Iyi okumalar.🤍
Medya: ArazAfran'dan*
Abdestimi alarak camiye geçtiğimde, Savaş amcalarda buradaydı.
Beni fark ettiklerinde hafif bir baş selamı verdim.
"Hayırlı cumalar."
"Hayırlı cumalar Afran ağa."
Tarık amcalar, Faruk amca, Atakan'lar ve Barut ağa da buradaydı.
Cihangir hızla içeri girdiğinde Savaş amcalara baş selamı verdi.
"Hayırlı cumalar."
"Hayırlı cumalar Cihangir."
İmam namaza başlayınca pozisyonumuzu aldık.
Allah'ın huzuruna eğilmek güzel şeydi.
Namazımız bittiğinde sağa, sola dönerek salavat getirdim.
Ellerimi açarak duama başladım.
Allah'ım gönlümde olanı, hakkımda hayırlı eyle. Hakkımda hayırlı olanı, gönlüme razı eyle.
Duamı ederken düşündüğüm tek şey, Dora'ydı.
Ayağa kalktığımda Cihangir'in ellerini elim arasına alıp yüzüme sürdüm.
"Allah kabul etsin kardeşim."
"Senin de brom."
Ters ters baktım ona.
Bari camide yapmasındı.
Savaş amcalarla da kısa bir muhabbetten sonra Cihangir ile camiden çıkıp konağa yürümeye başladık.
Yolda gördüğümüz insanlara selam veriyorduk.
Esnaflara ihtiyaçlarını sorup listeliyorduk.
Yürümeye devam ederken Cihangir omzumu sıktı.
"Ulan acaba bizimkiler napıyor?"
Kaşlarımı çattım.
"Kimmiş bizimkiler?"
"Oğlum, Dora ve Alkım işte."
"Kızlara bizimkiler deme. Belki sevdalıları vardır. Sen ister misin böyle konuşulmasını?"
Olabilirdi.
Bende olmamasını istiyordum.
Gülüşünü daha önce kimsenin dikkatini çekmemesini,
Tabi bu imkansızdı.
Güzel gülüşü vardı vesselam.
"Heh, bende bir şey diyecektim sana." Dedi sıkıntıyla.
"Söyle."
"Biz Alkım ile konuşuyoruz."
Alkım doğduğunda dört yaşındaydı.
Zaten bizimkiler ve onlar yakındı.
Neredeyse her gün beraberlerdi.
Küçüklüğümüzden beri böyleydi.
Tabi Mardin'e geldikleri zamanlar.
O zamandar beri Alkım'a farklıydı.
Kimseye de söyleyemiyordu.
Güldüm.
"Hayırlı olsun kardeşim."
Elini ensesine attı.