new enemy | 34

4.9K 476 190
                                    

"Hayatımda Hyunjin ve Felix kadar yapışık bir çift görmedim. Hyunjin çocuğu bi' bırak lan." diye gülerek söylendi Seungmin. Hyunjin ise Felix'in belindeki kolu daha fazla sıkılaştırdı ve Felix'i kendine çekti. Felix, Hyunjin'in eline hafifçe vurdu ve "Yavaş, o kadar sıkılır mı." diye söylendi. Hyunjin ise omuz silkti ve elini rahat bıraktı.

Bizim muhteşem 8'li ilk kez arkadaşça olan buluşmalarını gerçekleştiriyordu. Ortamda gülüşler hakimken, Jisung ve Minho ise sessizdi. Jisung arada sırada Minho'ya kötü kötü bakışlar atıyordu. Mesajlaşırken gelmeyeceğim, demişti ancak biraz geç kalsa da buradaydı.

Jisung hala naz yapıyordu. Neden olduğunu o da bilmiyordu ama o akşam olanlar onda garip hisler uyandırıyordu. O ise uzaklaşmayı seçti. Minho'dan uzaklaşmak istese bile Minho onun dibinde bitiyordu.

Minho ise Jisung'un hala neden böyle yaptığına anlam veremiyordu. Onlarca kez özür dilemişti, pişman olduğunu Jisung'un da bildiğini biliyordu ama neden hala inat ettiğini bir türlü çözememişti.

"Ya Minho ve Jisung! Neden bu kadar ruhsuzsunuz lan? Az canlanın abi." dedi Changbin. "Cidden, hala düşman gibiler. Hayır, aranızda ne geçti de bu kadar soğuksunuz hala? Biz bile barıştık." dedi Hyunjin. Minho, arkadaş grubuna olanları anlatmamıştı ve bu yüzden olanlardan haberleri yoktu. "Boş ver Hyunjin, yapabileceğim her şeyi yaptığım halde affedilmiyorsam daha da bir şey yapmam." dedi Minho soğukça. Jisung, söylenenlerin kendisi için olduğunu anladı. Daha fazla masada durmak istemedi ve ayağa kalktı. "Ben tuvalete gidiyorum. İki dakikaya dönerim." dedi ve hızlı adımlarla tuvalete gitti.

Tuvalette yüzüne biraz su çarptı ve aynaya baktı, Jisung. Hala düşünceliydi. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu. Birden aynada Minho'yu gördüğünde, korkuyla hafifçe sıçradı ve arkasını döndü. Minho, ona biraz daha yaklaştı. Jisung'un beli lavabo mermerine yaslandı. Jisung, ondan uzaklaşmaya çalıştı ancak yapamadı.

"Daha nereye kadar kaçacaksın, Jisung?" diye sordu Minho. Yüzleri hala çok yakındı. Jisung yutkundu ancak cevap vermedi. Minho, elini Jisung'un beline atıp okşamaya başladı. Bu Jisung'u heyecanlandırırken, Minho'ya kapılmak istemediği için hoşuna gitse bile belindeki eli çekmeye çalıştı. Minho ise diğer eliyle, Jisung'un elini tuttu. "Hoşuna gittiğini biliyorum. Kaçmaya çalışma." dedi Minho. Jisung derin bir nefes verdi. "Neden hala konuşmuyorsun?" diye sordu Minho.

"Ne söyleyeceğimi bilmiyorum." diye mırıldandı Jisung. Jisung'un bu hali, Minho'nun gülmek istemesine neden olmuştu ama gülmedi. "Söylenecek çok şey var aslında." diye karşılık verdi Minho. Jisung, gözlerini kaçırdı.

"Masada söylediklerinle burada yaptıklarım birbirini tutmuyor." dedi Jisung. "Nasıl yani?" diye sordu Minho. "Masadayken daha da bir şey yapmayacağını söyledin. Ama şu an yanımdasın." dedi Jisung. "Kendimi affettirmek için yaptığımı kim söyledi?" diye karşılık verdi Minho.

"Neyden bahsediyorsun?" diye sordu Jisung. "Şu an, bu kadar yakınında olmamın sebebi kendimi affetirmek değil, Jisung." dedi Minho. "Ne o zaman?" diye sordu Jisung.

"Bilmem, sadece sana yakın olmak istiyorum." diye yanıtladı Minho. Jisung, Minho'nun ne yapmaya çalıştığını çözemezken; şu an bulundukları durum yüzünden hiçbir şey yapamaması da sinirini bozuyordu. Garip bir şekilde Minho'ya karşılık veremiyordu. Bu sefer kendini zorladı.

"Ya ben istemiyorsam?" dedi ve onun gözlerinin içine baktı. Minho, bu cevaba karşılık hafifçe kıkırdadı. "Gerçekten istemiyor musun?" diye sordu alayla. Jisung kararsızdı ancak kararlıymışçasına başını salladı. Minho güldü ve başını iki yana salladı. "Ah, güzelim benim. Ne istediğini gerçekten hiç bilmiyorsun." dedi Minho. Ardından Jisung'u alnına hafif bir öpücük kondurdu. Jisung'un belindeki elini ve boştaki elini, karşısındaki oğlanın kollarına koydu. "O zaman sana yardım etmeliyim." dedi ve Jisung ile hızlıca bir tuvalet kabinine girdi ve kapıyı kilitledi.

"Ne yapıyorsu-" Jisung daha sözünü tamamlayamadan Minho, Jisung'un dudaklarını öpmeye başladı. Jisung neye uğradığını şaşırırken, şu anda dudaklarını öpen Minho hafif bir ısırık bıraktı öptüğü dudaklara. Jisung acıyla hafifçe inledi. Hala kararsızdı.

Minho öptüğü dudaklardan ayrıldı. Jisung'un gözlerinin içine baktı. "Bana karşı hala savaşıyorsun. Sonunda yenileceğini bile bile hem de. Bence pes et, Jisung. Ne de olsa benden etkilendiğini görebiliyorum." dedi Minho. Jisung kararını verdi.

"Ya yenilgimi kabul etmek istemiyorsam?" diye söylendi yaramazca. "Ne demek istiyorsun, açıkça söyle." dedi Minho. "Ben yenilgimi kabul etmem, Minho. Son saniyeye kadar savaşırım. Eğer yenilgimi kabul etmemi istiyorsan, önce beni yenmelisin." dedi ve Minho'nun gözlerine baktı Jisung. Minho, bu cesurca tavra karşı yüzüne yan bir sırıtış kondurdu. "Yeneyim o zaman." dedi ve yeniden Jisung'u öpmeye başladı. İkili derin bir öpüşmenin içine dalarken, Jisung da memnuniyetle karşılık veriyordu. İkilinin nefesleri kesilince birbirlerinden ayrıldılar.

Minho nefesini düzene sokmaya çalışırken "Bana karşı koyamadın." dedi ve derin bir nefes aldı. "Bana karşı yenildin Jisung." dedi Minho. "Sana karşı yenildim, Minho." diye karşılık verdi Jisung. Minho, Jisung'un ince beline ellerini attı ve Jisung'un kulağına yaklaştı. "Sana bağımlıyım."

___________________

don't make me bad make me bad
i'm addicted to youuu.

ben taste enayisi oldum son gunlerde ya. beni kurtarmayin iyiyim boyle labsoshs.

minsung'u da yaptik her ne kadar ask itirafi yazmasam da. olsun be, minsung'um da boyle olsun.

e o zaman gorusuruz, kendinize iyi bakin, stray kids ile kalin!!<3

e o zaman gorusuruz, kendinize iyi bakin, stray kids ile kalin!!<3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
new enemy, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin