Karanlık Sokak

284 31 22
                                    

"Ada buna bir bak istersen."dedi Batuhan. Oraya doğru yöneldim ve bilgisayardan son olan cinayetin notlarına bakıyorduk ikimizde. Cinayet işlenip birde üstüne not bırakılıyordu. Bu sefer arkası sağlam ve iyi parası olan bir adam cinayete kurban gitmişti ve bende bu görevin başına verilmiştim.

Aslında en iyi savcıların arasına girmem çok güzel bir şeydi ama birde böyle büyük cinayetlerle siz ilgileniyordunuz. Küçüklükten beri hayalim hukuktan mevzun olup bir meslek sahibi olmaktı ve bunu kat ve kat iyi bir şekilde başardım. Çok iyi insanlarla çalıştım ve başarıma başarı katarak adımı  duyurdum.

"Batuhan aklım almıyor kim neden böyle adamları öldürür ki?" Batuhan benim mahalleden arkadaşımdı, arkadaşlığımız çocukluğa dayanırdı. O da başkomiserdi ve işini gayet iyi yerine getiren, o alanda adını duyurmuş biriydi.

"Bilmiyorum Ada, gerçekten bilmiyorum." dedi sessizce. Bana çalışma alanlarımızda savcım demesi gerekirdi ama şuan evimde olduğumuz için sorun yoktu. "Her neyse artık bu işi çözmemiz lazım. Çok sıkılmaya başladım, tekrardan başa sarıyor her şey."

Nottu ekrana yansıttığı zaman bir şey dikkatimi çekti. Aralarda sayılar vardı.
Elbet herkes 1 birgün gerçeği görecek 0 ve 0 haklıyı haksızı ayırt edebilecek 4 (Savcılar özellikle;)...

Bu katil kimse benle ya da savcılarla bir problemi vardı. Yoksa aklı selim bir insan her notunda savcı kelimesini kullanmazdı. Benle sorunu varsa şaşırmazdım çünkü suçlu insanlar genelde beni sevmezdi. "Sende fark ettin mi sayılar var" dedim, Batuhan'a. "Ettim etmesine de ne ki bu?"

"Bilmiyorum ama 1004 ne olabilir ki?" Kafamdan neler olabilir diye geçirirken bir şey geldi aklıma bu gün 09/04/2023'tü, yarın ayın 10uydu buda demek oluyordu ki yarın bir cinayet daha ya da bir olay daha vardı. Batuhan'a bağırarak, "BULDUM, BULDUM!" dedim. Batuhan bana öyle bir baktı ki bir an kendimi uzaylı sandım. "Ne buldun?" dedi Batuhan.

"Bu adam ya da adamlar yarın için bir plan düzenliyor olabilir," dedim. Batuhan önce nota sonra bana ve tekrar nota bakarak "Nerden anladın ben senin kadar zeki değilim de savcım." dedi. Tebessüm ettim ve o bilginin verdiği gurur ile "Sayılara bak 1004 bu gün ayın kaçı?" dedim. Batuhan telefonunun ekranını açıp baktı ve "Ayın dokuzu ve Nisan ama ne alaka 1004?" dedi.

" O 1004 değil Nisanın onu yani yarın, buda demek oluyorki yarına bir mesajları var. "  Batuhan yüzünü buruşturdu ve "Desene yarın da uyku yok bu gözlere." Tebessüm ettim ama korkuyordum da, artık ipin ucu kaçmıştı. Batuhan eşyalarını toplayıp eve gitmeye hazırlandı, onu uğurlayıp onla beraber Kumsal'a da selam gönderdim. Kumsal en yakın arkadaşım ve Batuha'nın kız kardeşiydi.

Evde tek başıma otururken bir yandan da yarını düşünüp planlar yapıyordum. Ya bir oyunsa, ya gerçekse diye diye kendimi yiyip bitirirken birden kapı çaldı. Saate baktım saat 00:15'di kim olabilirdi ki bu saatte. Batuhan desem daha yeni gitmişti, komşularım desem alt kat komşum yaşlı bir teyzeydi ve kocasını kaybedeli erkenden yatardı, yani ışığı yanmıyordu geç vakitlerde. Onun karşısındaki komşu zaten Allah'a emanetti, benim karşımda ki ise zaten eve çok az gelirdi. Üstümde üç kat yani altı daire daha vardı ama kimseyle öyle içli dışlı değildim.

Ben bunları düşünene kadar saat 00:20 olmuştu, zil bir daha çaldı ve kapının yanına gidip delikten baktım ama kimse yoktu. Kapıyı açtım ve bir çikolata kutusu vardı paspasın üstünde. Üstünde de bir not. Çikolataya üstten bir baktım ve almaya kara verdim. Bunun da Kerim'in bir hediyesi olduğunu düşündüm çünkü bana takıntılı ve sürekli hediye gönderen bir savcıydı. Hayır bu sefer doğru tahmin edememiştim, notun Özellikle Savcılar diye başladığını gördüğüm an içimi bir ürperti sardı. Notu aldım ama çikolata paketini hemen bıraktım. "Bu manyak adam ya da adamlardan her şeyi beklerim." dedim bir an dışımdan. Notu okumaya cesaret edemesemde, çevirdim ve okumaya başladım Tatlı yiyelim tatlı konuşalım diyeceğim ama beni daha görmedin bile. Olsun ama sen yine de ye belki yarın tatlı konuşursun aman diyim her zamanki gibi bağırıp çağırma şu komiserlere, yanlış anlama sana bağırmayı yakıştırıyorum ama sakin daha naifsin.


Nutkum tutuldu, bu adam artık tekil olduğuna emin olduğum adam beni nerden izledi veya duydu, aklım karman çorman olmuştu. Hemen telefonu aldığım gibi Kumsalı aradım, Kumsal şu an tıpta son sınıftı. Eğitim hayatının düzensizliğinden çok uyumazdı. Telefon dördüncü çalışınca açtı ve:
-Efendim Ada inşallah gene baklava istemezsin gece, gece.
Keşke şu an böyle bir durumda olsaydık. Kumsala:    -Hayır ama daha büyük bir sorunumuz var. Bu adam yada adamlar diye nitelendirdiğimiz kişiler adam çıktı ve bana bir kutu çikolata ile not göndermiş notta "Tatlı yiyelim tatlı konuşalım diyeceğim ama beni daha görmedin bile. Olsun ama sen yine de ye belki yarın tatlı konuşursun aman diyim her zamanki gibi bağırıp çağırma şu komiserlere yanlış anlama sana bağırmayı yakıştırıyorum ama sakin daha naifsin." yazıyor abini aramadım uyuyordur diye ama uyandırıp sakince dersen mükemmel olur.

Öyle hızlı konuşmuştumki endişeden ben bile zor anlamıştım kendimi, Kumsal'ın tekte anlamasını diledim o an.
- Sakin ol kızım, ne notu ne çikolatası.
-Sus ve abine hızlıca anlat Kumsal. Lütfen biraz tedirginim şu an.
-Tamam uyumamıştı daha gidip anlatıyım hemen. -Tamam beni ararsınız.
🪐
Batuhan beni aramış ve buraya polis göndermişti her ne kadar bu polisler o adamlar için oyuncak olsalarda en azından oyalamak için yararlardı. Çikolata paketini Ender'e verdim ve incelenmesi için gönderdim. Enderde iyi bir polisti, Batuhanın zaten buraya en iyilerini göndereceğini biliyordum. İçimde garip bir dürtü vardı. Öyle bir uykumda vardı ki uyusam on saniyede dalardım. O kutu neden gelmişti bana. Notta bir garipti. Bu insanlara halk arasında duyulduğuna göre Kayralar deniyormuş. Apartmanımın etrafında polisler olduğu için azda olsa rahattım. Batuhan halletmişti, biraz daha güvende hissetmiştim kendimi. Uyumam lazımdı çünkü sabaha olaylar için enerji lazımdı. Yastığa kafamı koyup düşünürken uyuya kalmıştım.

                                          🪐
Kafamı yastıktan zorla kaldırırken, yorganımın yerde kırk büklüm olduğunu görüp iyice sinirlenmiştim.

Elimi yüzümü yıkayıp, dişlerimi fırçaladıktan sonra kahvaltı masama oturdum. Aklıma birden gece yaşanan olay, çikolata geldi, aslında şaşırdığım bir taraf ise ben çikolatayı deli gibi yerdim, nasıl bilmişti acaba hem de fındıklı çikolata.

Ada bazen çok hayalbaz olabiliyorsun. Bir olay zinciri var ve sen çikolataya takıldın.

İç sesimi susturmaya çalışırken telefonumu elime alıp Ender komiseri aradım.
-Efendim savcım.
-Ender bizim şu paket ne oldu.
-Gönderdik savcım akşama analizi gelir.
-Tamam Ender sağol.
Diyip telefonu kapattım. İçinden zehir mehir çıkardı, mazallah iyiki alıpta yememişim, ilk defa çikolataya hayır diyebilmiştim.

  Saat 20:00 olmak üzereydi uzun dalgalı kabarık saçlarımı düzleştirip saldım. Enderin aramasını bekleyene kadar Batuhangile gitmeyi düşündüm.

Üstüme mor kazak ve altıma kot pantolon geçirdim, Batuhangile gidecektim ki telefonum çalmaya başladı arayan Batuhan'dı iyi insan lafın üzerine arar.

-Efendim Batuhan.
-Sayın savcım gene bir cinayet ve gene bir not.
-Kapat geliyorum.

Telefonu kapatır kapatmaz arabama binip gaza bastım. Olay yerine varmıştım. Hemen olayı öğrendim, şaşırmamıştık gene Kayralar vardı bu olayın içinde. Bu sefer not vardı ama sadece Gerek Yok Geleceksin(Özellikle Güzel Savcıya;)) Evettt her şey şimdi başlayacaktı, hissediyordum. Batuhan beni korumaya aldı, bişeyler diyordu ama ben hala notu idrak etmeye çalışıyordum.

  Gördüm orada biri vardı, gördüm. Siyahlara bürünmüş, bana bakıp kaçmaya başladı. Bende oraya doğru gittim ve koşamaya başladım.

Böyle bir şey yapmamam gerekirdi. Tek başıma kahramanlık yapmamalıydım. Ama artık tek bir cana daha göz kapayamazdım. Tamam ölenlerin çoğu ot içen, kadın satan insanlardı. Ölümü hak ediyorlardı ama adalet karşısına da çıkmaları lazımdı.

Büyük ihtimal biraz sonra da beni Batuhan fark etti ve arkamdan koşmaya başladılar. Ben simsiyah adamın arkasından, Batuhan benim arkamdan, polisler Batuhanın arkasından koşuyorduk deli gibi. En sonunda bir yere girdi siyah adam, oraya girdim, iki yol vardı, sağa döndü döndüm, koştu koştum, gene iki yol vardı, sağa döndü döndüm. Batuhangilin beni bulması artık imkansızlaşmıştı. En son adam hafif uzun bir duvarlı yere geldi. "Ee hadi sıkıştın" dedim. Aldığım dövüş derslerine güveniyordum ki yüzümde bir bez hissettim ve bir ses "Abi savcıyı aldık getiriyoruz." Ve sonrası sanki ebedi karanlık...
                                         🪐
Eveeeettt ilk bölüm çok şükür bitti. Yorumlarınızı esirgemeyin ve fikirlerinizi yazın. Ada'yı biraz kendime benzeterek yazmış olabilirim.Bomba bölümlerle niceleree❤️‍🔥

KALP ZİNCİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin