hükümsüz

21 0 0
                                    

Etraf kapkaranlıktı. Sessiz ve kalamar yemeğinin hafif kokusuyla doluydu.

Kapı kilitli ve açılması için adam tarafından zorlanıyordu. gizli bir şekilde polisi arıyordum

Çaldı... Çaldı... Ve onun bana dönüp "ne yapıyorsun sen" demesiyle birlikte telefondan boğuk bir ses yayıldı

Bacağımın yanında tuttuğum telefonu çekip aldı

"Polis mi? " Diye sordu dudağı Aralık kalmaya devam ediyordu. Başını hafifçe yüzüme eğdi ve gözlerime baktı"sorunumu çözmeden hiçbir yere gidemezsin" dedi gözlerinde yoğun bir kararlılık gördüm.

"Ben sana yardım edemem" diye konuşurken gözlerimle yaptıklarını takip ediyordum "ben senin için ne yapacağım?" Dedim polisin kesilen sesi ve telefonun kapanan ışığına rağmen kurtarılmayı umut ediyordum.

Sandalyeyi cam duvara vurduğu an öyle güçlü bir ses camlarla birlikte etrafa yayıldı ki aklımı kaçırmama fırsat vermedi "beni öldüreceksin." Dedi yüzü gergin çenesi sıktığı dişleri nedeniyle kaskatıydı. Doğrudan korku dolu olan gözlerime bakıyordu.

"Siz ne dediğinizin farkında mısınız?" Diye bir solukta konuştum.şaşkınlığımdan sıyrılarak "ben bir psikiyatrist değilim ve size yardımcı olacak bir psikiyatrist tanımıyorum." Tane tane konuştum.

"Yardım edip edemeyeceğini görmek istiyorum" başıyla kapıyı işaret ettiğinde etraftaki binalarda meraklı gözleri görür oldum.

Arkamızda polis sirenlerini bırakarak ilerlerken ben önde o ise elinde bir cam parçasıyla hemen arkamda yürüyordu

"Yapma lütfen." Dedim sesim köşeye sıkıştığımı gösteriyordu. "Kimsin sen, benden ne istiyorsun, annemle mi bir alakan var?" Dedim.

Sırtımdaki baskıyla beni tehdit ettiğini anladım o an hızla dönüp camı tuttuğu elinin bileğine güçlü bir darbe vurdum.

İnledi ve elindeki camı yere attı bunu beklemiyordum kendini kontrol ediyordu her şey saniyeler içinde gerçekleşti attığım tekme göğsüne gelip onu benden uzaklaştırdı derken boynumda bir darbe hissettim ve sırtım ona dönük olacak şekilde beni kendine çekti

Son anda karnına atmak istediğim dirseği geri çekilerek önledi ve elim göğsüne çarptı boğuşmayı keserken onun da dövüş tekniklerini bildiğini artık anlamıştım

"Yüzüme bak" diye fısıldadı. Sesi tüylerimi diken diken yaptı. beni kendine çevirip kollarımı sıkıca tuttu.yüzüme baktı.bedeni benden büyüktü ama çok iri bir adam değildi.

"Düzgün duracaksın. Beni izle" dedikten sonra başını bana doğru eğdi "eğer" dedi boynundaki damarlar belirginleşti. Sesi oldukça sakindi "kaçmak gibi bir hareketin olursa boşuna olur ve canımı sıkarsın" kendinden emin konuşması ve dik duruşu karşısında içim ürperdi

"Nereye gidiyoruz?" Diye sordum.ormanlık bir alanda ilerliyorduk.Kalbim tüm bedenimi zonklatacak kadar hızlı atarken uzun boylu siyah üstlü bu yabancıyı izliyordum.

"Cehennemde bir başıma kaldım. Peki ya sen?"

"onu mu sordum?" diye tersledim. Cehennem demesi bana sık sık gördüğüm kabusları hatırlatıyordu. bir evin merdivenlerinden çıkmaya başladık "buraya girmem" Dedim

"Korkacak bir şey yok. Hadi" diye sırtımdan beni itti. Yüzümü ona dönüp yanından geçmeye çalıştım "dön arkanı ve gir içeri. O gece olanlar tekrar yaşanmayacak" dedi ifadesiz bir sesle.

"Neyden bahsettiğini anlamıyorum ne cehennemi ne gecesi?" Diye sordum. Susup yüzüme bakmaya devam edince istediğini gerçekleştirdim

"Senin için katil olduğum geceden söz ediyorum." Dediği an sanki kafamdan aşağı kaynar sular dökülmeye başladı."O geceyi unutmadın değil mi yeşil. Cehennemde beni yalnız bırakmadın değil mi?" Kalp ritmim hızlanırken havasız ve küf kokan bir harabedeydim

"O gece" diye fısıldadığında yüzümü ona döndüm "hayatımın en uzun ve anlamlı gecesiydi" Sırtımı ahşap duvara verdim.bir rüzgar kırık olan camdan saçıma vurduğunda bedenim soğuğu hissetmiyordu

Yanağının bir tarafı kıvrıldı. Küçük bir gamze kendini gösterdi "ailem. Onlar beni ilk ve son kez sevdi." Gözlerim kocaman açılmış bir halde dudaklarımı ıslattım

"senin bana yardım eden kişi olup olmadığını nereden bileyim. seneler sonra karşıma çıkıp bu konuyu neden bugün açtın. kimsin sen?" Gözlerim onun çehresini dikkatle görmeye başlamıştı "kimsin sen?" Diye sordum. gri gözlerinin içine bakıyordum.o gece ruhumun koruyucusu olan katilin o olup olmadığını bilmiyordum.

"Ayaz yazıcı." Yaptığı tanım benim için hiçbir şey ifade etmiyordu "bana borcun var" dedi ve aklıma gelen ilk şey annemin yazıcı şirketinde çalışıyor olmasıydı. Korktuğum için bileceğim en basit şeyleri bile aklıma getirmek zaman alıyordu

"Ne kadar?" Dedim "borcumuz ne kadar?" Gri gözlerini gözlerime kilitledi "öldür beni." Dedi ses tonu bir hipnoz için kullanılsaydı kesinlikle ayaz dillere destan olurdu

"Ben kimseyi öldüremem anladın mı?" Dedim ikna edici sesini göz ardı ettim "benim hayatımı kurtaran kişi sensen bana bunu kanıtla"

Parmağımı ona doğru cesur bir şekilde kaldırdım "çünkü eğer o kişi sensen seninde bana borcun var.

" 13 Ekim 2015 gecesi" diye söze başladı "Hayır diye bağırıyordun." Yanaklarıma damlayan taneler soğuğa fırsat vermişti. Dudaklarının yeniden aralandığını bulanık şekilde gördüm "Geldiğimde üstünde parçalanmış beyaz bir elbise vardı ve çok kötü bir durumdaydın ve" hayal meyal ayazın yere çömeldiğini gördüm

Boğazımda bir yumru hissettim. nefesimi kesiyordu. Devam etmesini istedim sustuğu an yere yığılacaktı ruhum.

"Ben" dedim üstüne basarak"uyuyamıyorum, ben hatırlamıyorum ama her gün aynı kâbusu içimde taşıyorum." Artık hayalle gerçeği ayırt edemiyorum dedi içimden bir ses.

"Çırpındım ama çıkamadım bu bataklıktan" dedi ayaz. yanına diz çökerken gözlerini gözlerimden ayırmıyordu. Bunu yaparken Ayağımı bastığım ahşap çatırdadı

Dik bir şekilde oturmuştu bacaklarını hafifçe karnına çekmişti

"Saldırıya uğradın" gözü gözüme dalmıştı" şerefsizi öldürdüm."sert, dürüst ve soğuk kanlı bir dille konuşmasına ağzım açık kaldı. O tarihte Orman ve birkaç evi alevler yutmuştu "Adım canavar oldu yeşil"

İçimin titrediğini hissederken gözlerimdeki alevler dışarı çıkmak için çabalıyordu

"Ben bir hata yaptım. Cezayı masumlar ödedi.sende ödedin" Dedim "öyle çok güvendim ki ayaz. O öldürdüğün kişi benim-"

Burnuma tuz kokusu gelmeye başlamıştı fakat burada deniz yoktu deniz o uçurumun kenarında o gecede kalmıştı.

"Çok üzgünüm" Dedim o yatıştırıcı bir şekilde"şşh şh şh" diye fısıldarken ağzımdan hıçkırıkla birlikte inleme sesi çıktı "bencillik yaptım. sen hapse girerken ben sustum çok üzgünüm." Gözlerimi kapatamıyordum

"Hayır Ben-" dedi devam etmesine izin veremedim. Öyle kırılgan bir haldeydim ki yalnızca onun tek bir suçlayıcı ifadesi beni parçalayabilirdi "o öldürdüğün kişi-" Diye fısıldadım sözümü kesen boğazımdaki kuruluktu.

Bana BırakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin