| KALBİN SIZISI |

349 33 47
                                    

Şey nasıl bir giriş yapmam lazım bilmiyorum ve büyük ihtimalle çok kişi okumayacak ama yinede atıyorum okumak isteyenler olur diye biraz fazla bunaltıcı olabilir . Aklımda birsürü fikir var eğer okumak isteyen olsun olmasın ben atıcam neyse çok uzatmadan siz bölüme geçiş yapabilirsiniz .

İyi okumalar 💖

Her zamanki gibi yağmur bulutunun üstünde dinleniyordum . Sıcacık güneş üstüme vuruyor beni ısıtıyordu bir yandan da serin rüzgarlar esiyordu .
Çiçek meyvesi dağı bugün de güzelliğini konuşturuyordu . Manzarası bile bir harika idi gözlerimi aralayıp güzel manzaraya arada göz atıyor ve tekrar uykuya dalıyordum . Birkaç sefer bunu tekrarladım en son canım sıkıldı ve başımı uzandığım yamur bulutundan kaldırdım .

Gözlerim karanlığa alıştığı için , zar zor açmaya çalıştım gözlerimi ama ister istemez açıldığı gibi tekrar kapanıyordu . Gözlerimi hızlıca kırpıştırdım ve bir anlığına hızlı bir şekilde birşeyin geçtiğini gördüm . Birden gözlerimi açıp yağmur bulutundan indim ve tetikte beklerken etrafımada baktım .
Aynı şey arkamdan tekrar tekrar geçiyordu ama ben yetişipte ona bakamıyordum .

+ " Yetti artık kimsen çık ortaya yoksa sonuçlarına katlanırsın ! "

Diye seslendim etrafa ve bir yandanda altın görüşü aktif hale getirdim . Herneyse artık kaçamazdı .

Etrafa bakınmaya devam ettim hiçbirşey göremiyordum ortalıkta derken birden bir çalı hışırtısı duydum ve otarafa doğru baktım ama hiçbirşey yoktu altın görüş ile çalının arkasına baktım sadece bir sincaptı . Rahatlamıştım önemli birşey yoktu . Altın görüşü kapattım . elimi enseme götürdüm anlamadığımı belli edicek şekilde sonrada ışıktan dolayı gördüğüm saçma ilizyon falandır diye düşündüm ve omuz silktim .

Tam bulutu çağırıp Mk'in yanına gidicektim ki omuzumda bir el hissetim sımsıkı kavramıştı omuzumu ve beni yere doğru çekiyordu .
Direnmeye çalıştım ama olmuyordu . Çoğalan eller omuzuma bastırıyor ve beni yere itiklemeye çalışıyordu daha fazla direnemeyip yere sertçe çarptım . Eller çoğaldıkça çoğalıyor ve başıma kadar yükseliyorlardı . enseme dokunduklarında soğuktan hafifçe titredim cansız oldukları burdan belliydi .

Çırpınmaya çalıştım , üstümden atmaya çalıştım bu ağırlığı ama olmuyordu . Dişimi sıktım ve direnmeye devam ettim sinirle başımı kaldırdım hala ortalıkta kimse yoktu
Derken tekrar o siyahlık geçti . Ortalıkta birsüre dolandıktan sonra önümde durdu . simsiyahtı parlak mor gözlerle bana bakıp gülümsüyordu . Küçümseyici bir gülümseme ardından da aşağlayıcı ve zevk dolu bir kahkaha . Kahkahasını bitiren karanlık varlık yavaşça başını eğdi birsüre sonra etrafındaki karanlık aura buhar olup gökyüzüne süzüldü tüm karanlık aura uçtuktan sonra başını azıcık kaldırıp o küçümseyici gülüşü yaptı kıkırtılarla birlikte ve ardından konuştu yabancı .

- " Gerçekten , ne zaman bu kadar güçsüzleştin ? "

Dedi . Ardından başını tamamıyla kaldırdı yüzü gözüküyordu artık . . .

- " En son savaşımızdan beri pek fazla değişmemişsin - "

- " Wukong . . . "

Olamaz bu Macaque'dı . yüzünü bir daha görmek istemediğim biriydi yani . . . ben öyle sanıyordum galiba . . .
İnkâr edercesine çırpınmaya devam ettim ama gölgeler daha çok bastırıyordu . göz temasından kaçınıyordum onca şeyden sonra ona bu yüzle bakamazdım . Sessiz kaldım oysa Çok geçmeden tekrar konuştu .

• KARALANMIŞ ANILAR •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin