Kim Mila
Hyunjin ile olan ilk buluşmamızdan sonra iyice yakınlaşmıştık. Konuştuğumuz konuların sonu gelmiyordu ve sabaha kadar mesajlaşıp, telefonda konuşuyorduk, tıpkı şu anda olduğu gibi.
Salona oturmuş bir yandan onunla konuşurken diğer yandan da şarabımı yudumlayıp televizyondan açtığım hafif müziğimi dinliyordum. Tabii elektrikler kesilene kadar. Genel olarak çok fazla şeyden korkmasam da karanlık fobim vardı ve Sky evden ayrıldığından beri hiç elektrikler kesilmemişti. Sakin kalmaya çalışarak önce telefonumun fenerini açtım sonra hemen Sky'ı aradım ama açmadı, onu üç kez aradıktan sonra Chris'i aradım ama o da açmadı. Bugün aniden eski bir arkadaşlarıyla içmeye gitme kararı almışlardı ve muhtemelen telefonlarını duymuyorlardı.
Pek emin olmayarak Hyunjin'i aradım çünkü o da dakikalardır mesajıma cevap vermiyordu ama tanrıya şükür ki o hemen açtı. "Hyunjin, bana gelebilir misin, lütfen." Sesimin titremesine engel olamadım.
"Mila, ne oluyor iyi misin?" Konuşmanın daha fazla uzamasına izin vermeden çabuk gelmesini söyleyip telefonu kapattım. Beş dakika sonra zil çaldığında koşarak açtım. Beklediğim Hyunjin'i karşımda görünce hemen boynuna atlayıp ona sımsıkı sarıldım. "Elektrikler gitti, çok korktum Hyunjin. Chris ve Sky'ı da aradım ama ulaşamadım, onlardan sonra da sen geldin aklıma."
"Sakin ol, gel içeriye geçelim bir su iç sonra anlatırsın." Onu başımla onayladığımda içeriye geçtik, kendi telefonunun da fenerini açıp yanıma bıraktıktan sonra mutfağa geçti. Elinde bir bardak su ile dönüp bana içirdikten sonra yanıma oturdu.
"Biraz daha iyi misin?" Sorusuyla başımı olumlu anlamda salladım, bana biraz aha yaklaşıp kolunu omzuma attı. "Şimdi anlat bakalım neler olduğunu."
"Ya oturuyordum yine evde aniden ışıklar kesildi, ben de karanlıktan aşırı korkuyorum biliyorsun fobimi dün gece konuştuk daha, o yüzden hemen bizimkileri aradım ama ulaşamayınca seni aramak durumunda kaldım." "Beni istediğinde arayabilirsin Mila, bunun için özel bir durum olması gerekmiyor. Hatta bugünden sonra Sky ve Chris'ten önce beni aramanı isterim. Onlar en yakın arkadaşın biliyorum ama bence biz de yakınız, yanılıyor muyum yoksa?"
Sorusuyla birlikte kendini kötü hissettiğini düşünüp hemen söze atladım, "Hayır hayır, yakınız tabi ki. Hem yakın olmasak onlardan hemen sonra seni aramazdım, başka arkadaşlarım da var sonuçta onları arardım."
Gülümsedi, "O zaman tamam, bundan sonra ilk beni arıyorsun anlaştık mı?" Gülümsemesine karşılık dayanamayıp ben de gülümsedim ve başımla onayladım, "Ama Sky duymasın." bana yaklaşıp fısıldadı, "Aramızda."
O an gözüm dudaklarına takıldı, tam o anda onu öpmek istedim, gözlerine baktığımda onun da benim dudaklarıma baktığını gördüm ama başımı çevirerek kendime engel oldum. "Teşekkür ederim Hyunjin, yani bu saatte benim için kalktın geldin. Çok hızlı geldin aslında ya, evde değil miydin sen evdeyim demiştin?"
"Evdeydim boş ver nasıl geldiğimi, geldiğime odaklan yeter sen." Ona doğru döndüm, "Motorunun sesini de duymadım ama."
"Sigortaları kontrol ettin mi?" ani sorusuyla kaşlarımı çatıp ona baktım "Ne sigortası?"
"Geldiğimde sokağa baktım ama tüm evlerin elektriği vardı, sanırım şalteller attı." "Ah olabilir, benim o an korkuyla hiç aklıma bakmak gelmedi, dışarıda sigorta dolabı." Cümlemi bitirmemle kalkıp dışarıya çıkması bir oldu. Tam yerini göstermek için elime kendi telefonumu alıp fenerin ışığıyla yanına ulaştım. Dolabı gösterdiğimde kapağını açtı, ben de ışığı oraya çevirdim."Tam tahmin ettiğim gibi, sigortalar atmış." Cümlesini bitirip şalter düğmesini yukarıya kaldırdığında ev tekrar aydınlanmıştı. "Bu dolap neden kilitli değil ki, yani dışarıda sonuçta tehlikeli." İçeri geçerken durup ona döndüm, "Bilmem ki daha önce başıma bir sorun açmadı, yıllardır öyle. Hatta bugüne kez ilk kez bu evde şalterler attı."
Koltuğa oturduğumda yanıma oturdu, "İşte, neyin ne zaman geleceği belli olmuyor, tedbirli olmak gerek." Onu başımla onayladım, "Haklısın, kilit yaptırırım bir ara." Gerçekten her şeyi çok ince düşünüyordu, ve ben bunu çok seviyordum.
Konuşamızdan sonra Hyunjin beni rahatlatmak için saçlarımı okşayıp bana şarkı mırıldandı, yaşadığım kısa dahi olsa o korkunç dakikaların üzerine böylesi huzur dolu anlar yaşamak o kadar iyi gelmişti ki bana. Başım omzunda değil saatlerce, günlerce kalabilirdim. Kokusu, elleri, sesi, kısacası direkt olarak Hyunjin bana o kadar huzur veriyordu ki, hiç bitmesin istiyordum onunla olduğum anlar.
Saat geç olduğunda onu yolcu ettim, benimle kalmasını çok isterdim ama henüz bu tür olaylar için çok erkendi, diğer erkeklere nazaran o da bir kez olsun imasını bile yapmamıştı, o yüzden kapıda ona sarıldım.
Ayrıldığımızda motorunun kapının önünde olduğunu gördüm, sanırım o anki korkuyla sesini duymamıştım. Motoruna bindiğinde kaskını takmadan içeriye girmemi söyledi, ben kapıyı kapattığımda ise motorunun sesini duydum. Koşup yanıma geldiği ve ona sarıldığım an, bu eve daha çok kez geleceğini anladım.
Selamlar, yine sizlerleyim. Beğendiyseniz beğenilerinizi ve yorumlarınızı esirgemeyin lütfen. Kendinize iyi bakın, Stray Kids ile kalın, evinize kimleri aldığınızda dikkat edin :).
YOU ARE READING
nightmare
ActionYaşananlar kader miydi, aşk tesadüfleri bu kadar çok mu seviyordu, yoksa biri kaderin iplerini kendi eline alıp herkesin hayatını mı yönlendiriyordu?