İyi okumalar 🫀
__________________________________
O rutubetli , pis bodrumdan kurtulmuştum sonunda. Babamın insafına mı geldim ne? Şuanda o önde ben arkada karanlık bodrumda yürüyorduk. İkimizden de ses çıkmıyordu. Ben açıkçası korkumdan konuşamıyordum.
Biraz daha ilerledik ve sonunda ardı aydınlık olan kapıya ulaştık. Şuan kesinlikle zafer kazanmış gibi hissediyordum. Emin olun az daha orada dursaydım düşüp bayılacaktım.
Neyse ki kafayı sıyırmama az kala kurtulmuştum oradan.
Korkuyla ilerlerken babam kapıyı lanetli elleriyle, yavaş ve rahatsız edici bir ses çıkmasını hedeflermiş gibi sinir bozucu bir şekilde açtı. O kadar psikolojim bozulmuştu ki , o adamın kapı açma sesinden bile rahatsız oluyordum.
Babamın arkasından yürüyordum. Tepkisine bakmak için yavaşça yan tarafına adımlamıştım. Fakat yüzünde mimik yoktu. Ben bu tepkisizliğine anlam veremezken bir anda kapı çaldı ve İkimizde aynı anda kapıya daha sonra birbirimize baktık.
Bana öyle bir bakıyordu ki eski nefreti geri dönmüş gibiydi. Az önceki tepkisizliği gitmiş kapı çalınca sanki gelecek olan kişiye, bana karşı olan nefretini belli etmek istermiş gibi yüzü değişmişti.
Sesimi çıkarabildiğim kadar yüksek bir tonda tutarak.
"Ben bakarım."
Birşey demedi. Hiçbirşey demedi. Yüzüme sadece az önceki bakışlarından pişman, özür dilermiş gibi baktı. Anlam veremiyordum. Bazen cidden düşünüyorum, acaba bu adam Bipolar falan mı? Hal ve hareketleri o kadar çabuk değişiyor ki. Anlamamak elde değil.
Kendini belli etmeye çalışan , gür bir sesle konuştu.
"Tamam. Sakın ama sakın , gelen misafirlerimin yanında beni rezil edecek bir davranışta bulunma."
Onu insanların yanında rezil eden ben değildim... O kendisini, gelen misafirlerin kolumdaki çizikleri gördüğünde ki tepkileriyle rezil ediyordu zaten. Ayrıca hal ve hareketleri ile de rezil bir insandı. Ha çiziklere gelirsek bu sebepten dolayı asla bana kısa kol giydirmezdi . Onun yüzünden yazın ortasında, güneş tam tepede olsa bile sweatshirt giyerdim. Tam olarak onun yüzünden de diyemeyiz... Çünkü zaten o kollarla bende kısa kol giymezdim. Giyemezdim. Bunu yapıcak cesaretim yoktu.
kapıya yürüyecekken aklıma takılan düşünceyle derin ve sert bir nefes verdim.
Dediği cümleye çok sinir olmuştum. "BeNi MiSaFiRlErİmİn YaNıNdA rEzİl EtMe BlA blA BlA" içimden kızgınlık dolu düşüncelerim geçerken ayağımı farketmeden de olsa, sert sayılabilecek bir tonda vurarak kapıya doğru adımlıyordum. Tam kapıyı açacakken lanet sesi duyulmuştu.
"Sakın sinirlendim deme bana. Ayağını denk al ve adam akıllı yürü. Sen kimsin de kime sinirleniyorsun ? HA? SÖYLESENE VELET!?
Diyerek kükredi. Son söylediğini bağırarak söylediği için, yerimden sıçramıştım.
Gözlerim istemzsizce dolduğunda, umursamamaya çalışarak kapıyı titreyen ellerimle açmıştım. Şuanda tipim umurumda değildi. Sincaplı pijamalarım ile gayet güzel gözüküyordum birkere. Gelen her kimse onun göz zevkine göre giyinecek değildim.
Kapıyı yavaşça ve içimdeki daraltı ve sıkıntıyla açtım.
Önümde John amcayı görür görmez içimi bir endişe kapladı. İçimdeki sıkıntı açığa çıkmıştı. Ben hep derdim 6 .hissim kuvvetlidir diye ama Felix gil genelde dalgaya vururlardı.
Gördüğüm görüntüyle Daha çok titemeye ve gözlerim otomatikman dolmaya başladı. Çünkü karşımdaki adamın hemen sağ tarafında yer alan halkın tabiriyle 'Okul Zorbam' duruyordu. Woojin pisliği. Gözlerini bana dikmiş, sırıtmış ve pis bir ifadeyle bana bakıyordu. Arkamdan gelen adım sesleriyle babamın da kapıya, yanıma geldiğini anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
[RÊVES] •'MinSung'•
Fanfiction°TROUBLES OR BIGGER LOVE?° •Jisung birkaç hastalığı olan ailesinden şiddet gören bir liseli gençti. Minho ise GİZEMLİ ÇOCUK?• YAN SHİPLER: ~HyunLix~ ~ChanMin~ ~JeongBin~ ...