1.

233 8 23
                                    

Frisk'in gözünden

Sabah yine bağırışmalarla uyandım.
Ne olucak, üvey annem ile babam kavga ediyorlardı.

Birden biri benim odama girdi.
Bu kişi üvey annemdi. Sinirle bana ve sonrasında diğer yatakta hala mışıl mışıl uyuyan Chara'ya baktı.
Ve birden onun üzerine gitmeye başladı
O anda yataktan fırlayıp Chara'nın önüne geçtim ve "sakın ona birşey yapmaya kalkma!" dedim.

Her ne kadar orda cesur gözüksemde bacaklarım titriyordu ve içimden "ben napıyorum, ya bana daha büyük bir ceza verirse! " diye laflar geçiyordu.
Üvey annem birden "çabuk okulunuza gidiyorsunuz, sizin saatten haberiniz var mı!" dedi. İrkildim sonrasında " bende farkındayım, hazırlanmaya baslicaktım zaten! " dedim.

Bana bir süre baktıktan sonra içinden birşeyler diyip gitti, giderkende kapıyı çok sert bir şekilde kapattı.

Chara'ya baktım, uyanmıstı ve gözlerini ovuşturuyordu. Birden "hey o seslerde neydi öyle" dedi gülerek.
"Hiiç yine aynı şeyler oluyor, sadece bu gün biraz geç kalkmana sinirlendi."
Dedim.

Sonra birden ona sarıldım, ona birşey olmasından çok korkuyordum çünkü, burda sadece o bana değer veriyordu.
Sarılmama bir anlam veremesede oda birden bana sarılmaya basladı.

Sonra "hadi kalk ve hazırlan okula geç kalmak üzereyiz" dedim.
"Off tamam ya" dedi.

Bir süre sonra hazırlandık. Ve asagı kata indik. Üvey annem kollarını bağlamıs sinirle yere bakıyordu. Muhtemelen babam hakkında birşeyler düşünüyordu.
Merdivenlerden İndikten sonra babam
"Günaydınız". Dedi ve gazetesini tekrar eline aldı ve okumaya devam etti.

Chara'yla hiç birşey olmamış gibi evden çıkıp okula yürümeye başladık.
Ödevler hakkında konuşuyorduk.
Sonra birden Chara konuyu değistirip
"Hey ebott dağı efsanesini duydun mu? "
Dedi heyecanla.

Anlamamış bir bakıs attım. Chara bunun hayır olduğunu anladı ve acıklamaya basladı. "Çoook eskiden bu dünyada iki ırk yasarmıs. Sonra aralarında bir savaş çıka gelmiş, kazanan insanlar olmuş ve
Canavarları bir büyüyle yer altına hapsetmişler. Bu canavarların olduğu yerde ebott dağı" dedi dağı göstererek

Ebott dağı Bize pekte uzak değildi ama baya bi yokuş vardı.
Birden Chara " ve oraya gidenler bir daha geri dönemezmiş" dedi.
"Bak işte buna şaşırdım" dedim.

Sonrasında okula vardık her ne kadar nefret etsemde gitmek zorundaydım yoksa üvey annem tekrar... Of boşver

Chara'yla okulun kapısından içeri girdik ve sınıfa yol aldık Chara "off... " dedi bıkkın bir sekilde.

Sınıfa girdik. geç uyandığımız için kahvaltıyı kaçırmıştık. Ve haliyle açtık.
Chara "Frisk, zaten hoca gelmemiş eğer dayanamıyorsan kantine gidip bize birşeyler alayım" dedi.

"Yanii olabilir aslında... " dedim çekinerek "ama ya yakalanırsan! " dedim. "Ufff yakalanmam ya" dedi ve ayağa kalktı Chara. birden bir kağıt Chara'nın Kafasına geldi. Chara bir mimik bile kıpırdatmadı. Ama sonra birden sınıfa bağırdı "HANGİ P*Ç YAPTI LAN ONU!!! "

Sonrasında herkes sustu ve bi anda herkes eliyle Carol'u göstermeye başladı.

Chara Carol'a yaklaşmaya başladı. bi anda Chara sinirle "senin benimle alıp veremediğin ne?!" dedi sakinleşmeye çalışırken.

Carol onu küçük düşürerek " Ups bunun bi sayfası buruşuktu bende bunu çöpe atıyım dedim" dedi Chara'nın günlüğünü elinde sallarken. Chara'nın yüzü resmen bir alev topuna dönmüştü.

Chara onun yüzünün tam ortasına sağlam bir yumruk attı ve günlüğünü elinden aldı. sonra bütün sınıf ayaklandı. Chara birden bana eşyaları göstererek toplamamı söylüyordu.

İlk başta anlamadım ama sonra bana sessizce "eşyaları topla kacıcaz" diyince o korkuyla hemen Chara'nın dediğini yapıp esyaları toplamaya basladım.

Tam esyaları toplamayı bitirip Chara'yla ayağa kalktık kapıya doğru yönelirken Keith bana çelme taktı ve ben yere düşünce kafama bastı. Ve alaycı bir şekilde " hey nereye gidiyorsunuz böyle? " dedi. Chara daha çok sinirlenip bu seferde onun karnına vurdu ve oda yere düştü

Chara accayip aceleci davranıyordu, okuldan cıktığımızda şansımıza güvenlik yoktu fakat birinin rasgele bi sınıfa gittiğini gördüm, bunu Chara'ya söyledim Chara bu sefer elimi tutup ekstra fazla koşmaya başladı ve okulun kapısına geldik Chara kapıya tırmanmaya basladı ve ikimizinde çantasını yere fırlattı sonra bende tırmanmaya baslıyıyacakken
Bir öğretmenin geldiğini gördüm bi anda bacaklarım birbirine girdi sonra birden Chara geldi ve beni kapının dışına çıkardı.

çantalarımızı alıp koşmaya basladık, sonrasında gözden kaybolduk. Charayla ebott dağının yakınındaki bir ağacta oturup dinleniyorduk, nefes nefese kalmıştık başım nerdeyse çatlıyacak gibiydi "bi anda onlar nasıl oldu ya" diye düşünürken Chara birden "v-vaayy" dedi aralıksız nefes alırken.
Chara'ya sordum "buraya neden geldik" diye. Chara "unuttun mu burda canavarlar vardı ya" dedi. Bende "biliyorum ama bana onu sadece anlatmıştın, cidden buradan atlamayı mı düşünüyorsun?!" dedim şaşkınca.

Chara bir süre sessiz kaldı ve benle hiç göz odağı kurmadı...
.

.

.

.

.

Neyse bu bölüm bittii ama bok gibi oldu ya çok saçma oldu affedin birde olaylar çok hızlı gelişti işim vardı o yüzden aceleci davrnamış olabilirim
Veee bu gün ki kelime sayımız
716✨
Neyse bayy

Frans Kitabı (Undertale) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin