Prens Jeon av için gittiği ormandan dönerken güneş doğmaya başlamış, etraf aydınlanmıştı. Güneş teninde parlıyor, kusursuz yüzü bir elmas gibi ışıldıyordu adeta. Buna rağmen kalbi karanlığa gömülmüş, ruhu acı içinde kıvranıyordu o günden bu yana. Kral Kim'in Kanı İçin delirirken şimdi dudaklarının özlemide eklenmişti içini saran bu yangına.
Sarayına yaklaştığında tanıdık bir sima dikkatini çekmiş kim olduğunu anlayabilmek için gözlerini kısıp baktığında onun Kral Kim'in ulağı Park Jimin olduğunu anladığında kalbinin sıkıştığını hissetmişti. Belkide iki ayın sonunda Kral onu affetmiş ve ona bir mektup yollamış diye düşünerek atından inerek önünde eğilen ulağın yanına vardı. "Prens'im, Kim sarayından size bir mektup getirdim" diyerek gencin uzattığı mektubu bir çırpıda elinden aldı ve saraya bile girmeyi beklemeden mektubu açtı.
Prens Jeon
Yaprakların sararmaya yüz tuttuğu, ekinlerin biçilip mahsulün toplandığı o ay da Eylül'de olacak düğünüme davetlisiniz. Bu davete icabet etmeniz dostluğumuzun göstergesi olarak gereklidir. Müstakbel eşim olacak Prenses Kim Jisoo ile sizi düğünümüzde görmekten çok mutlu olacağız. Saygılarımla...
Kral Kim Taehyung
Prens okuduğu satırlarla hüsrana uğrarken titreyen elleriyle mektubu ortadan ikiye bölerek ulağın suratına çarparak sarayına girdi. Attığı her adımda yer ayakları altında titriyordu adeta. Kral Kim Taehyung'dan günlerdir bir haber beklerken, beklediği kesinlikle bir düğün davetiyesi değildi. Sabrı son damlasına kadar taşmış, artık gözü hiç bir şeyi görmez olmuştu. Aşkına ihanet edilmiş ve yaşama gücü çekilmiş gibi hissediyordu.
Taht odasına girer girmez masasına oturup hemen önündeki kağıda bir şeyler yazmaya başladı. Gözleri kan rengine dönmüş vücudu kaskatı kesilmişti. Yeni avdan dönmesine rağmen öldürme arzusuyla doldu, bu sarayı ve Kim sarayını yakıp yıkmak istiyordu. Lakin tüm öfkesine rağmen acıyan ruhuyla kelimeler kağıtta yazıya dönüşüyor en masum duyguları dile geliyordu.
Kral'ım
Ben burada günlerdir acılar içinde kıvranıp beni anlamanızı umarken siz düğün telaşı içerisine girmişsiniz meğer. Eğer kalbinizin tıpkı benim gibi attığını duymamış olsaydım ve gözlerinizde çaresizliği okumamış olsaydım benden farklı olduğunuzu düşünürdüm lakin ikimizinde aynı ateşte yandığını biliyorum. O öpücük benim kendi duvarlarımı, hatta nefretimi yıktığım, yerine aşkı koyduğum andı. Aşk sizin için bir anlam ifade etmiyormuş ki sırf Krallığınıza bir vasi bırakmak adına bu evliliği yapıyorsunuz. Biliyorum Kral'ım siz kalbinizi kabullenemeyecek kadar korkaksınız! Bense size aşkımı hiç çekinmeden gösterecek kadar cesur ama acizim. Acizim çünkü hiç hak etmeyen birine size aşık oldum. Ve size yemin olsun ki Ben Prens Jeon Jungkook bu evliliğin olmasına canım pahasına izin vermeyeceğim.
Yazdığı satırların ardından mektubu eline alıp tekrar okudu ve yazdıklarının içindeki duyguları ve düşünceleri ifade etmeye yetersiz olduğunu düşünerek kağıdı paramparça edip yere fırlattı. Taht odasından çıkarak yatak odasına ilerledi ve yardımcısı Jung Hoseok da onunla beraber odaya girdiğinde Prens'in öfkesini görmesiyle ne yapacağını bilemeyerek beklemeye başladı lakin Prens'i ilk defa bu halde görüyordu. "Prens'im avdayken bir sorun mu oldu?" diye sordu. Prens üzerindekileri yırtarak çıkardığında çıplak kaldı ve duşa ilerledi. Jung Hoseok başı önünde göz ucuyla bile Prens'e bakmayarak beklemeye devam etti.
"Artık hayvan avlamak istemiyorum" dedi Prens. Suyun altında bedenine bulaşan hayvan kanlarını temizlerken. Kral'ın karşısına bu halde çıkmak istemiyordu ona öfkeyle dolu olsa bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bloody Love // taekook
Fanfiction-tamamlandı- Genç Prens Jeon'un herkesten gizlediği bir sırrı vardı. O bir vampirdi...Ve yeni avı hiç şüphesiz Kim hanedanlığının yeni Kral'ı Kim Taehyung'du.. Ölmek için güzel bir yol biliyorum "Aşık olmak"...