Bölüm 1-Şeytan Tüyü

12 0 0
                                    

     Kapı zilinin çalmasıyla içine gömüldüğüm yataktan zorla kalktım ve yerde ki hırkamı alıp üstüme geçirdim. Kapıya doğru gittim. Kimin geldiği kontrol etmek için delikten baktım. Yemek siparişim gelmişti. Kapıyı açtım.

"Ne kadar tutuyor kardeşim?"

"86 TL abi. Kart mı Nakit mi?" diye sordu

cebimden 100 TL Çıkartıp kuryeye uzattım

"Buyur, üstü kalsın." dedim ve yemeğimi aldım.

"afiyet olsun iyi günler." dedi

"Kolay gelsin" dedim ve kapıyı kapattım salonda kanepeye oturdum ve pizzayı kucağıma koydum tam pizza kutusunu açacakken kapı tekrar çaldı. İçimden küfür ederek pizza kutusunu sehpanın üstüne koydum ve tekrar kapıya gittim.
Kapıyı açıp

"Noldu kardeşim birşey mi unuttu.. unuttun diyecekke de kapıda kuryeyi değil Mert'i gördüm ben sözümü bitiremeden Mert içeri daldı ve

"Valla ben birşey unutmadım ama sen duş almayı unutmuş gibisin Kerem." dedi ve salona doğru geçip kanepeye uzandı ben de ayak ucuna oturup pizzayı önüme aldım. 

"Noldu? neden geldin?" diye sordum pizza mi yerken

"İki haberim var biri iyi biri kötü. İyi haber yaşıyorsun kötü haberde rezalet içinde yaşıyorsun."

"Düğününde terk edildiğin zaman konuşuruz bunları Mert." dedim ve pizzamdan bir ısırık aldım

"Tamam tüm bunları unutuyoruz çünkü akşama senin mekanda bir parti var. Saçını başını düzelt, duşunu al ve akşam partide ol." dedi ve cevabımı dinlemeden pizzadan bir dilim alıp gitti. 

İstemeye istemeye hazırlanmak için banyoya gittim. 2 saat sonra hazırlanıp evden çıktım. Mekana geldiğim de parti çoktan başlamıştı. Gözlerim içeride Mert'i bir süre aradıktan sonra iki kızla konuşurken gördüm. Tam yanına giderken kafasıyla gelme işareti yaptı ve kızlarla konuşmaya devam etti ben de bara oturup Yağız'a elimle gel işareti yaptım

"Bana bir viski yolla. Üç buzlu olsun" dedim yağız beni onayladı ve hemen içeceğimi verdi tam o sırada yanıma kahküllü, kısa saçlı bir kız oturdu elinde ki telefondan başını kaldırmadan Yağız'a

"Bir bira verir misiniz?" dedi yağız başını sallayarak

"Hemen geliyor." dedi ve bir şişe açıp kızın önüne koydu birasını içerken bir yandan da telefondan birşeyler ile uğraşıyordu.

Kıza biraz yaklaştım ve "Sanırım eğlenmiyorsun." dedim gülerek. Kafasını telefondan kaldırdı ve şaşkın bir şekilde

"Anlamadım." dedi

"Diyorum ki hiç eğleniyor gibi durmuyorsun. O kadar mı sıkıcı bir etkinlik ya?"

"Sen de pek eğleniyor sayılmazsın." elimde ki viskiyi işaret ederek "Kim bir parti de viski içer ki" dedi alayla

"Ben içerim" dedim ve viski bardağını diğer elime alıp elimi uzattım "Ben Kerem bu arada. Kerem Adal."

Elimi sıktı ve "Hira ben de. Dümdüz Hira." dedi gülerek

"Hira birer bira daha içer miyiz? Bu sefer benden"

"Çok isterdim ama gitmem gerekiyor." dedi gülümseyerek. Kulağına eğildim ve

"Ya kalmaya ikna edersem." dedim. Hira Yağız'a içtiği birayı ödemek için çantasından para çıkardı ve uzattı o sırada bileğinde ki papatya dövmesi dikkatimi çekti.

"Şansını dene bakalım Kerem. İkna edersen kalamam ama numaramı alabilirsin."

"O zaman şöyle birşey yapalım ben bir şarkı söyleyeceğim sanatçıya. Eğer beğenirsen numaranı alıyorum." dedim Hira gülerek hadi bakalım derecesine eliyle sahneyi gösterdi. Şarkıcının yanına gidip kulağına "Papatya gibisin beyaz ve ince-Tanju Okan" çalmasını söyledim ve o çalmaya başlamadan Hira'nın yanına döndüm. Şarkı çalmaya başlayınca Hira başını öne eğerek güldü ve

"Nerden anladın papatya sevdiğimi." diye sordu. Elini tutup bileğini çevirdim ve dövmesini gösterdim.

"Biraz dikkatliyimdir." dedim ve sırıtarak devam ettim "Numaranı almaya hak kazandım mı?" diye sordum. Hira çantasından bir kalem çıkartarak kolunu tuttu ve numarasını yazdı.

"Doğru zaman da aramaya dikkat et Kerem." dedi ve gitti. Ben de Mert'in yanına gittim hala o iki kızla konuşuyordu beni görünce beni kenara çekti ve elini omzuma attı.

"Noldu tavladın mı kızı?" diye sordu alayla sadece gülerek kolumu gösterdim.

"İşte benim tanıdığım Kerem bu ya. Aslan kardeşim benim. Şimdi sen piyasa açıldığına göre sana bir kötü haber vericem."

"Noldu kötü birşey mi var? Ulan pezevenk zaten iyi birşey söylediğin olmadı ki."

"Berçemle ilgili. Bu gece uçuşu varmış Almanya'ya."

"Kesin gidiyor yani."

"Kız da haklı oğlum."

"Tamam tamam. Ben konuşmak istemiyorum bunları. Eve geçicem ben"

"Tamam ben bir kızla tanıştım inanılmaz birşey arkadaşı da çok kafa dengi haftasonu için planımıza davet ettim ikisini. Sen de az önceki kızı ara davet et."

kafamı sallayıp mekandan çıktım ve eve doğru yürümeye başladım. yolda yürürken berçem'in Instagram hesabına baktım birşey paylaşmıştı. 2 hafta önce nikah masasına oturduğum kadın şuan Almanya'ya gidiyordu. Evin önüne geldiğimde kapının önüne diz çöküp bir sigara yaktım telefonumu çıkartıp kolumda ki numarayı yazdım ve aradım. açmasını beklerken sigaradan bir duman daha çektim biraz çaldıktan sonra telefonun ucundan bir ses geldi

"Buyrun."

"Doğru zamanı tutturmakta pek iyi değilim ben de şimdi aramaya karar verdim." dedim ve "Kerem ben bu arada." diye ekledim

"İyi geceler Kerem saatin farkında mısın acaba" dedi gülerek

"Evet farkındayım ama sen haftasonuna olan yapmadan sormam gereken birşey vardı, Bizimkilerle her ay toplanıp birlikte yemek yeriz seni de çağırmak istedim. Tabi eğer müsaitsen."

"Sen her tanıştığın kızı böyle etkinliklere mi çağırırsın?"

"Aslında bilmiyorum uzun süre sonra  tanıştığım ilk kız sensin, zamanla öğrenicez sorunun cevabını."

"İyi o zaman kabul ediyorum teklifini." dediğinde derin bir oh çektim ve elimle zafer işareti yaptım

"Tamam cumartesi saat 7'de alırım seni o zaman, konum atarsın" bana dedim ve kapattım telefonu sigaramdan son dumanı da alıp eve girdim üstümü değiştirip yatağıma uzandım.

ERTESİ GÜN

Sabah süpürge sesiyle gözlerimi açtım. Anlam veremediğim için yatağımdan kalkıp salona doğru yürüdüğüm de salonda Liva ile karşılaştım. Liva ben en yakın arkadaşlarımdandı. Beni görünce süpürgeyi kapatıp boynuma sarıldı ben de belimden sarılıp biraz havaya kaldırdım

"Hoşgeldin Liva'm" dedim ve yanağından öptüm

"Hoşbuldum bu evin hali ne böyle ya. Kendine gel toparlan çocuğum." dedi ve yanaklarımı sıktı "Çok özlemişim seni." diye de ekledi

"Ben de seni çok özledim yavrum."

"Tamam hadi daha çok sarılırız kahvaltı hazırladım yiyelim." dedi ikimiz de kahvaltı masasına oturduk düğün hakkında çok kısa konuştuk Hira'dan bahsettim bittikten sonra sofrayı toparladık. Uzay,Mert ve Gökhan'ı çağırdık. Gökhan uzun süredir Liva'dan hoşlanıyordu ama Liva arkadaşlıkları bozulmasın diye asla karşılık vermiyordu çocuklar geldikten sonra biraz zaman geçirdik. Akşam olunca hepsi benim evde kaldı. Uyumadan önce Hira'ya mesaj attım

"İyi geceler, yarın saat 19.00. Unutma."

sonra uyudum.

Keeping Up With The Adal'sHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin