ONE

2 1 0
                                    

"Hey Taehyung!"

"Ne var?" Jimin hızlanıp yanıma geldi ve yüzüme baktı. "Jennie Kim hayaletini biliyo-"

"Sakın Jimin."dedim birden durup. "Bir de sen anlatma. Bin bir kere duydum şu saçma hikâyeyi. Bıktım artık. Sus."

"Tamam ya. Sustum."dedi. Ağır sırt çantamın kulpunu düzeltip yürümeye devam ettim. Durdum. "Bi'saniye..."

Jimin de durdu. "Ne oldu?"

"Sakın bana buna inandığını ve bu yüzden iki gündür buraya gelmemek için yer yolu denediğini söyleme."

Jimin gözlerini büyüttü. "NEE? Hayır tabii ki de. İnanmıyorum. Ayrıca son söylediğini de nereden çıkarttın?"

Gözlerimi kıstım ve parmaklarımla saymaya başladım,"Önce hasta numarası yaptın,sonra halam ölmüş dönmemiz gerek dedin-ki senin hakan yok-,sonra tam iki hafta önce zaten planlamamıza rağmen internetten başka yerler araştırdın,sonra bir sabah erkenden seni bavulları toplamış kaçmaya çalışırken yakaladım. Bahanen ise'Sadece bavullar sığıyor mu diye kontrol ettim.'dedin. En sonunda ise,yani buraya gelmeden hemen önce minibüsü kaçırmamız için BANA UYKU İLACI VERMEYE KALKTIN JİMİN!"

Jimin'in ise bütün bunlara cevabı,"Ama vermedim."oldu.

"Çünkü uyu ilacı kattığın kahveyi yanlışlıkla bir turist içti-onu nasıl becerdi hiç bilmiyorum-."

"Ee...Taehyung güneş battı batacak bence batmadan yetişelim."dedi yüksek tepeden görünen güneşi gösterek."

"Konuyu dağıtma-...Neyse. Hadi gidelim."dedim. Bu sefer yüksek tepeden inerken konuştum,"Jimin biz bu ormana sadece kamp yapmak için geldik tamam mı?"

Kafasını salladı sadece.

***

"Çok güzel zaman geçireceğiz."dedim ellerimi belime koyup kurduğumuz kamp alanına bakarken. Üç kişiye rahat yetecek bir çadır kurmuştuk. Biraz ötesine kamp ateşi yakmıştık. Jimin yakmıştı... Ve yanımızda bir de yüzebileceğimiz gölet vardı.

Araba farları gözüme vurunca yüzümü kapattım. Araba durdu ve içinden inenler ekibi tamamladı.

"Merhaba millet!"dedi ilk inen Jungkook.

"Bir şey diyeceğim...biz karavanla gelmiş olmamıza rağmen onlar bizden önce gelmiş."dedi ikinci inen Namjoon hyung.

"Kimin yüzünden acaba?"dedi üçüncü inen Hoseok hyung. "Kestirme diye bizi değişik yollara soktun."

"Kestirme işte."dedi Namjoon hyung.

"Başlayacağım kestirmene."dedi dördüncü inen Seokjin hyung.

"Hyung iyi misin?"dedi Jimin Seokjin'e doğru. Fakat Seokjin hyung cevap veremeden ağaçların arasına koştu birden ve öğürmeye başladı.

"Arabada biraz sarsıldı o."dedi Jungkook gülerek.

Etrafa bakarken bir şeyin eksikliğini hissettim. Jimin de aynı şeyi hissetmiş olacak ki,"Sizce de bir şey eksik değil mi?"dedi. Daha sonra parmağıyla gölete dönük olan kamp sandalyesini gösterdi. "Tam şurada. Bir şey olması gerekiyordu. Horlayan bir şey."

"Evet."dedim ben de ona katıldığımı belli ederek.

"Yoongi hyung karavanda uyuyor."dedi Namjoon.

"Yuh! O sarsıntıda nasıl uyumayı başardı?"dedi Jimin.

"Beşik gibi sallanmıştır."dedim ben de gülerek. O sırada eksik olan şey paytak adımlarla karavandan indi. "Ne ara geldik lan?"

Aynı anda herkes kahkaha attı. Yoongi hyung ise 'bunlar niye sırıtıyo amk' bakışı attıyordu bize. Aynen o bakış.

O sırada Jin de karnını tutarak yanımıza geldi. Bizim kurduğumuz çadırın içine girdi hemen. "Siz diğer çadırları kurun. Ben biraz dinleneceğim."diye seslendi sonra.

"Abartma Jin. Sadece üç saatlik bir yoldu."

"KES SESİNİ!"diye boğuk sesiyle cevap verdi Jin Namjoon'a.

"Ben de uyuyacağım."dedi Jimin çadıra girerken. Ben de arkasından gittim.

"Hey! Bize yardım etmeyecek misiniz?"diyen Jungkook'a karşılık Jin,Jimin ve ben sırasıyla karşılık verdik.

"Koskoca dört adamsınız. Kendiniz yapabilirsiniz."

"Ayrıca biz de sabahtan beri yürüyoruz. Yorgunuz. Dinlenmemiz gerek."

"Ve kendi çadırlarınızı kendiniz kurun. Bize nE?"

"Biz mi dedik yürüyün diye? Karavan yerine yürüyerek gelmek sizin seçiminizdi?"dedi homurdanarak Yoongi.

Ona cevap olarak,"Evet. Şimdi yardım etmemek de bizim seçimimiz."dedim ben de sakince. Fakat o sakince karşılık vermedi.

"KES LAN SESİNİ." Yoongi hyung diss kralıydı fakat uykulu olduğu zaman beyni duruyordu. Ve birisine karşılık veremediği zaman işte böyle bağırıyordu.

***

Namjoon'dan...

Hoseok birden ayağını yüzüme atınca aniden uyandım. Hoseok hyung ile uyurken anlaşmak çok zordu. Doğrulup uyuduğumuz pozisyona baktım. Kafamı kaşıyarak,"Biz sağa doğru yatmıştık sanki..."diye mırıldandım kendi kendime. Daha sonra Hoseok'u iterek kendime yer açtım.

Tam battaniyemin altına tekrar girecektim ki çadıra kanımın donmasına sebep olacak bir gölge yansıdı.

Bir insan vücudu. Ama tam olarak gölge de diyemezdim. Değişik bir şeydi. Korktuğumda hep yaptığım gibi hıçkırdım ve hemen ağzımı kapattım.

Silik kara şey hemen bu tarafa döndü. Nefesimi tutmuştum ve kalbim vok hızlı atıyordu.

Ardında silik ve kara şey biraz oyalandıktan sonra uzaklaştı. O hızlıca uzaklaşırken rüzgardan savrulan saçlarının gölgesinin de yansıması ile bir kadın olduğunu anladım.

______

Ne yapiysun ben??

Selammm öncelikle.

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuzz??

Değişik bir kurgu olacak inşallah benim için.

Haydi byby<3

GHOST JENNİE | of masterHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin