Geçmişteki Tanışma

25 4 2
                                    

   Gece boyunca Kaya'nın kollarında uyudum. Çok sıcak ve rahattı. Koltuk dar olduğu için iyice birbirimize sokulmuştuk. İlk başta heyecandan pek rahat yatamasamda Kaya'nın bana verdiği sakinlik ve güven beni rahatlattı. Kokusunu bol bol içime çektim. 

   Gözümü açar açmaz onu görmek çok hoş bir duyguydu. Bunu hep yapmak isterim. O uyurken uzunca bir süre onu izledim. Gerçekten çok çekici ve etkileyiciydi. Beni etkisi altına almıştı. Hazır onun kollarındayken doyasıya sarılmak istedim. Sarıldım da. Sonra onu izlerken birden gözlerini açtı. 

   ''Hep bakacak mısın  öyle?'' 

   Utandım. Hafif geri çekildim. Tam kalkıyordum ki gülmeye başlayıp beni geri yanına çekti. 

   ''Neden gülüyorsun?'' bilerek kızıyormuş gibi yaptım. Bu hallerimi çok seviyordu çünkü. 

   Konuyu dağıtıp birden ''Kollarımda rahat uyuyabildin mi bari?'' dedi.

   Yanaklarımın kıpkırmızı olduğuna emindim. Beni utandırmak için sorduğu çok netti. Bir anda gelen özgüvenle ben sordum. 

   ''Peki sen yanında güzeller güzeli bir kızla rahat uyudun mu? Hemen kollarını sardın da.'' 

   Bende onun utanmasını beklemiştim ama daha çok sırıttı ve gayet rahatça bir şekilde ''Çok rahattı biliyor musun? Çok güzel kokuyordu. Tekrar deneyimlemek isterim.'' dedi. 

   İyice utanmıştım. Çaktırmayacaktım ama anlamıştı. Ne kadar rahattı böyle. Birden yattığı yerden doğruldu. Bir yere bakıyordu. 

   ''Kerem?''  Aniden kafamı çevirdim. 

   Kerem bizi görünce güldü ve ''Sizi rahatsız etmeyeyim'' deyip gitti. 

   Neyse ki bizi gören Kerem'di. O bizim en yakın arkadaşımız. Başkası görse yerin dibine girebilirdim. 

   Kaya hemen konuyu değiştirdi. Tekrar yanıma uzandı ve konuştu. 

   ''İlk tanıştığımız günü hatırlıyor musun?'' 

   Hemen geçmiş geldi aklıma. Şuan böyle olmamızı sağlayan ilk gün. Okula yeni gelmişti. Sınıfa ilk geldiği anda dikkatimi çekmişti. Bir tek benim değil herkesin dikkatini çekmişti. Kıvırcık kumral saçları, masmavi deniz rengi gözleri, uzun boyu ve yapılı bir vücudu vardı. Herkes ona bakıyordu. Sınıfta iki kişinin yanı boştu. Sahra ve benim yanım. Sahra okulun en şımarık ve en gıcık kızıydı. Burnu havada biriydi. Herkesi küçümserdi. O gün bana da aynısını yapmaya kalkıştı. Öğretmen, Kaya'ya Sahra'nın yanına oturabileceğini söylemişti. Sahra hemen böbürlenip bana laf attı. 

   ''O kadar gülünç ve çirkinsin ki kimse senin yanında oturmaya tahammül edemiyor.'' 

   Aslında beni çirkin ve gülünç bulan tek kişiydi. Sarı dalgalı saçlarımı ve yeşil gözlerimi herkes çok beğeniyor. Güzel olduğumu söylüyorlar. O yüzden Sahra'ya pek kulak asmam. Beni çekemediği ve kıskandığı için söylediğine çok eminim. Ama yine de böyle bir çocuğu kaçırmak çok moral bozucuydu. Yanlış anlamayın, böyle biri değilim. Hatta hiç sevgilimde olmadı. Ama nedense bu çocuk benim üzerimde istemsiz bir etki bıraktı. 

   Herkes Sahra'ya ters ters bakıyordu. O sırada Kaya'nın gözleri sınıfa girdiğinden beri benim üzerimdeydi. Sonra hocayı duymamazlıktan gelip benim yanıma yaklaştı ve ''Oturabilir miyim?'' diye sordu. 

   Doğru düzgün cevap vermeyi bile başaramamıştım. ''E-evet. Otur. Yani şey oturabilirsin tabi.'' 

   Yanıma oturdu ve ''Sakin ol'' deyip kıkırdadı. 

   Çantasını yere doğru bırakırken kolu bana çarpmıştı. Dönüp özür diledi. Sonra yüzüme dik dik bakmaya başladı. Bir an yüzümde bir şey olduğunu düşünmüştüm. Sonra konuştu. ''Yüzün kıpkırmızı hasta mısın?'' 

   O an fark ettim ki heyecandan doğru düzgün nefes alamamıştım ve kızarmıştım. ''Yok yok iyi-iyiyim. Bir şeyim yok.'' Resmen heyecandan nefes almayı unutmuştum. Neyse ki konu uzamadan dersi dinlemeye başladık. 

   Tenefüslerde herkes onun etrafını sarıyordu. Bu durumdan çok sıkılmış görünüyordu. Öğle arasına girerken kulağıma bir şeyler fısıldadı. ''Biraz buradan uzaklaşmak istiyorum. Ne dersin?'' 

   Ne yani daha ilk günden okuldan kaçmayı mı düşünüyordu? Sorgularcasına yüzüne baktım. 

   ''Öğle arasını geçirmek için güzel bir yer biliyorum. Gelir misin benle? Sonra tekrar okula döneriz.'' dedi. Bu fikir beni çok heyecanlandırmıştı. Sadece ikimiz olacaktık. Benimle zaman geçirmek istiyordu. 

   Hemen kafa salladım. Yemeklerimizi alıp gizlice okuldan kaçtık. Okul disiplin konusuyla pek ilgilenmeyen bir okuldu. Gerçi zaten büyük suçlar işlenmez bizim okulda. Her şey normaldir. Tek sıkıntı işte okuldan kaçıyorduk. 

   Yaklaşık 10 dakika yürüdük ki benim her zaman geldiğim büyük çınar ağacını gördüm. Buraya pek kimse gelmezdi. Çoğu kişi bilmezdi burayı. Çalılar arasında gizli bir yer gibiydi burası. 

   Meraktan duramadım, sordum. ''Sen burayı nereden biliyorsun?'' 

   Bana döndü. ''Ne yani burayı sende mi biliyorsun?'' sonra birbirimize bakıp gülmeye başladık. 

   Orada o kadar çok vakit geçirmiştik ki öğle arasını bile kaçırmıştık. Fark edince de okulu asmaya karar verip akşama kadar orda vakit geçirmiştik. Sonraki gün sırf Kaya okula yeni geldiği için ilk günkü suçunu umursamamışlardı. Bana ceza vereceklerdi ama Kaya benim ceza almamam için öğretmenlere çok ısrar etti. Birkaç yalanla halletmiş sayılırdık. İkimiz de küçük bir proje ödeviyle sıyırmıştık. Sonraki günlerde zamanla çok yakın arkadaş olmuştuk. Her zaman öyleydi. Ama fark ettim ki o benim için sadece arkadaş değildi. Ona karşı içimde başka bir şey vardı. O ise beni sadece arkadaş olarak görüyordu sanki. Bu yüzden hep içimde saklamıştım. 

   Geçmişten ve anılardan hemen geri dönüp kendime geldim. Kaya'nın da gözlerinde o anılar canlanmıştı. Sonra göz göze geldik. Gülümsedik. 

   '' Senin yüzünden disiplin cezası alıyorduk.'' 

   Sonra o konuştu. '' Ama almadık.'' 

   Bilerek göz devirdim. ''Evet tüm 1 haftayı ödevi yetiştirmeye çalışmakla geçirmiştik. Annem en son sen bize gelip durmak zorunda kalma diye seni evlatlık alıp evde tutacaktı.'' 

   Kahkaha attı. Sonra ellerimi tutup gözlerimin içine baktı. Heyecandan ellerim titriyordu. İlk defa fark ettim ki onun bu bakışları sadece arkadaşlığımızı ifade etmiyordu. 

    ''Sude. Benim sana uzun zamandır söylemek istediğim bir şey var. Çok geç olmadan artık söylemek istiyorum.'' Tam o sırada metronun orta kısmından sesler gelmeye başladı...  

Hayat Geç OlmadanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin