Biscolata Boy'un ağzından : (biraz kokabilir)
Ülker Çikolatalı Gofret'in yokluğunda bu kamp benim için tam bir eziyet haline gelmişti. Bu durumdan kaçmam lazımdı, ormanın içinde dolaşmak için kamptan çıktım. Hiçbir amaç gütmeden öylece yürüyordum, sanki birşey beni kendine doğru çekiyordu.. derken birden sesler duymaya başladım. Sese doğru ilerlediğimde karşımda tuvalet kabinlerini buldum. Bu ses en sağdaki kabinden geliyor gibiydi, neden bakmak istediğimi bilmesem de yavaşça ilerleyerek kabinin kapısını açtım.
Karşımda lavabonun üzerine oturmuş, belli ki zorlandığından yanakları kızarmış, saçı başı dağılmış.. bir kız duruyordu, hayatımda görebileceğim en çirkin görüntüyken şuana kadar karşılaştığım en güzel şeydi. Bunu göz göze geldiğimizde hissettim. Beni buraya kadar kendine çeken oydu.
Bunu düşünmek yüzümde çarpık bir gülümsemenin oluşmasına sebep oldu :- Sıçmak konusunda deneyimliyimdir, yardımcı olabilirim.
+ S-sanırım kabız oldum, saatlerdir deniyorum ama hala sıçamadım.
Bunları söylerken resmen gözleri dolmuştu, lanet olsun o anda bu dünyadan onu ağlatacak herşeyi silmek istedim ama bunu ona belli etmedim. Yüzüme oldukça anlayışlı bir ifade takındım ve :
-şş sakin ol, bu durumu çözebiliriz ama önce nedenini bulmalıyız.
Bugün neler yedin ?Yüzünde bariz bir toparlanma meydana geldi, derin bir nefes aldı... Ah.. nasıl da savaşçı ruhluydu.
+ Kahvaltıda tost yedim ve portakal suyu içtim, zaten ilk üç kabinde sıçarken hiçbir sıkıntı çekmedim. Ama ormanda gezinip geldikten sonra kabız olmuştum, bu kadarını hatırlıyorum.
Hatırladığı herşeyi anlatmış olsa da aradığım bilgiler bunlar değildi, lakin sorunun gerçekten ne olduğu hakkında bir fikrim de yoktu ben düşüncelere dalmışken yerinde hareketlendi ve cebinden birşeyler çıkarttı.
Yoksa onlar... kusmuk meyvesi miydi ???
Tam meyveleri ağzına atacağı sırada telaşla öne atılıp elini tuttum. Tanrım elinin boksu hissine şuan düşemezdim. Kaşlarını çatarak:
+Ne yaptığını sanıyorsun sen ?
Ama bunu umursayamazdım.
- hey sakin ol, sen bu meyveleri nereden buldun ?
+ Ormanda gezinirken dönüşte bulmuştum, aslında giderken onları görmemiştim ama.. kimin umrunda ?
diyerek söylenmesinin ardından elinde duran meyveleri tekrardan ağzına yöneltti, onu tekrar durdurduğumda yüzü ne yaptığımı sorgularcasına bana bakar bir hal aldı. Yememiş olmasını umarak :
- Bu meyvelerden hiç yedin mi ?
+ Tabiki, yediğim en güzel şeydi, sen neden sordun ki ?
- Sen ne yaptım dedin ?! Önüne çıkan her şeyi yiyor musun ? Lanet olsun ne bok yicez !
Dediklerimi pek anlamamış olacak ki yüzüme anlamsız anlamsız baktı bunun üzerine bir açıklama yapma gereği duydum :
- Kusmuk meyvesi, yiyeni sonsuza dek kabız yapar..
+ Peki.. ben şimdi ne yapacağım ?
Dürüst olmak gerekirse ne yapacağımızı ben de bilmiyordum.. Onu ilk gördüğüm anda ona mühürlenmiştim ve daha ilk anda onu koruyamıyordum bile.. Kusmuk meyvesinin tedavisi imkansızdı, zaten bir çözümü olmuş olsaydı annem hala burada olurdu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sıçma'nın İlkeleri
WerewolfSıçmıksu ve Kusmuk Can'ın akılalmaz aşkı.. Şok olacaksınız !!! Adeta sıçma isteğinizi getirecek bir hikaye.. ( 5 yıl sağlıklı sıçma garantili*)