2.

5 2 1
                                    

Güzellik uykumu bölen ses telefonumun alarmıydı. Bütün nefretimi kendi kurduğum alarma kusarken yatakta doğruldum. Tam yataktan inerken yere düşmem ile rutinim başlamıştı. Çok sert düştüğüm için güm diye ses çıkmıştı. Ananem oturma odasında bana bağırdı. "Rose gene yere mi düştün?" Acıyla yerimden kalkarken ananeme cevap verdim. "Evet anane torunun sabah sabah gene düştü."

Popom acıyor!

Ayağıma çoraplarımı giyip oturma odasına gittim. Ananem örgü örüyordu.

"Kız sende nazar var ha. Bir insan bu kadar sakar olamaz." Diyerek süzdü beni. 

Gülümseyerek "Kimin nazarı tutsun bana anane? Kendi sakatlığımdan." İyice Göm kendini
Diyerek lavaboya gittim. Yüzüme su sıçratarak uykumun gitmesi için çabaladım.

Fışkırıyor zeka.

Lavabodan çıkıp geri odama gittim okul elbisemi giyip, İçinde yalnızca 1 tane defterim olan çantayı taktım. Ananem heralde tıp kazanacağım diye yolluyor. Kim gerçekleri demek ister?

Nasıl görünüyorum filan demeden odadan çıktım. Daha önemli dertlerim var görünüşümden çok. Mutfağa da girip az atıştırdım. Aç mı gidelim? Geri ayağa kalktım ve;

Ananeme "Görüşürüz!" Diyip evden ayakkabılarımı giyip çıktım.

Müzik dinleyerek 25 dk gibi sürede okula vardım. Hava biraz soğuktu. Okula girince sıcak olur diye beklediğim ortam soğuk olunca sinirlendim. Şu kombileri iki açsanız nolcak ya! İki az maaş alın.

Hani okul 2. Evimiz falandı  Öyle diyodunuz!

Kandırmışlar beni. Ah Rose...

Ne bekliyorum? Devlet okulunda konfor mu? Konfor dediğim ise rengarenk sıralar eşyalar değil. Kombisi açık okul.

Galiba durum vahim.

Sınıfa girip altı kırık sıraya oturunca aslında anlıyorsun para kaderdir diye. Bu da benim kader. En arka sırada kırık masada oturup bütün gün uyumak. Bana biçilen hayat bu. Yoksa kim istemez cici okullarda okumak. Orda da okusam benden gene bir halt olmazdı ama konumuz bu değil.

İlk derse girer girmez başımı sıraya koydum. Aklım hala o mektuptaydı. Üstünden 29 gün geçmişti eğer doğru ise yarın gidiyorum. Sanki markete gidiyorum rahatlığıma bak!

Kendi kendime sessizce güldüm

Nereye gidiyorsun Rose? Büyücülük okuluna mı. Deli sanarlar seni.

Haklıydı iç sesim. Büyü okulu diye bir şey olur mu hiç? Hani meslek, fen okulundan çağırsalar insan düşünür. O liselere bile giremem lakin sonuçta şaka yaparken bile düşünmemişler.

Genede ilk defa böyle bir olay yaşanınca düşünmüyor değilim.

Okul gene benim için boş geçiyordu. Tabi ki bunu güzel geçiren kişiler vardı ama bu ülkeye sadece zarar veririm olacağım meslek ile. Oyuzden çok da üzülmemek gerekir.

Dersler sonunda bitmişti. Sıradan kalktım ve çantamı alıp çıktım. Merdivenlerden inerken telefonuma baktığım için basamaklar bitti zannederek normal yürümeye kalkıştım.

Bir anda ayağım kayıp önümdeki çocuğun üstüne düştüm.

K-drama dizilerine almaları gerekir beni.

Çocuk da benle yere düştü ve küfür ederek ayağa kalkmaya çalıştı.

"Kalkıcak mısın?" Ani gelen jetonla bir anda ayağa kalktım. Çocuğun üstünde olduğunu unutmuştum.

"Çok pardon gerçekten. İyi misiniz? Gözükürde bir şey yokta." Çocuk yerdeki telefonunu alarak bana döndü.

Kız Allah seni bildiği gibi yapmasın. Çocuk okulun serserisi ya!

Çocuğun yüzüne görünce yüzüm kaskatı kesildi. Kesin öldürecek beni!

Yerdeki çantamı alıp taktım ve "Hadi Allah'a emanet." Diyerek hızlı adımlarla okuldan çıktım.

Hay şansıma tükürim. Yakışıklı romantik erkeğim olacakken, belalı çocuk çıkmıştı.

Okuldan çıkıp kendi evimin yönüne doğru gitmeye başladım. Ani bir sızı ile durdum.

Diz kapağım çok fena yara olmuş kanıyordu.
Arkamda adım sesi görünce bismillah çekip yürümeye tekrar girişimde bulundum.

Diz kapağımdan gelen acı ile inledim.
Bir anda biri omzuma dokununca geriye sektim.

Rose ben senin biraz daha hızlı gitseydin kurtulacaktın çocuktan.

"Hey baksana bi!" Arkamdaki çocuk bana seslenince mecbur döndüm. "Efendim?"

Soğukkanlı ol Rose.

"Üzerime düşüp gittiniz. İnsan bir durur demi." Girişimi rahatlattı. Belalı çocuklar bağırır filan zannettim. Kendimi toparlayıp konuştum.

"Canımı seviyorum bayım." Anlamsızca baktı.

"Ben sevmiyor muyum?" Soru yöneltince bütün suçu ona attım.

"Beni suçlama. Sen benim önümdeydin. Olmasaydın sana düşmezdim."

"Eğer benim üstüme düşmezsen de merdivenden rahmetli olarak giderdin."

Biz ne için kavga ediyoruz?

"Buna vereceğim cevap yok." Daha fazla rezil olmadan diz kapağımdaki acıyı unutmaya çalışarak yürüdüm. Peşimden de gelmedi.

Eve gelip direk yatağa yatıp uyudum. Günün yorgunluğu uykumu getirmişti.

***
634 kelime...
Baya uğraşarak yazdım. Asıl Hogwarsa 3. Bölümde başlanıyor.

Kimse daha kitabı okumamış. Olsun kendi kendime yazarım. (;

HogwarstHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin