Aşk

29 6 6
                                    

   Dün çok güzel bir gündü. Gece o kadar yorgunduk ki neredeyse orada uyuya kalacaktık. Saatlerce orda durduk, sohbet ettik. Yere kocaman bir kilim serdik. Bir kaç yastık koyduk ve bilgisayardan film açıp seyrettik. Önümüzde bir sürü atıştırmalık vardı. Çok güzel bir geceydi. Ne yazık ki saat üçte evlere dağıldık. Zaman öyle hızlı geçmişti ki anlayamadık bile. Tüm hediyeleri toplayıp Kaya'nın evine gittim. Gece beraber uyumuştuk. Onun kollarına o kadar alışmıştım ki artık onun evine taşınmaya karar verdim. Zaten kocaman evi var. Bense küçücük bir şeyim zaten. 

   Sabah uyandığımda kahvaltı hazırlıyordu. En sevdiğim şeyleri koymuştu. Hemen koşup kucağına atladım. Aniden atlayınca kolum acıdı ama umursamadım. 

   Bağıra bağıra uzatarak ''Kaaaayaaaaa. Ben artık senin evinde kalacağım. Alırsın beni demiii.'' 

   Sonra yüzünü üzülmüş gibi yapıp ''Tüh bir tane yatak var.'' dedi. 

   Somurttum ''Aşk olsun ya beni almayacak mısın evine?'' 

   Sonra kahkaha atıp sarıldı ''Yok eve almaz mıyım. Sadece benim kollarımda yatmak zorunda kalacaksın o kadar. Gerçi ben tekrar deneyimlemek istediğimi zamanında sana söylemiştim ama bilmem sen kabul eder misin.'' 

   Artık o kadar samimiydik ki ondan utanmıyordum. Kucağından inip sofraya oturdum. 

   ''Ederim ederim.'' O kadar açtım ki hemen yemek istiyordum. Kaya da fark edince karşıma oturdu ve beraber kahvaltımızı yaptık. 

   Sofrayı toplarken sohbet etmeye başladık. Konu en büyük acılarımıza, ailemize gelmişti. Ben ailemi yaklaşık 2 sene önce kaybetmiştim. Bir araba kazasında. Annemin doğum gününde. Beraber vakit geçirmek için o gün işlerini bırakıp teyzemlerden beni almaya geliyorlardı. Araba kazasını duyunca yıkılmıştım. Annemi sık göremiyordum zaten. İşinden dolayı bana hiç vakit ayıramazdı. Bana en büyük hayalinin buz patenine gitmek olduğunu söylerdi. Beraber gerçekleştirecektik. Ama işte en basit hayaller için bile çok geçti. 2 sene bakımımı teyzem üstlendi ama 18 yaşımda kendi evime çıkmıştım. 

   Kaya da annesini kanserden dolayı küçük yaşta kaybetmiş. Babası da şu an yurt dışındaymış. Anlattığına göre sanırım babası Kaya'yla pek ilgilenmiyormuş. Onun adına çok üzüldüm. Kaya dayanamadı ve bu kasvetli havadan kurtulmak istedi. 

   ''Eee gidelim de eşyalarını getirelim hadi.'' 

   Elimden tuttuğu gibi benim evin önüne geldik. ''Kaya sen ciddi miydin?'' 

   Kaya bana baktı. Gözlerinde hafif bir üzüntü hissettim. 

   ''Sen ciddi değil miydin?'' 

   Cevap vermeden dudaklarına uzandım ve küçük bir öpücük bıraktım. Elinden tutup evin içine götürdüm. 

   ''Lazım olan eşyaları götürelim. Diğerlerini de satarız.''

    Saatlerce uğraştık ama en sonunda taşıma işi bitmişti. Kaya kolumdan dolayı çoğu işi kendi yapmıştı. Eşyaları Kaya'nın evindeki boş odaya yerleştirdik. Diğerlerini de satış için internete koyduk. Sonra aklımıza aniden bir şey geldi. Hemen koşa koşa eve gidip üstümüzü değiştirdik ve basketbol maçını izlemeye gittik. Tam zamanında yetişmiştik. Zeynep ve Zehra'nın yanına oturdum. Kaya bir dakika deyip kalktı. Maç başlamak üzereydi ama Kaya gelmedi. Meraklanınca aramaya koyulacaktım ama bir anda şok yaşadım. Kaya da maçtaydı. Bana neden söylememişti. Geri yerime oturdum. Maç boyunca basket attıkça bana bakıp gülümsüyor, göz kırpıyordu. En sonunda maçı kazandılar. 

   Kaya benim elimden tuttu ve sahanın ortasına getirdi. Beni kucaklayıp etrafında döndürdü ve herkesin ortasına bağırarak ''Seni seviyorum. Her şeyden çok. Zamanı geldiğinde benimle evleneceğine söz verir misin?'' dedi.

    Mutluluktan neredeyse ağlayacaktım. Bende evet diye bağırdım. Dudaklarımı dudakları kapladı. Şu anda herkes bizi alkışlıyordu. Bu anı asla unutmayacaktım. Biz beraberken güçlüydük ve hiç ayrılmayacaktık. Sonsuna kadar...

Hayat Geç OlmadanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin