Bu duyguyu her hissettiğimde koşar adım uzaklaşan ben,sonunda sende kayboldum...
*
"Bulaşıcı bir mutsuzluk benimki, Hayat beni çok fazla incitti."
1.BÖLÜM
Güneşin perdenin arasından vuran ışıltısıyla uyandım bu sabah. Gözlerimi açamadım, yüzüme vuran ışığın ve sıcaklığının verdiği hissin keyfini çıkardım. Yavaş yavaş açtım gözlerimi, acıktığımı hissettim zira akşam hiçbir şey yemeden yatıp uyumuştum. İstemeyerek de olsa yataktan çıkmayı başardım, midemin açlıktan çıkardığı o garip sesler olmasa daha fazla da yata bilirdim. Uzun zamandır böylesine iyi bir uyku çekmemiştim. Kalkar kalkmaz doğruca soğuk suyun altına girdim ve buz gibi suyun etkisini bütün hücrelerime kadar hissettim. Üzerime rahat bir şeyler geçirip hızlıca çıktım evden. İki sokak aşağıdaki marketten bir şeyler alıp, midemdeki çığlıklara bir an önce son vermem gerekiyordu. Dışarıda hava çok güzeldi, günlerdir gökyüzünü kaplayan kasvetli bulutlar sonunda dağılmış ve güneş yüzünü göstermişti. İnsanlar kendini parklara atmış, bu güzel havanın keyfini çıkarıyordu. Hemen köşedeki gevrekçiden bir gevrek alıp, yolun karşısındaki markete girdim. Kahvaltılık bir şeyler alıp çıktım. Eve geçince kendime şöyle güzel bir omlet yapmalıydım. Karşıya geçmek üzereydim ki, bir anda elimdeki poşetin sapı koptu. İyi bir refleksle elimdekileri düşürmeden poşeti yakaladım. Sadece birkaç saniyeliğine kafamı öne eğdim, birden büyük bir gürültü koptu. Duyduğum o sesle bir anda şoka girdim, olduğum yere çivilenmiş gibiydim. Kaskatı olmuştu bacaklarım, gözlerimin beni yanıltıyor olmasını diledim. Yaşlı bir teyze yerde yatıyordu, hemen ileride bir araç yan dönmüş bir haldeydi. İnsanlar bağırıyor yardım istiyordu, bense olduğum yerden ileriye tek bir adım bile atamadım.
Bir kaza olmuştu ve ben gördüğümün çok daha ötesinde bir yerdeyim. On yaşıma geri dönmüştüm, vücudum ter atıyor ve kalbimin hızından göğüs kafesim zorlanıyordu. Sokakta oyun oynarken duyduğum fren sesi, küçük bir çocuğun cansız bedeni, ağlayan insanlar ve annemin bana sıkı sıkı sarılışı hepsi gözümün önündeydi. Her şey birkaç dakikanın içinde oldu ya da ben zaman kavramımı tamamen kaybetmiştim. Ambulans gelmişti yaşlı kadına müdahale ediliyordu ama maalesef kadın hiç tepki vermiyordu. Kolumu sıkan bir el hissetim, hanımefendi iyi misiniz? Diye sordu biri, o an kendime geldim. Konuşmaya çalıştım ancak kelimeleri zor toparlıyordum. Kadın iyimi diye sordum, sanırım ölmüş dedi adam. Hemen uzaklaşmak istedim oradan, hızla karşıya geçtim. Arkama hiç bakmadan yürümeye başladım, durmak ya da hızımı azaltmak istemiyordum. Eve vardığımda elimdekileri tezgâha koydum, masada duran bir bardak dolusu suyu bir kerede içtim. Bedenimi olduğum yere bıraktım ve ağlamaya başladım. Derin derin nefes aldım, geçti dedim kendime geçti! İçten içe biliyordum ama geçmiyordu, sokaktaki o çocuğu öfkeyle itişim; arabanın gelişi o an, o gün sanki zamanda bir yerde asılı duruyor ve bana sürekli kendini hatırlatıyordu.
Unutmak istiyordum, hatta bunun için terapi bile almıştım. Ancak bu gün olduğu gibi hayat hiç beklemediğim bir anda çıkarıp önüme koyuyordu bu anıyı. Canım annem bu karanlık anıyı arkamda bırakabilmem için ne kadar çok çabalamıştı. Bana sürekli açıklamalar yapardı; o araba çok hızlıydı, senin suçun değildi, adalet o adama gereken cezayı verdi gibi, daha birçok cümle tüketirdi saatlerce. Beni tekrar mutlu bir çocuk yapabilmek için ne kadar çok çabalamıştı. Birlikte uzun bir yol kat etmiştik. Hiç unutmuyorum o olaydan aylar sonra ilk defa gülümsediğimde annem ne çok ağlamıştı. Zamanla kendimi daha iyi hissetmeye başlamış olsam da, bazı korkularım hep benimle kaldı. İnsan böyle derin bir yaraya sahip olduğunda, hayatında da bazı izleri kalıyor. Kimi zaman unutuluyor o yara kimi zamanda tekrar tekrar kanıyor. Bu gün benim içimdeki bu yara tekrar kanadı ve bana kendini hatırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BANA RAĞMEN
RomanceKimi zaman sakin,kimi zamansa hırçın dalgalarla dolu bir Deniz. Onu her haliyle seven bir adam. Deniz hayatta her güzel şeyin bir sonu vardır diyenlerdendi. Güzel olan hiçbir şey uzun sürmezdi. Çok sevmekten ve sevilmekten korkardı, hayatın elinden...