damian: biliyor musun?! senden o kadar çok nefret ediyorum ki, umarım ölürsün. hatta ölümün kendi ellerimden olacak. merak etme, en acı verici yöntemleri kullanacağım.
jon: *hapşırır*
damian: *ateşini kontrol eder* iyi misin? sana verdiğim termostatı almadın, değil mi? sana kaç kere söylemem gerekiyor? havalar soğumaya başladı! o aptal yarı uzaylı bünyen-
jon: *gülümseyerek* ben iyiyim damian.
damian: *dik dik ona bakar* kimsenin umrunda değil. gel, sana tavuklu şehriye çorbası yapayım.