TU Kİ Yİ HEVAL?

456 10 37
                                    

Multimedya: Dılba Nesrin Naran

Her zaman ki gibi bir sabaha da kalkmıştım. Her yerde bağrışma sesleri vardı. Odam o güzel şarkının sesi ile yankılandı.

Yar a min a bedew e,
(Benim yarım güzeldir,)

Çavreşa nava gund e,
(Köyün kara gözlüsüdür,)

Yar melek e.
(Yarim melektir,)

Annemin bağırma sesiyle şarkı son buldu. "Kapatın hemen şunu. De bese! Dılba de rabe!" Dedi annem bana seslenerek. "Ez rabum daye!(Kalktım!)" Deyip kalktım. Ablam odama girerek "Xuşke!" Dedi. Yüzümdeki şaşırma ile "Dılda! Dılda'm gelmiş!" Dedim. 

"Geldim. Nasılsın güzelim?"

"İyiyim abla. Diyar nerede?" 

"Diyar'ın batsın. Burada çağırayım mı?"

"Ay herhalde çağır."

"Diyar gel buraya!" Dedi ablam bağırarak. 

"Abla geri zekalı mısın nasıl gitsin ses aşağıya?"

"Haklısın. Giyin de gel. Diyar'ı öyle gör." 

"Tamam de hayde. Yanında mı giyineyim abla!" Dedim. Ablam bir hışımla odamdan çıkıp merdivenlerden inmeye başladı. Arkasından kahkaha atınca bana bağırdı. "Ben seni yolarım keçe!*"

"Wii bu bana havlıyor dâye*  yetiş!"

"Köpek sensin dehli!*"Ablamın arkasından yüzümü ekşitip dolabıma yürümeye başladım. İçinden gri güzel bir pantolon ve ona uygun beyaz bir body çıkardım. Saçlarımı iki yandan örüp makyaj yapmaya başladım. Camdan gelen sese yöneldim. Bu bir Ney sesiydi. Camdan baktığımda bir çoban vardı ve Ney çalıyordu kayaların üstünden. Şarkı söylemeye başladı sonra.

Esmera min şiya ende ne na.(Esmerim gitti artık gelmez.)

Roşti ya çime min heliya.
(Gözümün ışığı eridi.)

Zon neva no, ez lal biya.
(Dil söylemez, lal olmuşum.)

Taqete cane min qediya.
(Bitti canımın mecali.)

Tew dilo, dil, dilo dilemin,
( Ah yürek, yüreğim,)

Kes ne zano wek halemin.
(Kimse bilmez halimi.)

Derde yare bi kare min.
(Yarin derdi işim gücüm oldu.)

Deşto ko biyo ware min.
(Ova ve dağ meskenim oldu.)

Sesinin güzelliğinde yok olmuştum. Biraz sonra susup benim pencereme baktı. Beni görmüş ve utanmış olacak ki başını eğip bir daha kaldırmadı. "Tu ki yi heval?(Sen kimsin arkadaş?)"

"Li min binere şivan!(Bana bak çoban.)" Bağırmıştım. Bağırmam ile çoban bana baktı. "Şivanım hevala min!(Çobanım arkadaşım.)" 

"Onu anladım. Kimsin? Kimlerdensin ve bizim otlaklarımızda ne işin var?" Cevap vermeyince koşup aşağıya inmeye başladım. "Dılba! Keçe nereye?"

"Şivana dâye Şivana!(Çobana anne çobana!)"

"Şivan* kim Dılba! Baban ne der keçe?(!)" Annemi dinlemeden bahçeye koştum. Çoban beni görünce bir şey demeden oturduğu kayadan kalkıp neredeyse koşar adımlar ile yürümeye başladı. "Şivan eğer şuan durmazsan seni Van'dan sürerim! Ben ki diğer hanım ağalara benzemeyen Dılba Nesrin Naran! Naran Aşiretinin hanım ağası olan Dılba Nesrin! Sakın bir adım daha atayım deme!" Kendimi tanıtıp konuşmaya devam ettim.

BA (RÜZGAR)Where stories live. Discover now