Kesit

18 0 0
                                    

Ne kadar süredir buradaydım? Ne kadar süredir bu pozisyonda oturmuş, başımı ellerimin arasına alıp aklımı kaçırmışım gibi ileri geri sallanmıştım? Belki de kaçırmıştım zaten. Ki bu, her şeyi daha kolay yapardı.
Neyse ne, diye düşünüp doğruldum. Dengemi sağlamaya çalıştım. Başım dönüyordu. Görüşüm bulanıklaşmıştı. Sakinleşmem gerekiyordu. Aslında yan tarafımda olan dolabı bir an yakınımda, bir an için uzağımda görüyordum. Bu haldeyken, ona çarpıp düşmek kaçınılmazdı.
Sinirle çarptığım bacağımın acıyan yerine bastırıp dişlerimi sıktım. Acı, kendime gelmemi sağlamıştı. İç çektim. Cait orada nelerle uğraşıyordu, ben burada kendimce debeleniyordum.
Ayağa kalkmak için bu düşünceyi iyice benimsedim. Telefonumun durduğu yatağa uzandım. Telefonumu elime alıp saate baktım. 18:09. Olayların üzerinden 2 saat geçmişti. Onları tüm ayrıntılarıyla hatırlıyordum. Haksızlıktı. Kesinlikle haksızlıktı ve bundan nefret ediyordum.
Gözlerimi kapattım ve sözcükler beynime doluştu.
"Daha iyi olanaklar sağlamak isterdim. Özür dilerim."
Özür dilerim. Gözlerim yanmaya başlamıştı. Bir türlü kafamdan atamıyordum anıları. Hayır, bugün yeterince üzülmüştüm. Daha fazla kendime işkence etmeyecektim. Bu durumda daha fazla bulunmayacaktım. Olan olmuştu. Bu gerçeği değiştiremezdim. Böyleydi, değil mi? zavallı teselli sözleri. Sonrasında da "Kendi yoluna bakmalısın. Dünyanın sonu değil ya?" geliyordu. Saçmalık.

16:02Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin