KÜÇÜK KIVILCIM

92 9 2
                                    

Bazen hayatta, zaten çok önemli değildi dediğimiz şeyler; gün gelir, küçük bir kıvılcımdan ateşe dönüşürse o zaman anlarız önemini. O kıvılcımı önemsiz görüp, beklersek; kıvılcım büyür ve seni kül haline getirir. Bizde babamı önemsemedik. Gitti, kurtulduk ne gerek var aramaya dedik ve babam küçük bir kıvılcımdan, büyük bir ateş yarattı.

Gözlerimi açmaya çalıştığımda acayip bir enerji sarf etmiştim. Yanımda Alp duruyordu. Telefonla ilgileniyordu. "Alp, ne oldu, neden burdasın?" Alp bir hevesle bana döndü ve öyle bir sarıldı ki tüm organlarım dışarı çıkacak sandım. "Alp sakin ol." dedim ve bende ona sarıldım.

"İyisin demi Ada? Bir yerin ağrıyor mu? Su getiriyim mi?" dedi Alp. Sanki annesi iyi olduğuna emin olana kadar, annesini soru yağmuruna tutan küçük çocuk gibiydi.

"İyiyim Alp sakin ol. Ne oldu? Tam hatırlayamıyorum, ilk bir buket gelmişti. Ve bir not sonrası yok.

"Ada, babandan geldi. Ben elimde geldim, sana verdim buketi ve sonra sen bayıldın. Doktor bir anlık şok ve korkuyla olduğunu söyledi." Evet işte gerçek hayata dönüş Ada'cım. Hoş geldin rezil dünyana.

"Alp ne yaptınız buketi?" Kafam allak bullaktı, şimdi ne yapacaktım?

"Buketi incelemeye götürdüler, notuda bir yere kaldırdık." dedi Alp sıkıntılı bir biçimde.

"Ada, korkma; burda her zaman senin yanında olacağıma söz veriyorum. Unutma, her zaman burdayım. Tek bir şart, aramıza yalan girmeyecek." Alp'in dediği bu cümleleri anlamaya çalışıyordum.

"Alp, ne alaka anlamadım? Yalan söylememi gerektirecek ne var? dedim Alp'e ve doğruldum.

"Sen sadece dediklerimi unutma. İllaki biri yalan söyleyip bu gücü bölmeye çalışacak. Bana söyle, her ne olursa olsun." Alp ne anlatmaya başlamıştı? Gerçekten şu an ki kafayla anlamak için tüm enerjimi vermem gerekiyordu. Ama ben bu gücü kendimde bulamadım.

Kafamda acayip bir ağrı vardı. "Alp ağrı kesici var mı?" dedim oflayarak.

"Ada içemezsin çünkü zaten serumda verdiler. Biraz bekle geçmezse doktoru çağırırım." Mükemmel hayat yaşıyordum resmen. Hayat tüm oyuncaklarını üstümde deniyordu. Epey de başarısı vardı.

"Tamamdır, her şey için teşekkür ederim." dedim ve kafamı yastığa koyup düşünmeye başladım.

"Ada, sıkıntı etme. O baban denen haysiyetsizi bulup, sana ve insanlara yaptıklarını tek tek soracağım." Alp'e güveniyordum ama ya babam bir sorun çıkartırsa diye de düşünüyordum.

"Alp, sen neden bu kadar iyi davranıyorsun bana?" dedim ve gözlerim, başımın ağrısından kapanmaya başladı. Sadece Alp'ın "...bilsen neler olur acaba?" dediğini duydum ve uyku bedenimi gene ele geçirdi.

Alp Kayra
"Alp, sen neden bu kadar iyi davranıyorsun bana?" dedi ve uyudu. Çok tatlı uyuyordu. O gözlerindeki ışık, hala küçüklüğündeki gibiydi. "Bu masumluk, hala o küçük kız çocuğunu anımsatıyor bana. Ah be Ada hiç mi hatırlamıyorsun beni? Hiç mi aklına gelmiyorum senin? Beni bilsen neler olur acaba?"

Gözlerimi usul usul açtım. Etraf yavaş yavaş aydınlandı. Alp yanımdaki koltukta uyumuş ve üstüne bişey örtmemiş. Kalktım, su içtim ve Alp'in üstünü örttüm. Tam gideceğim sırada geriye doğru çekildim. Alp kolumdan tuttu. Alp'in yanına düşmüştüm.

"Çok düşüncelisin." diye fısıldadı kulağıma. Ateş basmıştı her yerimi. "Üstünü açmışsın," boğazımı temizledim "Örteyim dedim." diye cevap verdim.

Alp kollarını belime sardı ve beni iyice kendine doğru çekti, saçıma bir öpücük bıraktı. Karnımda amansız bir his hissettim. Kelebekler karnımda oyun oynuyorlardı sanki.

KALP ZİNCİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin