kai sıcacık ve yumuşacık yatağında uyandı. etrafındaki oyuncaklar gece uyurken odanın bir köşesine saçılmış olsa da odanın havası oldukça huzurluydu. kai'nin yatak odası oldukça beyazdı. geneli pastel boyalar olsa da odayı beyaz aydınlatıyordu.
yatağından kalktı. bedeninin dinç hissediyordu. takvimine baktı. bugün kargosu gelecekti. dışarıda bir işi olmadığı için kargonun gelmesi sorun yaratmıyordu.
bu yüzden kalktı, tatlı bir kahvaltı hazırladı. üstüne duş aldı, cilt bakımını yaptı. evde yapılacak günlük işleri yapmaya başladı. ama kai fark etti ki bir türlü kargosu gelmiyordu. belki de yanlış tarihi yazmıştı? normalde beş gün içerisinde gelmesi gerekiyordu. ve beş günü doldurmuştu.
yine de kai umursamadı ve işlerine devam etti.
öte yandan soobin için gün pek güzel değildi. işe geç kaldığı için gitmekten vazgeçmişti. sonuçta kendi işinin patronuydu. ne zaman isterse o zaman giderdi. güzel, koyu renkli yatağından çıkmayı reddetti. saatlerce uyumayı planlıyordu. ki öyle de olmuştu. fakat mışıl mışıl uyurken kapının çalmasıyla soobin'in değerli uykusu bölünmüştü.
siyah sporcu atleti ve lacivert kısa şortu ile kapıyı agresif bir şekilde açmıştı. kapıda, elinde kargoyu tutan kargocu yutkunmadan yapamamıştı. vay canına. harika bir fiziğe sahipti.
"ne var?" soobin uykulu, sert sesiyle cevapladı. gözlerini bile zor açmıştı.
"kargo." dedi hızlıca kargocu. birden pataklanacağını hissedip stres yaptı. "şurayı imzalayabilir misiniz?" deyip titreyen elleriyle kalemi uzattı. soobin agresif bir şekilde kalemi aldı ve gösterilen yerleri imzaladı. uykusu bölündüğü için çok sinirliydi. kargoyu alıp kapıyı kapattı. sonra kutuyu fırlatıp yatağına geri döndü. maalesef ki tatlı uykusu kaçmıştı. yatakta istediği kadar dönedursun o güzel uyku geri gelmeyecekti.
soobin daha çok sinirlenerek duşa girdi. soğuk suyla duş aldığı için azıcık da olsa rahatlamıştı. kendisine atıştıracak şeyler hazırladı. hazırladığı şeyleri yerken telefondaki bildirimlerine bakıyordu. yeonjun'un bir sürü araması vardı fakat bu soobin'in pek umurunda olmamıştı. bütün aramalara dönmemeyi, mesajlara bakmamayı seçmemişti.
evi kesinlikle bok götürüyordu. kirli denilecek bir ev değildi ama doğrusu choi soobin'in temiz olduğunu söyleyemeyiz. düzenli olamama alışkanlığı vardır, bir şeyleri her zaman bir köşelere fırlatmaya, eşyaları asla geri yerine koymamaya alışkındır. bu yüzden soobin'in lüks dairesine sık sık temizlikçi gelirdi.
soobin temizlikçiyi aramaya karar verdi. bugün, yarın, öbür gün bir şekilde gelmeliydi. son günlerde soobin'in sinir kat seviyesi yüksekken evi bu halde olması onu daha çok sinirlendiriyordu. yorucu bir işi olduğu için ev işlerine hiç zaman ayıramamıştı.
soobin az da olsa etraftan bir şeyleri toplamaya koyuldu. kulağında telefonu, temizlikçiyi arıyordu. bir şeyleri alıp köşelere sıkıştırmaya giderken telefonda konuşuyordu. temizlikçi işini hallederken bir şey gözüne çarptı. kargo.
soobin'in evine sık sık kargo gelir. bu yüzden soobin ne zaman sipariş verdiğini hatırlamaz. genelde, "bu neydi?" diyerek kargoyu açar. aynı şimdiki yaptığı gibi.
fakat kargoyu açtıktan sonra kendisinin sipariş vermediğini, bir hata olduğunu kolayca anladı. bir sürü seks oyuncağı vardı. soobin bunları görünce hızlıca gözlerini büyüttü. hiç seks yapmamış birisi değildi, yatakta fazla iyiydi, ama soobin evine zaman harcayamayan birisiydi. seks hayatının son günlerde pek aktif olduğunu da söylenemezdi.
soobin kesinlikle bunları sipariş etmediğine emindi. kargo şirketini şikayet etmek için poşetteki yazıyı arıyordu. birden o ismi gördü. huening kamal kai. üst komşusu. ortada bir yanlışlık vardı, elbette vardı. ama ne tür bir yanlışlık olduğunu anlayamamıştı.