İlk Ders

9 2 4
                                    

Star ile birlikte sınıfımıza çıktık. Onun sınıfı benimkinin önündeydi. İkimiz de sınıfımızın önünde durduk. Bana kibarca gülümsedi. Bu kız iyi bir kıza benziyor. Her zaman ki gibi seçimimde iyiymişim. Ama benim bu soğuk davranışlarım onu üzebilir. Ama ben sadece alışmaya ve onu tanımaya çalışıyorum. Ama biraz sevecen olmam gerek. Yoksa bu güzel kızı kaybedeceğim ve okulda tek kalacağım.

-İyi dersler Star.
-Teşekkür ederim, hadi görüşürüz

Bana el salladıktan sonra koşarak sevinçle sınıfına girdi. Bende sakince sınıfımı inceleyerek girecektim. Duvarlarda birkaç tablo vardı. Bazı yerler altından idi. Tahtanın önünde bir kürsü, onun üstünde de bir küre vardı. Sıralarımızın kenarında altından isimlerimiz yazıyordu. Benim sıram ortadan ilk sıraydı. Sıramın üstünde bir asa vardı. Ama Harry Potter daki gibi değil. Tıpkı benim elementim olan doğa gibiydi. Ve üstünde gümüş harflerle Elia yazıyordu. Asanın içe bir tutma yeri vardı. Ve üstünde değişik semboller vardı. Ve adam sarmaşık ve çiçek desenleriyle kapalıydı. Onun dışında tahta asa gibi bir dokusu vardı. Ben daha asayı incelerken öğretmen gelmişti. Yere kadar uzanan ceketi ve süslü bir şapkası vardı.
-Günaydın sevgili akademi öğrencilerim. Ben sizin yeni sihir hocanız Amelia. Size sihirlerinizi ben öğreticeğim. İlk dersimiz kolay olucak. Sadece bir ışın. Bu ışın düşmanı sersemletmenize yarar. Şimdi asanızı elinize alın.

Herkes asalarını alıp elleyip gülüşürken bende sorgularca asayı alıp gülümsedim. Asa okadar hoştu ki gülüyordu böyle insan. Sonra öğretmen bizimki gibi olmayan altın düz bir çubuk aldı. Ve gülümsedi.

-Asayı hafif tutun. Ardından bacaklarınızı hafif açıp paralel durun. Şimdi asayı hafifçe elinizle geri çekip hızlıca ileri iti-

O an öğretmen göstermek için bir ışın attı. Herkes şok içindeydi Ama ben bu tarz büyülere aşinaydım. Valizimi bir büyü kitabı vardı. O kitapta bu büyülerin hepsi yazıyordu.

-Evet öğrencilerim. Şimdi hepinizi büyü salonuna indireceğim.

Biz daha "Ne" bile diyemeden öğretmen asasını havaya kaldırıp hafifçe sallayıp üfledi. Bi anda etraf beyaz ışıklarla kaplandı ve ışınlandık. Etrafa herkes meraklı meraklı bakıyordu. Etrafta maç salonu gibi koltuklar vardı. Ve bazı yerlerde mor, üstünde beyaz yıldız ve yıldızın etrafında renkli noktalar olan bayraklar asılmıştı. Ortası sarı sert kumdan bom boş bi araziye dolu. Baya geniş bir arenaydı. Sınıfta tam 45 kişiydik.

-Evet çocuklar. Şimdi bir kişi seçeceğim. Hmm.. Elia gel bakalım.
-Ha?
-Gel Elia ilk sen seçildin. Diğerleri arenanın koltuklarına otursun ve izlesin.
-Hocam tam olarak ne yapacağım ben?
-Sana senin seviyene dövüş robotu vereceğim ve onu yeneceksin. 1. Seviye döbüş robotun güçleri şunlardır; Hızlıdır. Kılıcı vardır ve dayanıklıdır. Şimdi Elia, robot da sana saldıracak. Zarar görmemen için şunu tak ve bekle. Robot az sonra ışınlanır.

Bana gümüşten sert olmayan ama esnekte olmayan ve ucunda yeşil zümrüt olan bir bileklik verdi. Hızlıca onu taktım ve tetikte bekledim. Aslında ben burda ki diğer arkadaşlardan daha çok büyü biliyordum. Ve şimdi bunu herkes öğrenecektir. Derken bi anda benle aynı boyda kılıçlı mavi tek gözlü ve mavi ayakkabı, eldiven ve kolyesi olan bir robot geldi. Robot şimşek hızında dibime gelip kılıç savurdu ki bende işini kullandım. Benim ışınım daha kalındı.

~ELEMENT AKADEMİSİ~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin