—Annyeonghaseyo Felix hyung!
—Annyeonghaseyo Jeongin. Hayırdır sabah sabah neden aradın beni? Yine mi cinayetle ilgili bir detay var? Oğlum neden sen bu delilleri hep telefonda söylüyorsun bana? Ne biçim zamanlama lan bu?
—Yok Komiserim, b-benn-
—Tamam Jeong izinlisin. Yalan atmana gerek yok. Hasta olmadığını biliyorum.
—Ne demek hasta değilsin hyung!? Popom hastanede ağrıyor. Oturamıyorum anasını satayım.
—Yalan atıyor Felix! Randevusu va-
—Ya! Changbin hyung!
—Bir kerede biriniz arayınca sadece birinizin sesini duyayım. Ve bir kerede hoparlörde olmasın şu telefon. Kulağımı s********!
—Aigoo!
—Ne oldu, diye sordu Changbin öteki odadan.
—Felix hyung ağır küfürler etti.
—Amaan, ben de bir şey oldu sandım, derken elini boş ver der gibi sallamıştı.
—Her neyse beyler. Jeong izinli Changbin, sen de geç kalma büroya.
—Evet! Felix, neden izinli!? Yalan söylüyor!
—Ağla hyung ağla! Puahahah!
—Malsın Jeongin!
—Malsın Jeongin!
İkisi de aynı anda böyle diyince Jeongin yine dudağını büzüp aegyo yapmakla meşguldü. Felix orada olmasa da Jeongin'in öyle yaptığını tahmin edebiliyordu.
—Aegyo yapıyor o p****** değil mi Changbin, yapıştır ağzının üstüne bir tane!
—Emredersiniz komiserim!
—Ya hyung! Büroda bu kadar hızlı yerine getirmiyorsun emrini! Off, Ben yarın için de izin istiyorum arkadaş bu ne yaa! Dudağım acıyor şimdi de! Dün popom bugün dudağım, ne istiyorsunuz siz benden!?
—Bir tane yetmemiş bir daha vur Changbin.
—Hayır hayır tamam, tamam susuyorum.
—Heh, adam ol. Ve, yarın kesinlikle izinli değilsin!
—Tamam hyung.
Felix ve Changbin büroya geçtiler. Jeongin de saat on dörtteki randevusuna sekizde hazırlanmaya başladı. Anca spor yapıp duş alıp saçlarına jöle sürüp tarayıp karın kaslarını belli edecek tişörtü bulup giyip yine ona uygun pantolonu giyip bir de çorapla kombinleyip...
Felix odasına geçtikten sonra kahve ve poğaça almak için Jeong'u çağıracaktı ama o izinliydi.
—Chaaaaangbiii-
—Günaydın Komiserim!
—Ahh, tam zamanında geldin. bana-
—Bir çikolatalı poğaça ve bir mocha.
—Evet, lütfen bir daha lafımı ağzıma tıkm-
—Emredersiniz komiserim, derken yüzüne bir bakış attı Changbin.
—Pisliksi-
—Biliyorum komiserim, artık ikisi de otuz iki diş gülüyordu.
—Tamam hadi git ge-
—Evet, ge?
—Getirmicem cümlenin so-
—Yaaa, Komiserim, yapma.
—Aigoo, gerçekten çocuk gibisin. Eski m-
—Eski komiserim, derken hiddetle sandalyesinden kalkan Felix'i salonun hızla salonundan ayrıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Canavar | Lee Felix
FanfictionMasum bir kız çocuğunun doktoru ve onu arayan Faili Meçhul Cinayetler Bürosunun amiri Lee Felix arasında bir kovalamaca yaşanmaktadır. Kim kazanacak?