22

47 4 0
                                    

2 Hafta Sonra

Alev terapiden çıkıp hastanenin önünde onu bekleyen sevgilisini görünce içten bir şekilde gülümsedi. Deniz de ondan farklı değildi.

Yan yana geldiklerinde, Alev kollarını Deniz'in boynuna doladı. Deniz de ellerini onun beline yerleştirerek kendine çekti.

"Nasıl geçti güzelim?"

Geri çekildiklerinde Alev az önce ağladığı için dolan gözlerini sildi.
"Biraz duygusal."dedi gülerek.

Deniz de burukça gülümsediğinde bir elini Alev'in yanağına koyarak hafifçe sıktı.
"İyi olacaksın. Sonra psikolog olup benim projelerden bozulan psikolojimi düzelteceksin."

Deniz'in dediği şeyle ikisi de gülerken Alev ona biraz daha yaklaştı.

"Yoruluyorum Deniz. Ama sen yorgunluğumu geçiriyorsun. Bana iyi geliyorsun sevgilim."

Deniz gözlerinde büyük bir aşkla baktı sevgilisine. Sonra alnına derin bir öpücük bıraktı.
"Asıl sen bana neler yapıyorsun Alev? Küçükken de şimdi de yakıyorsun beni."

Alev kıkırdadı. "Ne o? Şikayet mi ediyorsun?"

"Asla." Deniz'in sesi fazlasıyla kendinden emindi. "Asla şikayet etmem ben bu güzel duygulardan."

Alev içinin sevgiyle dolduğunu hissederken Deniz'e bir kez daha sarıldı ve başını omzuna koydu. "Beni göğsünde saklar mısın Deniz?"

Deniz göğsüne yaslanmış ve küçücük kalmış bu kıza derinden bir sevgiyle baktı. Hafifçe saçlarını okşarken dudaklarını araladı. Ancak o konuşamadan bir şey oldu. Bir kuvvet onu ve Alev'i ayırmıştı.

Alev ne olduğunu anlamadan şok içinde karşısındaki kilolu adama bakakalmıştı. Deniz ona bakınca o adamı tanıdığını fark etti. Alev dolan gözleri ve sarsılan bedeniyle bunu belli etmişti.

Deniz yine konuşamadan yüzüne yediği bir yumrukla kafası yana devrildi. O kilolu adam yakasına yapışırken Alev çığlık attı.
"Baba! Bırak onu baba! Yalvarırım."

Deniz, Alev'in delice ağladığını görünce ve sözlerini duyunce öfkeden beyninin durduğunu hissetti. Bu bir süredir aradığı o şerefsizi. Alev'in babası.

Adam, Deniz'in yakalarını tutarken yanındaki kızını ittirdi. "Çekil! Sana güvenmemekte en başından beri haklıydım. Nasıl bir orospu olabildin sen böyle? Elin adamıyla dip dibesin. Çekil şuradan. Eve gidince göstereceğim ben sana."

Alev baştan aşağıya korkudan titremişti ama yine de babasının koluna yapışıp Deniz'i bırakmasını sağlamaya çalışıyordu.

Deniz kendine gelerek yakalarını silkeledi ve dibindeki kendinden oldukça kısa adamı itekledi. Sonra aynı hızla bu sefer Deniz o adamın yakalarına yapıştı.
"Sen bana da bir göstersene bakalım! Gücün anca sana karşı gelemeyeceklere mi yetiyor adi şerefsiz!"

Deniz bir yumrukta adamı yere devirirken öfkeyle üstüne atıldı. Alev ise onu durdurmaya çalışıyor ama panik atağı geldiği için nefes almakta bile zorlanırken sesini hiç duyuramıyordu. Ellerini arabaya dayayarak gücünü toplamaya çalıştı.

Bu sırada Deniz kendini tamamen kaybetmişti. Ardı arkasına yumruklar atıyordu. Bu şerefsiz, onun biricik sevgilisine, kıyamadığına hem zehirli dilini uzatmış hem de yıllardır şiddet uygulamıştı. Küçükken de Alev'i bu şerefsiz yüzünden kaybetmemiş miydi zaten?

Etrafta olanların farkında değildi Deniz. En sonunda abisinin sesini duydu. "DENİZ DİYORUM! KENDİNE GEL!"
Deniz onun bağırmasını yine aldırmadı ama durmasını sağlayan bir sonraki cümlesi olmuştu. "Alev bayıldı! Dur artık Deniz. Öldüreceksin adamı!"

Deniz gözlerini arkasına çevirdi. Alev'in gözleri kapalı bir şekilde sedyeye yatırıldığını gördü. O an onun için zaman durdu. Bilinçsizce sedyeyle götürülen Alev'in arkasından ilerledi. Hiç kimseyi duymadı. İşitmedi. Sadece ilerledi.

ALEV (YARI TEXTİNG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin