🥀

44 6 3
                                    

"Jungkook"

"Efendim güzelim?"

"Biz üvey kardeştik"

"Hm hm?"

"Şimdi de beraberiz.."

"Hm??"

"Hiç..."

"Güzelim... şimdiye bakalım olur mu? Bak sen benimlesin. Ben seninle... mutluyuz... beraberiz... sevgilimsin..."

"Haklısın Kookie"

Kollarını Tae'nin beline saran Jungkook bedenine sarılan kollarla tebessüm ederek dalgalı yumuşaklıklardan öpmüştü.

Göğsüne gömdüğü yüzünü kaldırarak Jungkook ile göz göze geldi Tae.

Henüz akşam yemeği yemememişlerdi ve Jimin de kendisini aramamıştı.

Şu anda Jungkook çok güzeldi... kendisine çok güzel bakıyordu. Gözleri parlıyordu. Elinde olsa Tae'nin tek lokmada Jungkook'u yerdi. Ama utangaçtı bir kere.

"Bebeğim? Daldın gittin bakıyorum?"

"Ya sussana"

Tekrar yüzünü yumuşak göğüse gömen Tae Jungkook'un kendisini çenesinden tutarak gözlerine bakmasını sağlaması ile utangaçlığından sıyrıldı.

Hala birbirlerine baktıkları sırada Tae bir adım daha yaklaştı Jungkook'a daha sıkı sarıldı. Daha derin bakmaya başladı gözlerine.

Bunu anlayan Jungkook gözlerindeki perdeyi çekti. Yüreğinin derinliklerine kadar bakmasını sağladı...

Kitlenmişti işte Tae. Jungkook'un gözlerinde sakladığı şeyleri bulmak ister gibi daha da yaklaşıyordu. Daha da Jungkook'un gözlerinde kayboluyor ve gözlerine yaklaştığını fark etmiyordu bile.

Ama Jungkook fark etti. Onu kendisine daha da çeken Jungkook dayanamadı ve titrek nefesini Tae'nin dudaklarina verdikten sonra gelişti her şey. Zaten dayanamazdı. Kendisine bu kadar güzel bakıyorken Tae, 2 santim uzağındaki dudaklara ulaşamamak saçma olurdu.

Titreyen dudaklarını titrek dudakların üzerine kapattı. Iki dudak da titremeyi durdurmuş sadece birbirlerine yaslanarak duruyordu. Jungkook, Tae'nin çilek tadına ve rengine sahip üst dudağını dudakları arasına alıp uzun zamandır yapmak istediği şeyi yaptı.

Yarın yokmuş gibi Tae'nin üst dudağını emen Jungkook kendisini mutfak tezgahına dayadı. Tae'nin bedenini ise belinden tutarak kendisine yasladı.

Olayın şokundan sıyrılan Tae kendisini Jungkook'a teslim etti ve kollarını boynuna dolayarak daha da yaslandı kendisini öpen bedene.

Jungkook öpüşünü hızlandırarak ellerini Tae'nin tişörtünden iceri sokarak beline ulaşmasını sağladı. Belindeki sıcak eller ile adeta titreyen Tae bir kez daha kendisini tamamiyle Jungkook'a teslim etti çünkü bacakları tutmadığından yaslanacak bir yere ihtiyacı vardı..

Jungkook iyi değildi. Jungkook hiç iyi değildi çünkü bu kadar güzel olduğunu o bile tahmin edemedi. Hayalleri gerçekleşiyordu şu anda ama bu kadar güzel hissettireceği hayallerinde yer edinememişti...

Tae'yse fark etti. Bir kez daha fark etti.' Tamam' dedi. Güvenmeyi seçti. 'Belki' dedi. 'Belki de güven yaralarımın hepsini Jungkook sarar?'
Izin verdi. Tüm yaralarını Jungkook'un sarmasına bu andan sonr aizin verecekti.

Kabul etti. Jungkook, ömrü boyunca tüm yaralarını sarmaya ve bir daha hiç yara alamaması için Tae'yi son nefesine kadar korumak adına kabul etti....

Merhabalaaaarrr
Onca hikaye yazmam gerekirken
Bir hikayeye daha basladım.

Kalkarız altından ya

Yani Inşallah...

Bay baaaayyy👐🏻👐🏻

Yine De Kalkar Seni Severdim...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin