Bölüm 4-Önyargı

10 0 0
                                    

     Batu sinirle üstüme doğru yürüyüp yakamdan tuttu ve beni duvara yapıştırdı. Gözlerini benden ayırmadan

"Bu orospu çocuğu için mi terk ettin beni?" diye Evren'e bağırdı. Evren hemen araya girip Batu'yu benden ayırdı. Hiç bir şey yapmadan üstümü başımı düzelttim.

"Salak salak konuşma Batu. Bu hareketlerin yüzünden ayrıldık biz."

"Ne işi var bunun burda?" diye hesap sordu. Araya girip kapıyı işaret ederek

"Gidebilirim sorun olacaksa." dediğimde Evren sinirle

"Hayır hiç bir yere gitmiyorsun. Batu da bana hesap sormaz çünkü hayatımdan çıktı." diye bağırarak Batu'ya kapıyı gösterdi. Batu tam çıkmak için önümden geçerken "Seninle de görüşeceğiz Adal!" dedi ve çıktı gitti.

"Hah, sen benimle ne görüşebilirsin ki" diye mırıldandım. tam o sırada Evren yanıma gelip

"Kusura bakma, İyi misin?" dedi ve elini omzuma koydu

"Daha iyi olmuştum ama daha kötü olduğum zamanlar da oldu." dedim gülerek ve devam ettim "Eski sevgililerin hep böyle ziyaret eder mi seni?" yüzümde kocaman bir gülümseme vardı. bu gülümseme Evren'i sinir etmiş olacak ki omzumda ki eliyle koluma sertçe vurdu ve Mutfağa doğru giderken

"Sana insanlık yaramıyor ya." dedi ben de peşinden mutfağa girdim. Mutfakta güzel kokular geliyordu ocağın üstünde ki tencereyi açtım ve buharı yüzüme vuran çorbayı kokladım

"Mercimek çorbası mı yaptın? Bayılırım ya ben bu çorbaya, gerçi herkes yapamaz ama.." sözümün devamını getirmeden evren tezgahla benim arama geçti ve işaret parmağını tehditkâr bir şekilde sallayarak

"Sakın. Sakın yaptığım yemeklere tek kelime edeyim deme." dedi. Bir iki adım geri giderek ellerimi teslim oluyorum anlamında havaya kaldırdım ve

"Bir şey mi dedik be? Hem tadına bakmadığım yemeğe yorum yapamam." dedim ve sandalyeyi çekip oturdum.

"Sen tuvalete girip gitmiyor muydun?"

"Yok artık ya. Gerçekten şu yemeklerden ikram etmeden mi göndericeksin beni. Göz hakkı diye bir şey var. Bir taraflarım şişer sonra." dedim ve Evren'e baktım. Gözlerini kapatıp bir iki saniye durdu ve derin bir nefes alıp

"Yemek yiyip gideceksin ama" dedi ve masayı hazırlamaya başladı. Hemen ayağı kalkarak yardım etmek istedim ekmeği dilimleyip masaya koydum. Evrene baktığımda üst rafata ki tabaklara uzanmaya çalışıyordu. Yardım etmek için arkasından uzandım bu sırada bedenlerimiz arasında hiç mesafe kalmamıştı tam tabakları alıp indirdiğim sırada Evren dirseği ile karnıma vurdu ve bana dönmeden

"Sakın bir daha bana bu kadar yaklaşma." diye çemkirdi.

"Yardım ediyordum be allahin delisi." diyip elimde ki tabakları masaya koydum ve yerime oturdum.

"Yardım isteyen olmadı."

"Etmiyorum zaten tamam." dedim Evren yemekleri koyup tabakları masaya koydu. karşıma oturup

"Afiyet olsun davetsiz misafir." dedi. gülümseyerek cevap verdim.

"Ellerine sağlık Evren Esen." dedim ve çorbadan bir kaşık aldım. Ağzımın içinde dağılan lezzet patlamasıyla ağzımdan "mhh" diye sesler çıkması bir oldu

"Yuh çok iyi bu çorba."

"Biliyorum Kerem iyi olduğunu. Karşında İstanbul'un en iyi şefi var." dedi ve güldü "Yani en iyi olmasa bile ilk 5'e girerim." diye ekledi.

"Yani duymuştum iyi olduğunu ama bu kadar iyi olduğunu tahmin etmemiştim." dedim ve çorbayı içmeye devam ettim. Evrenle biraz daha sohbet ederek yemek yemeye devam ettik. Tam yemeğin ortasında kapı çaldı Evren'e bakarak

Keeping Up With The Adal'sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin