Draco o sabah heyecanla kalktı. Gece hiç uyuyamamış olsa da çok enrjik hissediyordu kendisini. Hemen odasından çıkıp merdivenlerden aşağıya indi. Bugün düğünü vardı yahu! Etrafta ev cinleri konuşturuyor, çiçekler süsler taşınıyodu. Hazırlıklarla ilgilenen annesinin yanına gitti.
"Günaydın anne"
"Günaydın benim yakışıklı oğlum"
Draco'nun yüzüne kocaman bir sırıtış yerleşti.
"Her şey hazır mı?"
"Hayır değil"
Draco şokla annesine baktı.
"Nasıl hazır olmaz? Senin bugün oğlun evleniyor farkında mısın? Düğünüm var bugün nasıl hazır değil. Ne olacak şimdi?"
"Ah benim zekasını babasından alan oğlum. Hazır olmayan sensin! Pijamalarınla mı evleneceksin? Kıyafetlerin odanda hazır hadi giy hemen."
Draco kendi üstüne baktı. Annesi haklıydı. Hızla odasına gitti yatağının üstünde duran damatlığını alıp giyinmeye başladı. Kıyafetlerini giyince aynanın karşısına geçip kendini incelemeye başladı. Kravatını bağlamak için eline aldı.
"Bunu bana karımın takmasını tercih ederim"
Onu da taktıktan sonra hazırdı. Saçlarını yapmak için odasında beliren ev ciniule birlikte aynanın karşısına tekrar geçti.
=======
Salon çok kalabalıktı tüm Büyücülük Dünyası oradaydı. Kuşlar etrafta çiçek taşıyor kelebekler salonu renklendiriyordu. Bu kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar güzel tam anlamıyla rüya gibi bir düğündü.
Salonun kapıları yavaşça açıldı. Draco ve Vindemiatrix kapıda belirdiler. Yavaş ama heyecanlı adımlarla nikah masasına doğru yürüdüler. Herkes onları izliyor bir yandan da alkışlıyorlardı. Lordun gözünden bir damla yaş süzüldü. Lucius ve Narcissia çoktan göz yaşlarını tutmayı bırakmıştı.
Nihayet masaya vardıklarında Draco, Vindemiatrix'in sandalyesini çekti. Vindemiatrix oturduktan sonra Draco da onun yanındaki yerini aldı.
"İsterseniz hemen nikaha geçelim. Siz Bay Draco, Bayan Vindemiatrix'i hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde kendinize eş olarak kabul ediyor musunuz?"
Daco, bağırarak yanıtladı
"EVET!!!!"
"Peki Bayan Vindemiatrix, Bay Draco'yu hastalıkta sağlıkta iyi günde kötü günde kendinize eş olarak kabul ediyor musunuz?"
Vindemiatrix bir an durdu. Yavaşça Draco'ya doğru eğildi ve sadece onun duyabileceği şekilde konuşmaya başladı.
"Özür dilerim Malfoy... Ben... yapamayacağım..."
Ardından yüksek sesle yanıtladı
"EVET!!!!"
Draco derin bir nefes verdi. Ancak nefesi ayağına basan Vindemiatrix'le yarıda kaldı. Tüm salon ona gülerken ayağa kalktılar.
"Gelini öpebilirsiniz"
Draco, Vindemiatrix'in duvağını heyecanla kaldırdı. Onun yüzünü ellerinin arasına aldı. Ama bir gariplik vardı. Her şey snetliğini kaybediyordu....
Draco birden yerinden fırlayarak uyandı. Kendi odasında, yatağında yatıyordu... Kendini geri tekrar yatağa bıraktı..Yanında yatan Pansy ise halen uykudaydı...
"Pansy? Sen ne?"
Daha cümlesini bitirememişti ki etraf yine bulanıklaştı. Draco yerinden sıçrayarak uyandı. Yanında yatan Rose ise galen uykudaydı...