1.0

106 10 1
                                    

Telefonuna gelen bildirimle kafasını omzumdan kaldırdı.

"Berkan mesaj atmış."

"Ne yazmış?"

"Banu'ya söyle telefonunu açsın yazmış. Telefonun kapalı mıydı?"

"Evet, kimse rahatsız etmesin diye kapatmıştım."
Telefonu açtığımda Berkan 22 kere aramıştı.

"Yuh ya, 22 kere aramış!"

"Numarasını tutturana kadar aramış heralde."

Ben gülerken Berkan bir kez daha aradı.


"Efendim Berkan."

"Niye açmıyorsun?"

"Müsait değildim."

"Senden bir şey isteyeceğim." Kendini acındırır bir sesle konuşuyordu.

"Ne istiyorsun Berko söyle uğraştırma beni!"

"Nazlı küstü bana konuşmuyor birde heryerden engellemiş."

"Ne yani?"

"Yani bi arasan söylesen, sadece bir kere konuşsak affetireceğim kendimi."

"Berkan denerim ama benim söylememle engeli kaldıracağını sanmıyorum."

"Yinede bir kere söylesen, olmaz mı?"

"Tamam söylerim kaldırırsa kaldırır, kaldırmazsada artık ne yapalım."

"Tamam umarım kaldırır. Çok teşekkür ederim Banu, çok sağol gerçekten."

"Tamam Berkan sende sağol hadi görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra Kerem bana döndü.

"Hemen aramasan olmaz mı?"

"Neden?"

"Burdan kalkmak istemiyorum, bir ömür burda kalmak istiyorum."

"Şimdi kalkalım akşam zaten burdayım film izleriz-" henüz lafımı bitirmemiştim ki konuşmaya başladı.

"Yatarız."

"Hadi kalk Kerem hadi."

"İyi iyi tamam, kalkıyorum yada kalkmıyorum."

"Kerem!"

"Kalktıım."

Kerem'le 3 saatten fazla uyumuştuk ama hala uykum vardı. Dışarı çıkmanın iyi bir fikir olacağını düşündüm.

"Kerem, bi bakar mısın hayatım?" Kerem şaşkın yüz ifadesiyle yanıma gelirken bende daha hızlı bir şekilde yanına gittim.

"Ne oldu? Niye öyle bakıyorsun?"

"Çıkmaya başladığımızdan beri ilk defa hayatım dedin ona şaşırdım."

"Şaşırma o zaman daha çok duyacaksın çünkü."

"Bir şey soracağım."

"Dinliyorum."

"Nazlı neden engellemiş, yani sadece bir kavga, ne varki neden bu kadar kızmış?"

"Ya sonra anlatayım sana şimdi çıkacağım çünkü, sonra detaylı bir şekilde konuşuruz."

"Tamam bitanem hadi dikkat et bir şey olursada ara beni tamam mı?"

"Tamam, sende dikkat et, dışarı çıkmaya çalışma sakın!"

"Ben 5 yaşındaki çocuk sende markette işleri bir türlü bitmeyen o anne modeli, nasıl ama?"

"Çok iyi." Ben gülümserken dudakları benimkilere yapışmıştı.

"İşte şimdi gidebilirsin." Gülümsememi elden bırakmadım ve evden çıktım.

Çok az kişinin bulunduğu bir parka gittim ve bir banka oturdum.

Nazlı'yı aramak için telefonumu elime aldım, kafamı tekrar kaldırdığımda, bir adamın fotograflarımı çektiğini farkettim.

Ayağa kalktım ve yanına doğru yürümeye başladım. O ise benden daha hızlı yürüyor, git gide uzaklaşıyordu.

"Hey, bi baksana sen. Kaçma gel buraya!"

"Kaçtığım falan yok!"

"Neden benim fotograflarımı çektin? Amacın ne? Hangi tür bi hayvansın sen?"

"Bana bak benimle düzgün konuş yoksa-"

"Yoksa ne yaparsın bana vurur musun?"

"Kadınsın diye bir şey yapmıyorum defol git şurdan!"

"Kadınları çok küçümsüyorsun bence, bir gün bir kaç kadın tarafından dayak yersen görürüm o zaman ben seni!"

"Bak o kadar işimin gücümün arasında seninle uğraşamam. Sktirgit yerine otur!" Kolumdan tutmuş ve beni ittirmişti.

Bende avazım çıktığı kadar bağırarak herkesi başımıza topladım. Ayağa kalktım ve adamı ittirip yere düşürdüm.
O sırada eline gelen küçük bir taşı bana attı. Taş beni sıyırıp geçmişti.

"Sen nasıl bi kadına böyle davranırsın lan!" Arkamı döndüğümde benim gibi kızların bulunduğu bir topluluk bizim olduğumuz yere geliyorlardı. İçlerinden biri gelip
"iyi misin?" Diye sordu bende cevap olarak başımı salladığımda.Adamın kamerasını aldı ve kafasına fırlattı. Ben tekrar eve gitmek için çantamı almaya banka doğru ilerlediğimde bir kadın banka oturmuş, sanki beni bekliyormuş gibi suratıma bakıyordu.

"Banu siz misiniz?"

"Evet benim, ne oldu bir sorun mu var?" Kadın ayağa kalkıp ellerimi tuttuğunda ellerimi ondan kurtarıp, bir adım uzaklaştım.

Arkamdaki ağaçlara doğru baktı. Refleks olarak bende o yöne bakıyordum.

Tekrar kadına döndüğümde kaybolmuştu. Sağıma soluma her yana baktım fakat hiçbir yerde yoktu. Başımın döndüğünü hissediyordum. Ben banka oturmaya çalışırken birinin kolumdan tutmasıyla doğruldum. Adamın yüzü çok tanıdık gelmişti ama gözlerim sulandığı için önümü net bir şekilde göremiyordum.

"Hanfendi iyi misiniz?" Ben cevap vermemiştim fakat heryer sim-siyahtı ama sanki kendimi bulutların üstünden bırakmış gibi hissediyordum.
...

Bundan sonraki bölümler biraz garip olacak kendinizi
şimdiden hazırlayın bence..


İlk defa - Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin