Sabah kalktığında gayet enerjik hissediyordu Felicia. Claudia daha uyanmamıştı. Onu da uyandırarak kahvaltıya indi. Slytherin masasına ilerlerken arkasından gelen ses onu durdurdu.
"Hey, Felicia!" Felicia arkasını döndüğünde onun trende gelirken konuştuğu Daphne olduğunu fark etti.
"Ben trende olanlar için üzgünüm, sanırım ailemden ayrıldığım için üzgündüm. Fevri davrandım sana karşı. Temiz bir sayfa açarak arkadaş olalım mı?" dedi Daphne. Felicia düşündü. Sonunda bir şans daha vermekten bir şey olmayacağını düşünerek cevap verdi.
"Sorun değil. Arkadaş olabiliriz. Hatta gel seni Claudia ile tanıştırayım." dedi Felicia. Daphne mutlu bir şekilde kafasını salladı ve Felicia'yı takip ederek onun yanına oturdu."Claudia, bu Daphne. Daphne, bu Claudia. Bence iyi bir üçlü olabiliriz." dedi Felicia ve kıkırdadı. Kızlar da ona katıldılar. Felicia şimdiden arkadaşlıklar kurmaya başlamıştı. Bu onu heyecanlandırıyordu.
Okula gelişlerinin üzerinden 3 hafta geçmişti. Dersler bittiğinde biraz koridorda yürümeye karar verdi Felicia. Sakin sakin yürürken bir grup çocuğun ona çarpmasıyla yere düştü. Bunlar dört kişilerdi. Üçü önden giderken biri arkasına dönüp Felicia'ya baktı. Fakat arkadaşlarının onu çağırmasıyla gitmek zorunda kaldı. Felicia doğrulmaya çalışırken biri ona el uzattı. Felicia başını kaldırıp çocuğa baktığında bu çocuğu safkan toplantılarının birinde gördüğünü anımsadı. Çocuk onu kaldırdıktan sonra konuşmaya başladı.
"Fena düşürdüler seni. İyi misin? Bu arada ben Rabastan, Rabastan Lestrange." dedi çocuk. Felicia çocuğa baktı. Kendisine çarpanların kim olduğunu merak ediyordu.
"İyiyim teşekkürler. Ben de Felicia, Felicia Rosier. Bu arada bana çarpanlar kimdi, gördün mü?" dedi Felicia. Rabastan öfke dolu bir iç çekti.
"Onlar mı? Onlar Çapulcular. Gryffindor'da olan bir grup ahmak işte. Ve biliyor musun aralarında Blacklerin büyük oğlu da var. Tam bir rezalet." dedi Rabastan. Felicia kaşlarını çattı. Black dediği Sirius Black'ti. Demek Black kan haini olmuştu. Ailesi için üzülmüştü Felicia."Ah, anladım. Neyse benim kütüphaneye gitmem gerekiyor. Görüşürüz Rabastan." dedi Felicia ve Rabastan'ın yanından ayrıldı. Gryffindorlu çocukları pek takmamıştı ama gelip özür dileselerdi hiç fena olmazdı. Slytherin'de sürekli Gryffindorları aşağılarlardı. Felicia çoğu zaman bu sohbetlerin olduğu ortamlardan kaçınırdı.
Felicia kütüphaneye gittiğinde gerekli olan kitapları alıp boş bir yere oturdu. Felicia tabi ki de bu kadar kitapla Profesör McGonagall'ın ödevini yapacaktı. Aradan bir süre geçmişti. Bir saattir ödeve uğraşıyordu Felicia. Fakat birden yanındaki çocuğun konuşmasıyla irkildi.
"Bir saattir yanlış yere bakıyorsun, ihtiyacın olan bilgiler 375. sayfada, 218'de değil. Bu arada seni düşürdüğüm için üzgünüm, arkadaşlarım birden koşuşturunca yardıma gelemedim." dedi çocuk. Felicia kaşlarını çattı. Yani bu çocuk bir saattir yanında oturuyordu ve yanlış sayfalara baktığını biliyordu da şimdi mi söylüyordu? Bir de ona çarpan çocuk muydu? Felicia kaşlarını iyice çattı.
"Ah, şimdi mi söylenir bu! Tüm sayfayı yeniden yazmam gerekecek. Hem yaptığınız kabalıktı. Gryffindorlar hep böyle midir?" dedi Felicia. Çocuk sırıttı.
"Bu, Gryffindor'da kimi tanıdığına bağlı. Ve biraz eğleneyim dedim. Söylediğimdeki yüz ifaden çok komikti. Hem al, ben notları çıkarttım. Ben de yedek de var. Öyle bakma, sana çarptığım için özür hediyesi olsun." dedi çocuk. Felicia'nın kızgınlığı şimdi şaşkınlığa dönmüştü. O da bir saattir not yazıyordu ve onları kendisine mi vermek istiyordu? Felicia ne kadar almamak için ısrar etse de çocuk notları kıza vermekte kararlıydı. Felicia sonunda mecburen almak zorunda kaldı."Teşekkürler, şey..." dedi Felicia çocuğun adını bilmediği için. Çocuk anlamış olacak ki Felicia'yı yanıtladı.
"Remus, Remus Lupin." dedi çocuk. Felicia gülümsedi.
"Felicia, Felicia Rosier." dedi ve kütüphaneden çıktı."Hadi ama Remmy! Bir saattir uğraştığın notları tanımadığın Slytherin bir kıza mı verdin? Hem de sen de yedek medek yokken! Neden yaptın ki böyle bir şeyi?" dedi Sirius, Remus'u sorulara boğarken. Remus bıkkınlıkla cevap verdi arkadaşına.
"Siz bugün beni koştururken kıza çarptım. Kız yere düştü. Sonra da işte içimde kaldı özür dilemek. Ben de notlarımı verdim." dedi Remus arkadaşlarına bakarak."Adı ne demiştin?"dedi Peter. Remus düşündü. Kızın adı biraz değişikti.
"Soyadı Rosier'di" Sirius'un yüzünü ekşitmesini görmezden gelerek devam etti. "Valeria? Belki de Valentine? Yoksa Vanessa mıydı?" dedi Remus hatırlamakta zorlanarak. Sirius kim olduğunu çözmüştü."Felicia mı? Rosierlerin en küçük kızı. Hani iki abisi var. Tamam ya ben biliyorum onu. Safkan toplantılarında görüyordum." dedi Sirius. Remus kızın adını doğru hatırlayamamanın mahcupluğuyla oturuyordu. James konuyu değiştirmek için dikkatleri üzerinde topladı.
Felicia, kızlar yatakhanesine girdiğinde Claudia ve Daphne'nin konuştuğunu gördü. Felicia'yı gören ikili onu yanlarına çağırdılar.
"Nerelerdeydin sen? Merak ettim." dedi Claudia kızı yanına oturtarak. Felicia elindeki notları göstererek yanıtladı.
"Kütüphanede ödev yapıyordum. Sonra bir çocuk yanlış sayfaya baktığımı oranın ödev olmadığını söyledi. Aynı zamanda bu çocuk bana çarpıp yere düşüren çocuktu. Sonra ilginç bir şekilde bana ödevini verdi. Özür hediyesiymiş. Ödevinin yedeğinin olduğunu da söyledi." dedi Felicia. Kızlar pür dikkat onu dinliyorlardı."Şu ilginç çocuğun adı neydi Bayan Rosier?" dedi Claudia alayla. Felicia gözlerini devirdi. Çocuğun ismini çok iyi hatırlıyordu.
"Remus'tu. Remus Lupin." dedi Felicia. Daphne kaşlarını çattı.
"Hiç böyle bir safkan soyadı duymadım. Acaba melez ya da bulanık mı? dedi Daphne. Felicia "bulanık" kelimesini kullanmazdı, kullanmayı da sevmezdi. Bu yüzden Daphne'ye ters bir cevap verdi."Ne yapacaksın kan statüsünü Daphne? Hem ne bileyim ben melez mi muggle doğumlu mu?" dedi Felicia üzerine bastırarak. Daphne mesajı almış gibi duruyordu.
"Sen değişik bir safkansın, çözemedim gitti. Seni tanımasam kan haini zannederim o derece. Neyse ki öyle biri değilsin. Heh, aklıma gelmişken sorayım. Çocuk hangi binadaydı?" dedi Daphne."Gryffindor. Çocuk Gryffindor'da idi." dedi Felicia. Bu Daphne'nin daha da yüzünü buruşturmasına sebep olmuştu.
"Hem kan statüsünü bilmiyoruz hem de bir Gryffindor öyle mi? Sen en iyisi uzak dur ondan tatlım. Yanlış anlama iyiliğin için söylüyorum. Biliyorsun, Slytherin kuralları." dedi Daphne ve yatmaya gitti. Felicia ve Claudia tek kaldığında, Claudia konuştu."Onu pek takma. Ağzına geleni söylemeye alışmış bir tip. Söylediklerinin karşı tarafa ne hissettireceği ile ilgili hiçbir fikri yok. Ama umarım düzelir. Bu arada dikkatli ol Cia. Her ne kadar ağzına geleni söylese de bir şeyde haklı. Burası Slytherin, burada Gryffindor ile konuşmak pek hoş karşılanmıyor biliyorsun. Ama eğer oradan bir arkadaş edinmek istersen ben ne yaparsan yap arkandayım." dedi Claudia güven verici bir sesle. Felicia arkadaşına gülümsedi.
"Teşekkürler, Dia. İyi ki varsın!" dedi Felicia ve iki kız gülüşüp ardından yataklarına yattılar.
Evet iki ana karakterimiz sonunda tanıştı. Biraz klasik oldu ama güzel oldu bence. Ve size bir soru.
Daphne mi? Claudia mı?
Siz soruyu cevaplayın, ileride işime çok yarayacak.
İyi okumalarrr!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Different | Remus Lupin
FanficASKIDA!! Safkan statülerine göre yetiştirilen Felicia, Hogwarts'da neler yaşayacak?