BAŞLAMA TARİHİNİ BURAYA ATAR MISINIZ LÜTFENN
30.03.2023
💫
Sevgili okurlar, sizinle uzun bir maceraya başlıyoruz. Bu macerada bize Alyssa eşlik edecek. Hepiniz yorumları görüşleri bizim için gerçekten çok önemli. Yorumlarınızı eksik etmeyin ve bolca fikir verin. Ayrıca bir ilk gerçekleştiriyoruz EFAROSA adlı kitabımızın tek bir yazarı yok, iki yazarı var. Esmanur ve
Aylin Sueda
Sizlerle beraber bu kurgusal romanı okuyup hissetmek istiyoruz. Umarım romanımızı beğenirsiniz.
İYİ OKUMALARR :)Başlamadan önce günün şarkısı
1.Lana Del Rey-Summertime Sadness
2. Gorillaz-Cracker Island
3.Mitski-A Pearl
💫
1.BÖLÜMKırmızıya dönen gökyüzü ve her yeri kaplayan sisten önümü göremezken etraftaki cesetlerin saldığı koku başımı döndürüyordu. Ta ki bir feryat duyana kadar. Toprak her adımımda düşmanıymışcasına beni içine çekiyordu. "Aly!" Rob'un feryadı kafamda yankılanıyordu. Kulağımda bir çınlama gibi hissediyordum. Bir anda geçen baş ağrım ve gerçekliğe dönüşümle kafamı o tarafa çevirdim. Gaia aşkına...
Édafos'ta bakıcı olmak zor değildi fakat bakıcısı olduğunuz kişi yöneticilerden biri olan Hera'nın kızıysa iş daha da zorlaşıyordu. Aslında bakıcılığın zor olma sebebi biraz yaramaz prensese de bağlıydı. Söz konusu Alyssa olduğu zaman çervesindekileri her defasında şaşırtmayı başarıyordu.
"Artık uyumalısınız prenses, çok geç oldu ve dinlemelisiniz yarın görgü kuralları eğitiminize devam etmek için erken kalkmanız gerek." Bakıcısının ısrarından sıkılan ve uyumak istemeyen küçük kızın çığlık sesi koca sarayın koridorunu doldurup taşırmaya ve saray koridorundaki tüm odalarda yankılanmaya yetmişti bile. Alyssa'nın hiç bitmeyen bir enerjisi vardı. Üç yaşındaki bir çocuk için gereğinden fazlaydı bu enerjisi. Geceleri yorulup bitmesi gerekirken daha da artıyordu. Bakıcısı uyuması için süt almaya mutfağa gitmişken bakıcının boş anını yakalayan küçük prenses odadan koşar adımlarla geniş ve uzun koridora çıkıp bir gün orada kendisinin de bulunacağı büyük ve kaba çerçevelere bakıp koridorda zıplayarak koşarken annesinin o büyük çığlığa uyandığından habersiz küçük bir ördek yavrusunu andırıyordu.Küçük prenses koridorlarda koşup zıplarken annesi sorumsuz kızına sinirli gözlerle bakıyordu. "Alyssa!" Prenses annesinin sesini duyar duymaz durdu ve kafasını korku dolu gözlerle annesine çevirdi. "Bu ne sorumsuzluk böyle? Ne yaptığını sanıyorsun? Şımarıklığın tüm koridorda yankılanıyor resmen. Kendine çeki düzen ver ufaklık." Alyssa'nın küçük bedeni annesinin sözleriyle iyice küçülürken gerginlikten elbisesiyle oynuyordu. "Haklısınız anne, çok üzgünüm." Küçük bir kız için fazla büyük konuşan Alyssa, annesinin gözlerine bakmadan özür dileyip yavaşça odasına geri döndü. Odasına sinir, korku ve gerginlikle girip yatağına uzandı.
Bakıcı odaya dönünce Prenses Alyssa'yı göremeyip kaybolduğunu sanmıştı. Korkudan karnına ağrılar saplanmaya başlamıştı bile. Yapması gereken tek iş bir çocuğa bakmaktı. Şimdi ise o çocuğu kaybettiğini düşünüyordu. Sorumsuzluğu yüzünden kovulmak ve bir daha iş bulamamak istemiyordu, bakması gereken çocukları ve bir kocası vardı. Korku dolu gözlerle etrafına bakınırken aklından geçen düşünceler onu kemirip bitiriyordu. Bakıcı tekrar geldiği yöne, mutfağa, doğru yol almaya başladı. Alyssa çikolata yemeye bayılırdı bu yüzden onu hep mutfakta bulurdu. Hızlı ve büyük adımlarla mutfağa giderken Korku tüm bedenini esir almıştı bile. Bu küçük kız, bakıcısını her zaman şoke etmeyi başarıyordu. Mutfağa girer girmez etrafta deli gibi onu aramaya başladı. Mutfak dolapları, kiler, masanın altı... her yere bakmıştı ama prenses yoktu. Odasına gidip uyuduğunu düşünerek üst kata doğru yol almaya başladı. Merdivenlere varamadan kulakları çınlatan çığlık sesleri duydu. Hemen ardından siren çalmaya başladı. Bakıcı Luna daha ne olduğunu anlayamadan yan tarafındaki pencereye yansıyan turuncu ışık dikkatini çekti. Gözlerini ne olduğunu anlamaya çalışarak ışığa çevirdi.
Pencereye doğru yaklaşmaya başladığı zaman gördüğü şey ile göz bebekleri büyüdü. Sarayın üst kattaki odalarında yangın çıkmıştı. Alyssa'nın odası da oradaydı ve bakıcının o an tek düşündüğü buydu. Bu sırada pek çok çalışan uyanmıştı ve sarayı tahliye etmeye çalışıyorlardı. O an bakıcı Luna için iki seçenek vardı, ya prensesi arayıp hayatını riske atacaktı, ki şu an odasında olduğu kesin bile değildi, ya da kaçarak canını kurtaracaktı. Doğru olanı yaptığını düşünerek hayatını kurtarmayı seçti. Yaptığı bu seçimin her şeyi bu kadar etkileyeceğini bilmeyerek kendini dışarı attı. Gözyaşları içinde yangının çıktığı yerin söndürülme çabalarını izlemeye başladı
küçük kızın orada olmamasını umarak. Yaptığı bu seçimin tüm evrenlerin kaderini etkileyeceğini nasıl bilebilirdi ki...love you'll!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EFAROSA
Fantasyİnsanın yaşam alanını oluşturan 4 element vardır. Hava: Dünyaya özel olan bu şey insanları hayata bağlayan ana elementir. Toprak: Doğayı oluşturan bu element insanlara hayat ve ölümü veren diğer ana element. Ateş: İnsana zarar veren ama onsuzda ol...