0.2

52 18 14
                                    

Gözlerini demir kapısı kapatılmış, sarı şerit çekilmiş hastanede gezdirdi Jisung.

Salgın hastalık nedeni ile karantinaya alınan bu hastaneden kimsenin haberi yoktu. Yani en azından Jeongin bahsettiğini göre böyleydi.

"Tüyler ürpertici," diye mırıldandı Jeongin alışık olduğu hastenede gözlerini gezdirirken. Burayı hiç özlememişti ve iyi ki de karantinaya alınmamıştı.

Aklına gelenler birlikte olduğu yerde durdu ve Jisung'a doğru döndü Jeongin. Acaba, dedi kendi kendine. Karantinaya alınmam gerekiyor mu?

"Sorun ne Jeongin?" Oğlanın kendisine olan bakışlarını fark ederek konuştu Jisung. Burada olmak onu da germişti biraz.

"Bende hasta olabilir miyim?"

"Hasta olsaydın, seni de karantinaya alırlardı."

"Oh doğru," diye mırıldandı Jeongin kafasını sallayarak onu onaylarken. Rahatlamış bir şekilde konuşsa bile hasta olabileceği gerçeği adeta kulaklarında yankı yapıyor, kendisini daha çok korkutuyordu. Bu hastalık neyin nesiydi? Bulaşınca ne oluyordu?

Sarı şeridin altından geçen Jisung'u takip etti hiç düşünmeden. Buraya geldikten sonra geri dönemezdi ya. Merak etmişti bir kere.

"Buradan sonrasını kendim hallederim." Jisung kendisine yük olacağını düşündüğü oğlanı göndermeye çalıştı ki bu Jeongin'in pekte umrunda değildi. Merakını gidermeli ve hasta olmadığına emin olmalıydı.

"Tamamen terk edilmiş duruyor," diye mırıldandı Jeongin demir kapıyı ittirip hastanenin büyük bahçesine girerken. Karantinaya alınan bir yer böyle ürkütücü ve terk edilmiş mi görünürdü?

"Jeongin." Jisung göz devirerek peşinden ilerledi. Önden giden bu oğlana ne derse desin kendisini dinlemeyecekmiş gibi görünüyordu.

"Bu çiçekleri daha önce hiç görmemiştim." Hastaneye giden merdivenlerin kenarlarında ortaya çıkmış çiçekler Jeongin'e epey garip gelmişti. Bahçede bile pek fazla çiçeği olmayan bu hastanenin merdivenlerde çiçeği olması ve bir haftada bu kadar fazla büyümesi biraz garipti.

Jisung, Jeongin'in arkasından yaklaşık gözlerini merdivendeki çiçeklerde gezdirdi. "Aynı," diye mırıldandı parmaklarını sarmaşığın üzerinde gezdirirken. Kazanın olduğu duvarda ortaya çıkan sarmaşık ile aynıydı.

"Ne aynı?"

"Bu bitki kazanın olduğu duvarda da ortaya çıkmaya başlamıştı." Kaşlarını çattı Jisung. Sarmaşığın dibinden tutup çekmeye çalıştı. "Sanki kan bulaşan yerden ortaya çıkıyormuş gibi."

"Ne bu mantar mı?" Göz devirdi Jeongin. "İnsanlar bu masalları ne kadar çok anlatıyorlar. Her kazanın olduğu yerde bir bitkinin ortaya çıktığını ve bu şehrin lanetli olduğunu anlatıyorlar."

"Belki de haklılar." Sarmaşığı daha sert çekip kökünün yerden ayrılmasına sebep olurken Jeongin gördüğü şeyle olduğu yerde kalakaldı.

"Siktir!" Derin bir nefes aldı. O ara havadaki kokunun bitkilerden ve çürüyen bir şeyden geldiğini anladı. "O bir ceset mi?"

Kafasını iki yanına salladı Jisung'un sarmaşığın köklerindeki kime ait olduğu belli olmayan elle bakarken. "Kesilmiş bir el."

"Aman ne rahatlatıcı." Burada çalışmaya başladığı güne lanet ediyordu artık büyük ihtimalle.

"Buranın karantinaya alındığına emin misin Jeongin? Burada daha farklı bir şey var."

"Masallar gerçek," diye karşılık verdi ona Jeongin. Anlatılan masallar gerçekti. İnsanların öldüğü ve bitkiye dönüştüğünü dair olan masallar gerçekti.

Jeonju/ MinSung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin