Kusmuk meyvesi

62 4 4
                                    

İshalin bağırsaklarınızda uyandırdığı cırcır hissi gibi bir gündü. Hava çok sıcaktı, adeta ishalden sonra gelen göt yanması gibi tutuşuyorduk. Ders biyolojiydi, konumuzsa bağırsakların besinleri emcükleme oranıydı. hocanın söylediklerini pür dikkat dinlerken bir anda bağırsaklarımdan inleme sesleri gelmeye başladı, tam o esnada sınıfımdan bir çocuk bombayı bıraktı. ama ne bomba, bildiğin izmir bombası. üzerimize sıçılmış hissi uyandırdı. Ve bu durum ben de çok fazla sıçma isteği uyandırdı. artık vakti gelmişti...

Sıçmalıydım. Hocadan izin almalıydım, bu yüzden kalktım, yavaşça hocaya doğru ilerledim. Ve ona arkamı dönüp götümü sallamaya başladım. O da hemen mesajı aldı tabii. Karşılık olarak o da arkasını döndü ve twerkleştik. Hocadan aldığım izinle kıvırta kıvırta tuvalete yol almaya başladım. yürüdüm.. yürüdüm.. bütün yol bir çile gibi geldi. sonunda ormanın girişine gelmiştim. Bu arada, tuvaletin ormanda olma sebebi daha önce okul sakinlerinin tuvalet borularının patlacak kadar sıçmasıydı... evet.. her yer bok olmuştu...
Neyse aman, konumuz bu değil. Daha yolum vardı. Ormanın derinliklerine inmeliydim. Ama bir yandan da dayanamayacak gibi hissediyordum. Götümün ucunda bir bok kitlesi adeta sıçılmayı bekliyordu. Yolun ortasına çöküp twerk yaparak sıçasım vardı.

Ama hayır, dayanmalıydım. Bir süre sonra tuvaletin kabinlerini görmeye başlamıştım. Neredeyse mutluluktan osuracaktım. Sınıftaki izmir bombası çocuk gibi hemde. Vakit kaybetmeden kabinlere yöneldim. Okulumuzun çok sevdiğim bir kuralı vardı. "kabinlerin hepsine eşit miktarda sıçmak".

Bayılıyorum müdürümüze, bende adeta sıçtıktan sonraki rahatlama hissine sebep oluyordu. 8 tane kabin vardı. hemen sağdaki kabine girdim. ve lavabonun yuvarlağımsı yüzeyine kalçamı yerleştirip sıçmaya başladım. Evet.. lavaboya sıçıyorduk. Bütün kabinlere eşit miktarda sıçabilmem için oldukça çaba sarfetmem gerekiyordu, bu yüzden hemen sıçmaya koyuldum.

Biraz karın ağrılı olsa da götümdeki yanma hissi beni tatmin edip gururumu besliyordu. ilk tur bitmişti, vakit kaybetmeden ikinci kabine girdim. Ve böylelikle ikinci kabini de halletim ardından üçüncü kabini de başarıyla tamamladım.
Ama bir sorun vardı.. Dördüncü kabine sıçamıyordum ! Her türlü pozisyonu denedim, hatta götüme tuvalet fırçası bile soktum ! ama yok, hiçbirşey çıkmıyordu. Görevimi tamamlayamayacağım düşüncesi beni karanlık düşüncelere sürüklüyordu. Biraz ormana çıkıp keşif yapmaya karar verdim. Böylelikle belki sıçmığım geri gelirdi. Kabinden dışarı çıktığımda dışarıdaki oksijen kokusu midemi bulandırdı. Kabine geri dönme isteğimi zar zor bastırabildim. Ve ormanın derinliklerine doğru yürümeye başladım. Ormanda yürüdüğüm süre boyunca izleniyor olduğum hissine kapıldım. Ama ormanda kim olacaktı ki ?

Bu hissi yok sayarak ormanda gezinmeye devam ettim. Hava kararmaya başlayınca geldiğim yoldan geri dönmeye başladım, derken karşıma gelirken görmediğim bir çalılık çıktı. Böyle birşey nasıl mümkün olabilirdi ? Ne olduğunu anlamak adına ,çalılığın üstündeki ishal sarısı meyvelerden birini koparıp ağzıma attım. Tadı adeta kusmuk gibiydi çok hoşuma gitmişti ve bir avuç meyveyi (belki daha fazla) mideye indirdim. Birazını da ceplerime doldurup yoluma devam ettim.

Ve sonunda kabinlere gelebilmiştim.
Hemen son kabine girdim ve sıçmaya çalıştım. Ama o da ne ? kabız olmuştum ! Ne kadar ıkınsam da çıkmıyordu. Tam o sırada dışarıdan tanımlayamadığım sesler gelmeyr başladı.

Yoksa bu sesler ? ...

Sıçma'nın İlkeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin