46 | Hyunjin 🧁

2K 218 56
                                    

fark ettim de ben hiç hyunjinden yazmamışım

...

Kavga ettikleri gün,

"Açmıyor! Mesajlarım gitmesine rağmen bakmıyor bile! Evin adresini attım, durumu anlattım ama bakmıyor. Çoktan vazgeçmiş gibi."

"Sakin ol canım, sinirlidir belki."

"Babaanne bana sinirli olsa bile Yejun'u görmeden duramaz o! Gördün ona olan sevgisini."

Bayan Hwang kafa sallarken Yejun'un ağlamasıyla ikisinin de dikkati oraya yöneldi. Hyunjin hızlı davranıp henüz uykusundan ayılamayan oğlunu kucağına alırken yavaşça sallamaya başladı. Yejun'un emziğini koltuğun üzerinden alıp dudakları arasına bıraktığında minik bebek beklemeden emmeye başladı.

Hyunjin onun saçlarını nazik nazik severken küçük bebek tekrar uykuya dalmış, gözlerini tekrar kapatmadan önce babasının tişörtüne tutunmuştu. Uykusuna devam ederken bir yandan şapırtılı seslerle emziğini emiyordu.

Minicik olsa da Felix'in eksikliğini hissetmiş gibi gözlerini açtı. Emziğini tükürür gibi atıp etrafına bakındı. Felly'si görünmüyordu. Bakışları tekrar babasına çıktığında elini Hyunjin'in saçlarına attı. Bağırarak çekmeye başladığında Hyunjin yavaşça kendini kurtardı oğlundan.

Oğlu hala "Felly!" diye bağırırken babaannesine baktı Hyunjin. Bayan Hwang torununu kucağına aldığında Yejun bir hevesle bağırmayı kesip ona baktı. Felix'i göremeyince kaşlarını çatıp bu sefer ağlamaya başladı.

Hyunjin onu tekrar kucağına alıp omuzuna yatırdı yavaşça. Sakinleştirici bir sesle Felix'in söylediği ninniyi söylerken küçük bedenin ağlamaları kesilmiş, minik iç çekişlere dönmüştü. Göz kapakları yavaşça kapanırken Hyunjin yerinde sallanmaya da başladı.

Yejun uyuduğu an odasına doğru yürüdü. Bir yandan da hala ninniyi söylüyordu.

Şimdi,

"Kaç kez söyledim size değil mi? Oyun oynayacak başka yer bulamadınız mı?"

"Güzelim sende bizimle oynadın?"

Konuşması bittiği an hapşırınca Felix yan tarafta uyuyan oğluna baktı. O da hasta olduğu için en ufak seste uyanıp huysuzlanıyordu.

"Bende sizinle oynadım ama sizin gibi karın içine atmadım kendimi. Ayrıca, sana defalarca söyledim sevgilim. Sen kara atlarsan Yejun da atlar diye."

"Eğlendik işte fena mı?"

"Fena sevgilim. Yejun'un ateşini hemen indirdim, kolayca uyuttum ama sen öyle değilsin. Kaç saattir ateşin aynı. Hastaneye gidelim dedikçe kabul de etmiyorsun."

"Senin ilgilenmeni tercih ederim. Hem gidersek Yejun'u kime bırakacaksın?"

"O da gelecek. Onun da senden farkı yok."

Hyunjin omuz silkerek gözlerini kapattığında öksürerek tekrar açtı. Felix yatağın yanında ki sıcak çayı alıp Hyunjin'in dudaklarının arasına götürdü. Zor da olsa içirip Hyunjin'in yatışını düzeltti. Yastığı biraz daha dikip dikleştirdi. Çayı bitirene kadar öyle tutup daha sonra yavaşça yatırdı.

Arada gözü bebeğine dönüyor, uyuduğunu görünce rahatlıyordu. Yejun'un yattığı büyük yatağın tülünü örtmeden önce minik öpücük verdi oğluna. Daha sonra sevgilisinin yanına dönüp ateşini ölçtü. Biraz daha düştüğünü görünce gülümseyerek yanına uzandı.

"Sende hasta olacaksın."

"Hasta olacak olsam çoktan olurdum sevgilim. Ha olursam da bakma sırası size geçer."

Hyunjin'in göğsüne daha çok yerleşip gözlerini kapattı.

Bir saat sonra gözlerini açtığında eline aldığı ilk şey ateş ölçer oldu. Önce sevgilisinin ateşine baktı. Normal olduğunu görünce yataktan yavaşça kalkıp bebeğinin yatağına yöneldi. Hasta olunca yatağını buraya almıştı Felix.

Onun ateşini de ölçtüğünde kaşları çatıldı. Bir saat öncesine göre artmıştı. Yejun'u fazla sarsmadan yatağından kaldırıp kucağına aldı. Odanın içinde ki ebeveyn odasına ilerlerken bir yandan da üstünde ki ince kazağı çıkartıyordu. Yejun'u tamamen soyduğunda ılık suyu açarak onunla birlikte altına girdi.

Yejun sıçrayarak uyandığında direkt ağlamaya başlamış, minik ellerini babasına sarmıştı.

"Bebeğim, buradayım ben."

"Baba üşüdüm!"

"Çok ateşin var bebeğim, biraz duralım sonra çıkacağız tamam mı? Su soğuk değil merak etme, sarıl bana sıkıca."

Yejun babasına uyarak daha sıkı sarıldığında ağlaması az da olsa durulmuştu. Üşüdükçe Felix'in üstünde ki kazağı sıkıyordu. Felix yeterli geleceğini düşündüğü an suyu kapatıp hemen oğlunu bornozuna sardı.

Yejun'un kendi odasına girip giyebileceği kıyafetleri çıkarttı. Onu iyice kuruladıktan sonra kıyafetlerini giydirdi. Hala uykusunun olduğuna adı gibi emindi. Bu yüzden tekrar kucağına alıp sırtını okşayarak odalarına döndü.

Yejun'un saçlarını da kurutup uyuması için yatağına yatırdı. Yejun anında arkasını dönüp ayıcığına sarıldığında gülümsedi. Uyuduğuna emin olana kadar başında bekledi. Uyuduğunda ise alnına minik bir öpücük bırakıp eşinin yanına geri döndü.

Dudaklarına büyük bir öpücük bıraktığında Hyunjin mızırdanarak geri çekildi.

"Hasta olmak için elinden geleni yapıyorsun Hwang Felix."

Felix kıkırdadıktan sonra tekrar öptü eşinin dudaklarını. Bu sefer biraz uzun bir süre emip geri çekildi. Hyunjin'in dudaklarında ki sersem gülümseme büyürken o da gülüp tekrar göğsüne uzandı.

1 hafta sonra,

"Hasta olacağını söylemiştim değil mi?"

"Hmm? Evet söylemiştin. Ama yine de seni öpmeme değdi."

Bu sefer Hyunjin onu öperken Felix güçsüzce kendine çekti onu.

"Seni seviyorum Hwang Felix."

"Bende seni seviyorum Hwang Hyunjin."

...

aslında bu yoktu öyle bi estiler bana

şu bebeğin doğum günü yayını için yazdım 🥺

şu bebeğin doğum günü yayını için yazdım 🥺

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-yeis

cake | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin