımlarla ilerliyorum.Geç kalacağım.Daha çiçek bile almadım.En sevdiği çiçeği almayı düşünüyorum.İnsanlar üstüme üstüme geliyor.Topuklu ayakkabılarım ayağımı acıtıyor.Ne stresli. Sonunda çiçekçiye geldim.Her taraf güzel çiçeklerle doluydu ama ben tercihimi laleden yana kullanacağım.

Zaten bir klasik haline geldi.Tanıyorlar beni.Yedi seneden beri hep buraya gelirim.Lale alıp annemle buluşmaya giderim.Hiç gecikmedim .Bugüne kadar .Şuanda orada olmam gerekiyordu.

Satıcı bana bakıyordu.Daldığımı fark etmemiştim.


'Lale mi?' dedi

'Evet bir demet alabilir miyim?' birkaç dakika bekledim. Laleleri getirdi ve uzattı.

'Saolun hayırlı işler.' diyerek yola koyuldum. Artık bayağı gecikmiştim.


Kadıköy Mezarlığı. Yalnız olduğumda geldiğim yer . Merdivenleri hızlıca çıkmaya başladım . Yoruldum.Birazda korktum tabi.Mezarlıkta tek ben vardım.Buluşma yerime geldim ve konuşmaya başladım.


'Biraz geciktim biliyorum.Seni unuttuğumu düşünmüş olabilirsin.Hatta benim gibi kedini yalnızda hissetmiş olabilirsin.Unutmadım.'

Gözyaşlarımı tutamadım.

'Bak en sevdiğin çiçekten aldım.'En sevdiğin!'Belki bu çiçekleri bile benden çok sevdin...Üzgünüm .Sana layık bir çocuk olamadığımı bugünde gösterdim.Beni bırakmadan önce , gitmeden önce söylediklerin beni derinden üzdü.Hala dün gibi aklımda.Sen haklıydın.Ne olursa olsun sen haklıydın.Ben senin o zarif , narin,güzelliğinin bir parçası olamazdım.Kozan soyadını taşımaya hakkım yoktu.Haklıydın.'

Bunlar benim klasik konuşmalarım .Gözyaşlarımı sildim .Dik durdum.ağladığım belli olmasın diye gözlüğümü taktım.Koskoca Azra Kozan ağladı demesinler sonra.Hızlı adımlarla oradan uzaklaştım.Hiç halim yoktu o yüzden taksiye binmek istedim.Hiç biride durmuyor ki .Aslında arabam var.Yürümeyi tercih ettim ama pişman oldum. Bir tanesi durdu. Kapıyı açıp içeri bindim.

'Beyoğlu ' dedim.

'Tamam abla' dedi.Yılışık bir şeydi.O sırada telefon çaldı.Ela arıyordu.Önce açmak istemedim.Zaten oraya gidiyordum ama açtım.

'Alo Ela.'

'Azra neredesin? öldük meraktan.'

'Yoldayım geliyorum.'dedim ve kapattım.Konuşmaya dahi halim yoktu.Ela benim ev arkadaşım.Emir ve Berrak da öyle.Mütevazi bir evimiz var iki katlı bahçeli.Bize yetiyor.Aynı okula gidiyoruz.Babamın parasıyla okuyorum .

Yavuz Kozan herkesin hayal ettiği baba.O yüzden hep bana özenirler.Gerçekleri bilseler ne kadar şanssız olduğumu anlarlar.Hiç altınkoyda oturmayı hayal etmedim.Orada yaşamak yerine Beyoğlunu tercih ettim.Benim için tek hedef müzik, gitarım.Aslında insan böyle şeylere ihtiyaç duyuyor.Eve de geldik.

Bahçenin kapısını yavaşça ittirdim.Ağır adımlarla ilerledim.Kapının ziline bastım.Berrak açtı ve boynuma sarıldı.

'Yine oradan mı ?'diye sordu.

'Başka nerede olabilir?'

'Ağlamışsın.'

O sırada Ela ve Emir de geldi.Sarıldık.

'Sen o hayatı herkesten çok hak ediyorsun,burada kalma zorunda değilsin.'dedi Ela.

'Bu konuları aştığımızı düşünüyorum.'dedim ve odama çıktım.Kapıyı kapatıp kitledim.Dolaba doğru ilerledim.Kapağı açıp ahşap kutuyu aldım.İçerisinde annemden kalan eşyalar ve bir fotoğraf vardı.

'Küçük kızını nasıl bıraktın anne !'dedim .ağlamaya başladım.Dışarıdan bir ses duydum.Bir adam genç bir çocuğa bağırıyordu.Bunlar yeni komşularımız olmalıydı.Çocuğa vurduğunu gördüm.O sırada genç bir erkek kolundan tuttu.Nasıl cani bir adam.Hırkamı alıp bahçeye indim.Adama tip tip bakıyordum.

'Merhaba siz yeni ev sahibi olmalısınız değil mi?'

Cevap vermedi ve gitti.Çocuk bana bakıyordu.Yanındaki de abisiydi galiba.

'Pislik herif.' dedi.Beni fark etti.Bakmaya başladı.Utandım ne işim vardı burada ? Gözleri mavi , teni koyu,saçları dalgalıve dikti.Anlamlı bakmıştı.Hızlı adımlarla içeri girdi.Ne duruyordum bende girdim.Zaten derdim başımdan aşkın birde bunlarla uğraşamam.İnsan bir merhaba der.Suç bende ne karışıyorum ki.Acaba benim hakkımda ne düşündüler?Her şeye maydanoz olan bir kız.Neden indim ki aşağıya?Bayağıda uykum var .Yatağa uzandım.Çok sıcak.Tavanda ki yıldızlara baktım.Üç tane yıldız vardı.Biri ben,biri annem,biride babam.Esnedim ve uykuya daldım.Çok yorucu bir gündü.

...


Ahh bu acı ne böyle?Off boynum tutulmuş.Saatte 12:00'ye geliyor.Geç kaldım.Birde bugün sunum yapacağım.Hemen kalktım.Terliğimin bir tanesini giydim.Dolabı açtım.Dar bir kot aldım.Bacağıma geçirdim.Telefon çalıyordu.Açamadım.Tişörtümü giyip aşağı indim.Merdivenlerin sesi çok sinir bozucuydu.Herkes okula gitmişti.Bir ben kalmıştım.Ayakkabı dolabını açtım.Bir yandan da askımı düzeltiyordum.Kendimi dışarı attım.Su sesleri geliyordu.Yine o çocuk arabasını yıkıyordu hemde yolun ortasında.Tamda arabamın önünde.

Küçük çocuk ne yapıyordu öyle?

Arabamın tekerleğini patlatmış.Çiviyle hemde.

'Hey sen küçük bücür ne yapıyorsun ? nasıl gideceğim şimdi okula .'Çocuğu kovalamaya başladım.Takılıp düştüm.

Abisi geldi ve kaldırdı.

'Kardeşim adına özür dilerim istersen ben seni bırakırım nereye gideceksen.'

Elini tuttum.VE güldüm.

'Düştüğüm hale bakar mısın?'

'Görüyorum ve telafi edeceğim.'dedi.Arabanın kapısını açtı.Bende bindim.Muhabbette etmiyordu.

'Tişörtün güzelmiş.'dedim.

Salakça bir şeydi . Yüzüme tip tip baktı.Sonrada tişörte baktı.Güldü.

'Ne alaka ?'Dedi.Bu neydi şimdi.Güzel güzel birşey söyledim saçma olsada yani muhabbet etmek içindi.Okula geldiğimi fark ettim.Kapıyı açıp iniyordum ki..

'Saol 'deyip kapıyı kapattım.Güldü .Aman ne komik.Okul bahçesine girdim.Ela bana doğru geldi.

'Tebrik ederim sıfır 'dedi.Şok oldum.Neyseki yakışıklı komşumuz la tanışmak keyfimi yerine getirdi. Adını bilmiyor da olsam.



-_SUSKUN_-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin