|TAMAMLANDI |
Aşiret kurgusudur. Bir bozkır masalı...
Berdel olarak evlendirilen urfa aşiretlerinden bozoğullarının en büyük oğlu Azad bozoğlu istanbuldan memeleketine geldiğinde babasının baskısı ile haşimoğlullarının tek çocuğu annesini kaybetmiş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
OYA VE BORA-BANA MASAL ANLAT BABA.
Gözlerini sabahın yağmurlu havası ile açan kerem derin bir nefes alarak elini yüzünü yıkamaya banyoya girdi.
banyodan mutfağa geçecekti salonda pijamaları ile ayakta telefon ile konuşurken buldu.
"anladım hemen geleceğiz "dedi telefonu kapattığında izlendiğini hissederek arkasını döndüğünde ona bakan keremi gördü.
"günaydın "dedi mutfağa girip kendine kahve yapak için makinayı çalıştırıp kupayı koyduğunda içeri giren azada bir bakış atarak gülümsedi.
"dün akşam saygın hoca aradı bir çok iş adamının bağış yaptığını söyledi bunun senin işin olduğunu biliyorum "dediğinde azad bir nefes verdi.
"kerem-"genç çocuk sözünü kesti"teşekkür ederim senin sayende bir sürü çocuğun hayattı kurtuldu.
"kerem "dedi yutkunarak kahve kupasını alan genç çocuk azada baktığında "rıfat amca vefat etmiş "dediğinde genç çocuğun elindeki kupa yere düştüğünde bütün kahve zemine sıçradığında gözleri doldu genç çocuğun.
"baba "diye fısıldadı. şok geçiriyordu. dizlerinin üzerine çöken kerem ağlıyordu. genç adam diz çöken keremin yanına giderek ona sarıldığında daha çok ağlıyordu genç çocuk.
yağan yağmur ile birlikte mezarlıktaki insan topluluğu genç çocuğa baş sağlığı diliyor oradan ayrılıyordu. keremin yanında duran azad ve azadın babası annesi vardı.
keremin yanına gelen sinsi amcası genç çocuğun yanında timsah gözyaşlarını döküyordu.
"ah abi bizi nasıl bıraktın sen daha yaşayacaktın "dediğinde yalandan sesini titretiyordu.
"kemal kimse kalmadı boşuna uğraşma "dediğinden keremin amcası kaşlarını çattı.
"ne demek istiyorsun ?"dediğinde "baba mezarlıktayız bari ölüleri rahat bırakın "dediğinde başını salladı.
kerem babasının mezarının yanına diz çöktüğünde kalan kişilerde mezarlıktan çıktığında sadece kerem ve azad kalmıştı.
"baba neden bana söylemedin?"dedi babasının ölüm sesi karaciğer kanseriydi. doktorlar bir ay ömrünün kaldığını söylemişlerdi. fakat kerem bunu babasından değil hayatını kaybettiği hastanenin doktorundan öğrenişti.
"baba seni çok seviyorum "dedi hıçkırık ile ağlarken azad genç çocuğun bu haline dayanamadan yanına giderek kollarını açıp sarıldığında kerem daha çok ağladı.
"şştt tamam "dedi genç adam başını göğüsüne dayayarak başını okşadığında genç çocuk ağlamaya devam ediyordu.
"baba...kimsesiz kaldım ne olur geri dön"dedi canhıraş bir şekilde ağladığında genç çocuğun sözleri azadın canını sıkmıştı.
"sen kimsesiz değilsin ben varım "dediğinde yaşlı gözler ile mezar taşına bakıyordu. ağlamaktan yorgun düşen genç çocuğun gözleri kapanırken "bana masal anlat baba"diye fısıldayarak genç adamın kucağında uyuyakaldığında azad elini bacaklarının altında geçirerek onu kucağına alarak mezarlıktan çıkıp arabanın arka kapısını açıp onu yatırdığında yüzünü bir süre izlemeye başladı.
"bundan sonra senin her şeyin olacağım ufaklık "dedi kapıyı kapatarak sürücü koltuğuna geçip arabayı çalıştırdığında eve doğru yolla çıktı.