Bölüm on yedi

1.4K 80 16
                                    

Milena Akman...

"Ya iyi de ben Türkçe'yi çok bilmiyorum bu oyunu oynamak bana haksızlık olmaz mı?"

Ferdi'nin tatlı isyanıyla gülümsedim. "Yo değil." diyen Mert Hakanla, Ferdi oflayıp bana döndü.

"Haydi gidelim diyeceğim de ev bizim."

Ev bizim...

Evini, evim yapmıştı. İçim yumuşacık oldu.

Elini tuttum gülümseyerek, sıkılgan bakışları elimize indiğinde gülümsedi, sıkıca elimi tuttu.

Ferdi'nin evinde, İrfan Can Kahveci, eşi Gözde, Altay, Mert Hakan, Berke ve sevgilisi Bilgeyleydik.

Mert Hakan, "Oğlum haydi ya oynayalım şu tabuyu." dediğinde Ferdi bana baktı onay almak istercesine "Ben sana yardımcı olurum." dediğimde sırıttı, arkadaşına dönüp kafasını salladı "Oynayalım bakalım."

"Kim kimle?" diye sorduğumda Altay, "Çiftler bir olsun isterseniz?" dediğinde Mert Hakan, "Biz yalnızız lan." dedi hüzünle.

Altay, gülüp Mert Hakan'ın omzunu sıktı "Biz beraber olur ortalığı dağıtırız kardeşim." dedi, Mert Hakan, bunu duyup gülerek arkadaşına sarıldı.

Onlarla hâlâ az buçuk resmiydim. Ama kesin bir dile onlara sadece ismiyle veya abi dememi istemişlerdi samimi bir şekilde. Bu yüzden onlarla samimi olmaya alışma sürecinde hissediyordum kendimi.

İlk Kahveci çifti anlatmaya başladı 5 tane bilmişlerdi. Ardından Bilge ve Berke anlatıma geçti onlarda 6 tane bilmişlerdi.

Sıra Mert Hakan ve Altay'a geldiğinde süreyi çevirdim.

Mert Hakan ilk kelimeyi anlatmaya başladı, "Ferdi, Milena'ya ilk ne demişti?"

"Kız çok güzel?"

"Hayır, başka bir şey daha demişti."

"Büyülendim?"

"Hah kes onu,"

"Büyü."

"Evet." deyip diğer kelimeye geçtiğinde ben utanan Ferdi'ye bakıp gülümsedim.

O anlar çok güzeldi.

Mert Hakan ve Altay 7 tane bildiklerinde birbirlerini kutladılar, sıra bize geçmişti.

Ferdi, karışma geçtiğinde umutsuzlukla omuzlarını düşürdü "Anlatamazsam kızma tamam mı?" Diye masumca sorduğunda gülümsedim şefkatle, "kızmam." Dediğimde gülümsedi.

Gözde, süreyi çevirdi oyun başladı.

"Hah bu sensin işte!" Dediğinde "Neyim?" Diye sordum.

Derin bir nefes verdi "Ben seni çok ne buluyorum?" dediğinde düşünüp cevapladım "Güzel?" güldü evet manasında kafasını salladı.

"Fazla güzel bir şeysin." dediğinde yanındaki Altay gülüp "geç oğlum bunu anlatamayacaksın belli." dediğinde Ferdi ofladı, "Sanat eseriydi."

Dediğinde güldüm, beni sanat eseri olarak mı görüyordu?

İki kelime bildiğimizde Ferdi heyecanla diğer kelimeye geçti, süre dolmak üzereydi.

"Ben senle ne yapmak istiyorum?" Dediğinde gözlerim açıldı.

Neler geçiyor aklımdan tövbe tövbe.

Mert Hakan, "yuh oğlum yavaş." Dediğinde Ferdi dolan süreyle ofladı.

"Evlilikti abi evlilik."

Herkes "ha." derken benim aklım bambaşka yerdeydi.

Ferdi benimle evlenmek mi istiyordu?

*******

Oyun bitmiş, biraz sohbet ettikten sonra herkes gitmişti.

Bende arada kaynamak istesem de Ferdi doğru düzgün vakit geçiremediğimizi bahane edip izin vermemişti.

Aklım hâlâ benimle evlenmek isteyen Ferdideydi.

Tamam seviyordu, seviyordum ama evlilik bambaşka bir boyuttu.

"Ne düşünüyorsun Mehlikâ'm?" Diye elindeki kahve kupasını bana uzatan Ferdi'ye gülümseyip kupayı kavradım.

"Şeyi." dediğimde "Neyi?" Diye sordu merakla.

"Sen benimle şey mi yapmak istiyorsun?" dediğimde Ferdi'nin içtiği kahve boğazında kaldı öksürmeye başladı.

Endişeyle sırtını sıvazladım. "Ferdi'm?" Dediğimde öksürüğü kesildi.

"Ne?" Diye şaşkınlıkla konuştuğunda güldüm.

"Bakıyorum kendine geldin?"

"Sen bana Ferdi'm dersin de ben kendime gelmem mi?" dediğinde gülümsedim.

Bir kez daha öksürüp boğazını temizledi, "seninle ne yapmak istiyorum?" dediğinde yutkundum.

"Evlenmek." diye mırıldandım.

Rahat bir şekilde "ha." deyip devam etti "evet, evlenmek istiyorum."

Yutkundum.

Gerçekten benimle evlenmek istiyordu.

Önüme dönüp kahvemden bir yudum aldığımda Ferdi'nin bozuk sesini duydum.

"Sen benimle evlenmek istemiyor musun?" diye sorduğunda derin bir nefes aldım.

İstiyor muydum?

Daha çok erkendi bunları konuşmak için, çok.

Cevap vermememe bozuldu, "sen yoksa benimle eğleniyor musun?" Diye sorduğunda istemsizce güldüm.

"Aynen gönül eğlendiriyorum seninle." diye alayla konuştuğumda yüzümü süzüp derin bir nefes verdi.

Omuz silkip gülümsedi, "Benim için fark etmez istediğin kadar benimle gönül eğlendirebilirsin razıyım ben."
elimi tuttu, "Sen yeter ki hep benim yanımda ol Mehlikâ."

💖

29.03.2023

Flechazo | Ferdi Kadıoğlu✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin