İki zengin ailenin iki çocuğu...
Bir tarafta derslere pek kendini yormayan Min, diğer yanda kolej 1.'si Ho-seok...
Suga'nın ailesi kendisine daha çok yar-
dımcı olabilmek için onu koleje yazdırmaya karar verdiler. Suga ise orijinal potalara sahip olan kolejin sahasını incelendikten sonra olgun bir birey edasıyla elinden gele-
nin en iyisini yapacağı konusunda hiçbir kuşkularının olmaması gerektiğini söyledi.Ve artık kolejdeydi.
Pek ilgi alanı olmasa da turnuva sahası bile ilgisini çekmişti. Ve şimdi de sıra sınıfı bulmaktı.
Suga: 11 - 1...hangi katta bu şimdi..?
...
Suga: İşte burda.
İçeri girdiği gibi boş gördüğü sıraya oturdu. Ve bu sınıfın ortasında ki sıraydı. Kafasını gömüp şekerleme yapacaktı ki...
🗣️: Selam millet. Oturabilirsiniz.
Oysa ki kendisi henüz ne kafasını indirebilmişti ne de ayağa kalkabilmişti. Grup grup ayrılmış öğrenciler her bir yana dağıldılar. Lanet olası bu yer Suga'yı hiç mutlu etmemişti. Çünkü kafasını sallasa dahi sanki herkes ona bakıyormuş gibiydi. İlk günden şekerleme yapacak hâli yoktu. Teneffüsün olmasını ve orijinal basketbol sahasında kendisini görmeyi istiyordu.
Dersin ortası bile olmamıştı belki de...ama o saniyeleri kovalıyordu..-ki birden basketbolda her zaman var olan hafif bağırma sesleri geliyordu. Bu onun dikkatini çok çekmişti. Ve bundan hoşlanmıştı.
Yeterince rahat bir şekilde dışarıyı izleyemiyordu. Şöyle kafasını sıraya dayayıp maçı izlese ne güzel olurdu aslında... ASLINDA...Bu imkansız m-? Asla.
"🔔" (Zil çalar.)
Ayaklanıp hemen cam kenarına gider. En iyi sırayı kendisi için seçmişti bile. Oturup rahat bir şekilde maçı izledi.
Zil çaldı. Ve sıranın sahibi geldi. Bir kızdı.X: Umm...çok beğendiysen verebilirim demek isterdim ama sıramı taşıyama-...
Suga: Kendini taşıyabilirsin ama...
X: Ne??
Suga: Demek istediğim... gerçekten yardımcı olmak istersen..‽
Kız sırada oturmuş olan Suga'ya yaklaştı. Masanın üzerine oturur şekilde dayandı. Kısa eteği daha çok kısalmıştı. Üstteki göm- leği ve önlüğü gerilmişti. Gevşemiş kravatı ve açık gömleğinden gövde detayları daha belirgin hâl almıştı derken..sıranın diğer sahibi geldi. Bu bir oğlandı...
Bu..°°JUNG HO-SEOK°°tu.
X: Ho-seok. Yine fanlarımdan biri benimle vakit geçirmek istiyor. Rica etsem 'bu sefer' yerini değiştirir misin? İhm ihm..izninizle~
Ho-seok: Tabi ki. İznim senin..tabii "yine" seninle oturmak için gelmişlerse...
Suga'ya baktı. Direkt olarak gözlerine bakıyordu. Suga sesiyle sendeleyerek konuşmuştu âdeta... şaşkınlıkla bakıyordu karşısındakine.
Suga:N-ne?
Ho-seok: Onun için mi geldin? ...~ evet mi hayır mı??
İkiside Suga'ya bakıyordu.
S: Ha-hayır...
H:(Kıza bakarak) İznini hâlâ kullanmak istiyor musun peki?
Kız aniden çantasıyla, eşyalarını alarak bir arkadaşının yanına geçti. Çantası kucağında gözleri hüzün dolu ama kızgın bir şekilde de onlara bakıyordu. Suga hayretle Ho-seok'a bakıyordu. O ise sadece ders kitapları ile ilgileniyordu. Suga'nın dudağında yarım bir tebessüm belirdi.
S: Sen...ahh... teşekkür ederim.
Ho-seok ilgilenmemişti bile. Suga koşup çantasını aldı.
H: Dinliyorum...(Suga'ya bakar) Hangi ders?
S: Ne?
H: Kolejin 1.'sinin yanına başka niçin oturmuş olabilirsin ki... aşık değilsen tabii
S: N-ne?
H: Boşver. İşine geri dönebilirsin.
~