0.7

149 16 2
                                    

Kerem'in annesi ve babasını önceden görmüştüm ama herhangi bir yakınlığımız yoktu.

"Kerem" Kerem'e seslendiğimde yanıma geldi.

"Efendim sevgilim."

"Kerem annen yada baban benim burda olmamdan rahatsız olmaz değil mi?"

"Hayır hayatım onlarda senin gibi anlayışlı insanlar. Senden rahatsız olmak yapacakları son şey bile olmaz."

"Sen öyle diyosan."

"Ya şey diyecektim ben sana."

"Ne diyecektin?"

"Şimdi annemle babam burda ya annenide çağırsaydık dünürler yanyana olurlardı. Şimdiden söyleyeyim babam tam bir torun sevdalısıdır." Söylediği şeylerden sonra elimdeki suyun hepsini üstüne döktüm. Kerem hala gülerken ıslanan tişörtünü çıkarttı ve tezgahın üzerindeki diğer bardaktaki suyu üstüme boşalttı. Islandığım için bende üzerimdekini çıkardım ve altımdaki askılıyla kaldım.
Kapının çalmasıyla gülmesi duran Kerem kapıya doğru zor adımlarla ilerledi.

"Kerem hadi" diyip mutfaktan çıktım. Kapıya doğru giderken;
"Bir kapı açacaksın zor bir şey değil."

Kapının yanına ulaştığımda Kerem'in annesi ve babasının gözleri yarım atletle duran banim ve yarı çıplak olan Kerem arasında gidip geliyorlardı. "Hoşgeldiniz" Kerem'in annesi Kerem'e doğru eğilip;

"Ben pek hoş bulmadım ama neyse." dediğinde başımı öne eğdiğimi Kerem farketmişti. Annesi ve babası içeri girince yanıma gelip elimi tuttu;

"Benim hayallerim vardı, bugün birlikte uyuyacaktık ne güzel." Konuşurken sesini değiştirp gülüyordu. Bu hali çok hoşuma gitsede belli etmek istememiştim. İçeri girdiğimizde annesi soru sormaya hazırlanıyordu. Annesinden soru beklerken babası lafa girmişti;

"Kerem, oğlum hadi sen git üstüne bir şey giy." Bunları söyledikten sonra bana döndü;

"Bizde Banu kızımla bi' konuşalım."
Kerem ikiletmeden odaya gitti.

"Gel kızım otur."

"Şimdi sen oğlumun sevgilisi oluyorsun değil mi?"
Şaşkındım ne ben ne Kerem ailelerimize anlatmıştık ama biliyorlardı.

"Evet efendim sevgilisi oluyorum."
"Öncelikle efendim lafını birdaha daha duymak istemiyorum. Kerem'le ilgili bir şey söylemek istiyorum sana."

"Tabii dinliyorum."

"Yazgı'yada aynı şeyleri söylemiştim ama o beni dinlemedi. Bak oğlum daha bir yaşındayken enkaz altında kaldı, o günden beri Allah'a onu bize bağışladığı için sürekli şükrediyorum. O bizim için her şeyden daha değerli inan bana. Kerem için birisi gerçekten değerliyse hep yanında olmak ister ve gösterdiği sevginin, değerin karşılığını bekler. Yazgı gibi sende üzme onu olur mu?" Kadının konuşması bittiğinde Kerem koridorda göründü, o gelmeden cevaplamak istedim;

"Merak etmeyin bana gösterdiği sevginin daha fazlasını vereceğim ona."

Kerem çoktan gelmişti. Ne konuştunuz anlamında başını salladığında omuz silktim.
Kerem elindeki siyah, beyaz çizgili tişörtü bana uzattı;

"Al sende bunu giy üşüme daha fazla, hasta olursan bana kim bakacak?"

Göz kırptı ve babasının yanına oturdu. Bende odalardan rastgele birine girdim. Odadaki o güzel koku burnuma dolarken tişörtü üstüme geçirip yatağa oturdum ve Afra'yı aradım.

"Alo, Afra naber?"

"İyi, Yunus'la dışardayız. Sen?"

"Kerem'deyim bende annesiyle babası geldi içerdeler şimdi."

"Ya Kerem bugün birlikte uyuruz falan diyordu hayalleri suya düştü ha." Yunus'un sesine karşılık göz devirip;

"Hadi hadi kapat işim var." Diyerek geçiştirdim ve salona doğru ilerledim.

"Banu, canım bi' gelebilir misin?"

"Efendim Kerem."

"Şimdi ben maça çıkamıyorum ya"

"Evet"

"Yani yarın bizimkilerin yanına gitsek ne olur?"

"Kerem ben sana antremanlara katılmayacaksın dedim arkadaşlarınla görüşebilirsin tabiiki."

"Ama gidersek bi maç yaparız değil mi?"

"Gider otururuz, onlar oynar sende izlersin."

"Ya olmaz ya, lütfen izin verde gidip bi maç yapalım."

"Kızı darlama Kerem! İzin vermiyorsa da senin iyiliğin için." Kerem'in annesi gelmiş üstüne birde azarlamıştı.

"Şimdiden ikiniz birleşip üstüme geliyorsunuz demek, baba sen bendensin değil mi?"

"Şimdiden derken oğlum?"
Kerem soruyu cevaplamak içerden babası seslendi;

"Ben Banu kızımın yanındayım haberin olsun Kerem."
Bu sözlere karşılık Kerem önce dudaklarını büzdü ve banadoğru eğilip;

"İyi insanlar demiştim, senin gibiler aynı, şevkat dolu." Cümlesi bittiğinde marş söyleyerek yanımdan ayrıldı, annesi çoktan gitmişti.
Bu aileye alıştığımı düşünürken kapı çaldı.

"Ben bakarım Kerem hemen ayaklanma."

"Aa Berkan ne işin var burada?"

"Çok ayıp gelen misafire böyle denmez!"

"Geç içeri adam gibi davran Kerem'in annesi ve babası burda, bak adam gibi diyorum adam olmadığını anlamışsındır heralde."

"Çok ayıp ettin be yenge."

Mutlu aile tablosuna bir adet Berkan dahil olmuştur.

İlk defa - Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin