Şu son günlerde hayatımız en sıra dışı halini almıştık. Artık bir kurt adamdık ama bunun kötü tarafı ise ne yapacağımızı bilmememizdi. Her ne kadar bilgisiz olsak da ben kurt adam olmamızdan memnundum. Enes' in aksine...
Isırıktan sonra o da bir kurt adam olmuştu. Tek sorun bu konuda sürekli beni suçlayıcı şeyler söylüyordu. Ben de onun düşüncelerini değiştirmek adına
"Bunun ne kadar harika bir şey olduğunun farkında mısın. Artık normalde asla duyamayacağımız sesleri rahatlıkla duyabiliyoruz. Hiç göremediğimiz şeyleri rahatlıkla görebiliyoruz. En iyisi de ne biliyor musun saatlerce spor yapmadan bir insanın onlarca katı güce sahibiz. Yani artık o ağır şeylerle spor yapmana gerek yok. Isırık bir hediyedir Enes." dedim.
Enes'te bu sözlerimle yumuşamışa benziyordu. Güç noktasına geldiğimde ise yüzünde kocaman bir gülümseme olmuştu. Çünkü kasları onun için büyük önem taşıyordu.
"Peki artık bende kurt adam olduğumuza göre sinirlendiğimizde bizi kim sakinleştirecek?" dedi.
Enes merakla. Güzel soru. Kaşlarımı çatıp düşünmeye başladığım sırada
"Ayda?" diye söze atladı.
"Hem babasının kurt adamlarla ilgili derin bilgilere sahip olduğundan bahsetmişti." dedi.
Haklıydı. Ayda' dan yardım almalıydık. Okulda Ayda'yı aramaya başladık. Onu bir kız ortamının içinde derin bir sohbette yakaladık. Enes' e Ayda'yı çağırmasını işaret ettim. O da beni başıyla onaylayıp Ayda'yı çağırdı. Şimdi üçümüz baş başaydık.
"Ayda sana bir şey söylememiz lazım." diye hemen konuya girdim. Ayda'nın kaşları merakla çatıldı.
"Sizi dinliyorum." dedi.
"Ayda dolunay gecesi Burak zincirlerini kırdı. Öfke nöbeti yaşadığında ise bana saldırdı. O sırada beni ısırdı. Yani anlayacağın artık bende bir kurt adamım." dedi Enes.
Ayda bu gibi durumlara alışıktı,
"Anladım peki benden ne istiyorsunuz." dedi.
"İkimizde kurt adam olduğumuz için öfke nöbetlerimizde bize yardım edecek birileri kalmadı.. Bu yüzden bizi babanla tanıştırmanı istiyoruz. Onun kurt adamlar hakkında bilgiye sahip olduğunu söylemiştin." diye durumu özetledim.
"Tabi ki. O zaman yarın akşam bizim eve gelin. Babamın size yardım edeceğine eminim." dedi ve gülümsedi. Bize yardım ettiği için ona minnettardık.
Ertesi gün Enes' le Ayda'ların evine gitmek üzere buluştuk. Bize adresini mesaj attığı eve geldiğimizde Ayda bizi kapıda karşıladı.
"Hoş geldiniz beyler. Babam sizi içeride bekliyor." dedi.
Beraber içeri girdik. Evi incelemeye başladığım sürede karşımıza genç görünümlü bir adam çıktı.
"Hoş geldiniz gençler. Ayda sizden çok bahsetti. Sonunda tanışabildik." dedi sevecen bir tavırla.
Konu öfke kontrolümüze geldiğinde ise bize bir dakika müsaade isteyip salondan ayrıldı. Meraklı gözlerle Enes'e baktım. Onun da benden bir farkı yoktu. Çok geçmeden Ayda'nın babası elinde iki tılsımla salondan içeri girdi. Tılsımın üzerinde dört tane sarmal vardı. Enes' le tekrar göz göze gelmiştik. Sorar bakışlarla bana bakıyordu. Ayda'nın babası bu bakışmalarımızı görmüş olacak ki bize durumu açıkladı.
"Gençler bu tılsım size öfke kontrolünüzde yardımcı olacak.Tam bu sırada tılsımın üzerindeki dört sarmal dikkatimi çekti ve dayanamayıp sordum.
" Tılsımın üstünde neden dört tane sarmal var."dedim.
Ayda'nın babası da hemen üstüne
" Bu sarmalların her biri bir kurt çeşidini simgeler. Delta,alfa,beta ve omega."
Daha sonra konuyu tılsımın nası kullanılması gerektiğine getirdi.
"Yapmanız gereken tılsımı elinize alıp şu sözleri söylemek. 'Üç şey gizli kalmaz. Ay, Güneş, Gerçek." dedi.
Enes' le aynı anda başımızı salladık.
"Öyleyse bir deneme yapalım." deyip,
hangi ara belinden çıkardığını anlamadığımız silahı bize doğrulttu ve iki el ateş etti. Enes' le gözlerimiz iri iri açılmışken aynı anda kor gibi bir öfkenin kanımda gezdiğini hissettim. O sırada adamın elinden tılsımları alıp sözleri söyledik.
Her geçen saniye öfke bedenimizi terk ediyordu. Tamamen sakinleştiğimizde tüm bunlar için teşekkür edip evlerimize döndük.
Ertesi gün öğle yemeğinde Enes i arıyordum,
" hangi cehennemdeydi bu çocuk."
Yemek yemek için kantine indiğimde, uzakta Enes'le Ayda'yı gördüm biraz istekli biraz isteksiz kulak misafiri oldum.Enes Ayda'a akşam yemeğine davet ediyordu.Ayda enesin teklifini ters çevirmemiş, memnuniyetle kabul etmişti. Bende merakıma yenik düşüp Enes'i takip etmeye başladım. Akşam romantik bir yemek hazırlayan Enes,kapıda Ayda'nın Gelmesini beklerken bir araba Enes'in yanına yaklaştı ve gümüş mermili bir silahla Enes'i bayıltarak kaçırdılar.Gümüş merminin bizim için tehlikeli olduğunu biliyordu. Tüm bu olanları gördükten sonra Enes'i kurtarmak için adamların üstüne atladım ama en önemli şeyi unutmuştum adamların silahı vardı. bir anda silah patladı ve kendimi yerde buldum gözüm yarım açık yarım kapalı bir şekilde yerde yatıyordum biraz sonra gözlerim tamamen kapanmıştı.
Gözlerimiz bağlı bir şekilde bizi bir depoya götürdüler. Tam yeni yeni kendime geliyorum gözlerim yavaşça aralanmıştı ki yanımda Enes'in olduğunu fark ettim. İkimizde hem el hem de ayak bileklerimizden sıkıca bağlanmıştık. Etrafı biraz inceledim, depoda ince çizgi halinde bulunan elektrik dolu metal kablolar vardı ve çıkışa gitmek neredeyse imkansızdı. Bunu bilmeden denediğimizde elektrik çarptı. Enes'le beraber buradan nasıl çıkacağımız hakkında bir fikrimiz yoktu. Önce elektriği umursamadan bir kaç kere çıkmaya çalışsak da her defasında yere yığıldık.Kapı açıldı ve içeri kurt adam sürüsü girdi bir anda ipler yok oldu bunu fırsat bilerek üstlerine atladık.Bunun saçma bir fikir olduğunu çok sonra anladık. Çünkü henüz bir kurt adam gibi dövüşmeyi bilmiyorduk ve sayıları da oldukça fazlaydı. Ayıldığımızda yine oradaydılar, bize bir zarar vermek istemediklerini ve bize bir teklifleri olduklarını söyledi, eğer onların sürüsünde olursak buradan çıkabilir ve Kurt adamlar hakkında daha çok bilgiye sahip olabilirdik. Enes'le bir karar verdik ve ....
SÜRÜYE KATILACAK MIYIZ ?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dolunay
WerewolfAlt tarafı bir ısırık neler yapabilir ki ? Isırılan ve ısırıldıktan sonra hayatları büyük ölçüde değişen gençlerin hikayesi.